- Kategori
- Siyaset
St. Petersburg şehrinden...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden naklen ses verdi.
G20 zirvesine katılan başbakan, konuşmasının önemli bir bölümünü ekonomiye ayırdı. Özellikle Türkiye'nin ekonomisinin "İstikrarlı" olduğundan söz etti.
Elbette biz, bugün için ekonominin iyiye gittiği konusunda hemfikir değiliz. Türkiye'nin ekonomisi bıçak sırtında gidiyor diyoruz, sıcak paranın verdiği güç ile gidiyor diyoruz ve bu görüşümüzde de "Şimdilik" ısrar ediyoruz.
Gelelim Suriye ve Mısır konusundaki söylemine. Başbakan aynen söylediği şu...
"Suriye rejiminin halkına yönelik katliamı, zirveye katılan hemen her lider tarafından dikkatle takip ediliyor ve Şam'a yönelik bir operasyonun son derece gerekli olduğunu liderler de ifade ediyor. Tabii bunun nasılı, niçini, zamanlaması, Birleşmiş Milletler misyonunun raporunu vermesi ve bu rapora dayalı olarak bir adımın atılmasının daha burada önemli olduğu noktasında bir yaklaşım var."
Yukarıdaki ifade ile başbakan, Suriye ve Mısır konusunda toplantıya katılan tüme G20 ülkelerinin kendisi gibi düşündüğünü ifade ediyor ve bizim de buna inanmamızı istiyor.
Elbette G20 ülkelerinin düşündükleri, başbakanın anlattığı gibi değil. Olmadığını da sözlerinin içine gizlemeye çalıştığı cümleden anlıyoruz.
"... Tabii bunun nasılı, niçini, zamanlaması, Birleşmiş Milletler misyonunun raporunu vermesi ve bu rapora dayalı olarak bir adımın atılmasının daha burada önemli olduğu noktasında bir yaklaşım var."
Birleşmiş Milletlerin bu konudaki tutumu ne?
Daha dün başbakanımızdan BM'in yapısının gözden geçirilmesi gerektiğini işitmedik mi? Yani Birleşmiş Milletler topluluğunda en az 5 daimi delegenin ortak, oybirliği ile karar vermesi gerekiyor ki karar alınabilsin.
Peki Suriye ve Mısır konusunda bu "Oybirliği" var mı?
Yok...
En azından şimdilik yok...
O zaman bu ülkelere sınırlı veya sınırsız her ne hal ise, saldırıda bulunmak "Uluslararası Hukuk"a uygunluğunda sıkıntı var demektir. Bu da her iki ülkeye saldırıyı yapanın alta kalacağının resmidir.
Elbette onu komşumuz ile olan ilişkilerimizde, tüm bu detayların bizim için önemi var.
Peki, Türkiye'nin bu ortamda rolü n'oluyor?
Orasını hiç bilmiyoruz, bildiğimiz şey, sonucunda iki adet sevimsiz düşmanımız daha olacak burnumuzun ucunda..
Tüm kazancımız bana göre bu olacak.
Dahası, güney sınırımızda PKK dışında bir de "Arap milliyetçili" ile donatılmış düşmana sahip olacağız.
Sosyal medyada yayınlanan bir videoda seyrettiğimiz "İnfaz" sahnesindeki "İnfazcı" grup, Türkiye resmi devlet politikası tarafından desteklenen Müslüman Kardeşler mensupları...
Başbakan, neye destek verdiğini biliyor mu, o da ayrı bir merakımız doğrusu.
xxx
Ve bir dip not daha...
Başbakanın söylediği ODTÜ'deki olay, "Türban" meselesi değil. Olayı saptırmasına da gerek yok. Onu da "Gerçek boyutları" ile anlatacağız
07 EYLÜL 2013
İBRAHİM PEKBAY