Muhteşem yüzyıl ve Harem

Hep merak ederdim Harem dairesini ve Harem işini. 

Birçok kez Topkapı Sarayını ziyaret ettim. İlk ziyaretim 1970 yılına uzanır. O zamanlar her şey aslına uygun ve eşyalar yerinde dekor edilmişti. Daha doğal olarak anılarımda kaldı. 

Harem bölümünün haremliği vardı. Ziyaret ettiğim çoğu seferinde sıra Hareme gelince, ya bir inşaat veya içeride yoğun grup kalabalığı olduğu bahanesi ile geri çevriliyordum. Bir iki kez hızlıca, önümde arkamda “acele edelim” sesleri ile çok az kısmını görebilmiştim. Bunun nedenini şimdi de anlayabilmiş değilim. 

Konuştuğum yüzlerce yabancı turist hep Saraydaki Haremin gizeminden ve güzelliğinden anlattılar. Kadınlı, erkekli Hareme hayrandılar ve merak ediyorlardı ne olup bittiğini. Umarım Muhteşem Yüzyıl adlı film dış ülkelerde de gösterime girer ve onların merakını giderir. Ayrıca henüz Topkapı’yı tanımamış olanları da Türkiye’ye yönlendirir. 

Tahmin ettiğimiz gibi Türkiye televizyon seyircisini televizyon başında adeta dondurdu Muhteşem Süleyman. Yerli dizilerle pek aram olmamasına rağmen zevk ve keyifle seyrettim Muhteşem Yüzyılı. 

Muhteşem Yüzyıl ile Hürrem Sultan’ın kim ve nasıl biri olduğunu öğreniyoruz. Muhteşem renk ve görüntülerle Sarayı tanıyoruz. Köleciliği bir başka açıdan izledik. Zamanın askerlerini savaşa motive eden faktörleri öğreniyoruz.. 

Öte yandan, dizi üzerine tartışmalar çok ve çeşitli. Yakasız gömlekliler bu işe fena bozuluyorlar. Dini kendi tekellerinde görüp cennetin anahtarını ceplerinde sananlar, bu kez de geçmişimizi tanımamızı ve sahip çıkmamıza karşılar. 

Şimdiye kadar gösterilen dizide Kanuni Sultan Süleyman’ı aşağılayan, küçük düşüren bir bölüme veya sahneye rastlamadım. Şehvet veya cinsel duyguların ön planda olduğuna dair bir fikir oluşmadı zihnimde. Günlük yaşam içinde olabilecek çizgiler. 

Gelecek bölümleri heyecan ve sabırsızlıkla bekliyorum. Hüseyin Seyfi