Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '09

 
Kategori
Söyleşi
 

Müslim Çelik'le söyleşi

Müslim Çelik'le söyleşi
 

Şair Müslim Çelik


Tarih boyunca hemen her şair tarafından tanımlanmış olan şiir, sizce nasıl bir anlama sahip ?

Şiirin her şaire göre tanımı, anlamı, edimi farklıdır. Şair birey olarak monolog içinde olmasa bile şiirin monolojik bir bildirişim içinde olduğunu biliyoruz. Şiir dili, şairini , okurunu, yaşamı tüm yönleriyle bu bildirişim sorunsalı içerisine katar. Doğa, yaşamı nasıl örgütlüyorsa, şiir de dil denilen o canlı varlığı böylesi örgütler. Şairin kullandığı dilin modern şiir bağlamında doğrudan göndermede bulunduğu gerilimli ilişkisi vardır. Uçlara doğru evrilmeden önce aşınıp aşıldığını var sayarız. Sürekli kurucu özneyi arar bulur. Şiir okunup özümlendikten sonra bizde kalan erinç, üzünç duygu, etki ve benzeri şeylerdir.
Bunların biri ya da birkaçıdır.

Edebiyat dönemlerine baktığım vakit Kürtlerin tarihsel beklentilerinin edebiyata yansımadığını görüyoruz. Yanılıyor muyum ? Edebiyatın demokratikleşmesi için neler yapılablir ?

Bir halkın edebiyatının göstergesi tarih ve ontolojik olanla ilintilidir. Varlığının kökleşip derinleşmesinde sözlü olandan bir an önce kurtularak yazı diline erişmiş ya da eriştirilmiş olmasıyla kaimdir. Sözlü ekin ve yazın, belekte aktarılarak ( nakli bilgi ), yazınsal olansa, bir milletin tüm beklentilerinin kağıt üzerine
yansıyıp şekillenmesiyle ortaya çıkabilir. Açık ya da örtülü yazı dili çeşitlemesinden, o türlerin basılıp yayılıp okunmasından geçmemiş toplumlardaki yaşanmışlıklar unutulmaya doğru itilir. Bir dilin eğitim- öğretimden geçmiş olanlarda yazınsal ekin belleği kadük kalır. Edebiyatımızın demokratikleşmesi için iyi niyet, evrensel insanlık normlarına uymak, kişinin doğuştan ve sonradan gelen doğal insan haklarına saygı - sevgi temelinde resmi tarihin de el attığı ön adımlar gerekir. Bu çok geniş bir konu ! Bir harfin bir sözcüğün doğuşu binlerce yılı alıyor. Hangi dil olursa olsun tarihten silinmeye yüz tutuyorsa, tüm insanlık olarak üzülmeli, utanç duymalıyız.

Gorki ve Puşkin gibi birçok yazar/şair, kendi dönemlerinde genç şair ve yazarların demokratik bir sanat anlayışıyla yetişmelerine yardımcı olmuşlardır. Bu noktada Türkiye'de durum nasıl ?

Rus sanat dili çağdaş Rus edebiyatının kurucusu Puşkin'de canlandı. Evrilen Rusya halklarınn ekinsel ve tinsel dünyalarının gerçekçi yaşam ve düşlerinin aynası oldu. Köylülüğün bir sınıf olarak , proleteryanın protipinin bunun içinde çıkacağını hep sezdi.. Gorki ; roman, öykü yazarlığında Puşkin gibi halkına açılan
kanalları hep besledi. Bu alanda devrim koşullarında devrim yarattı. Tıpkı Puşkin gibi acıların kaynağına ulaşabilmiş olup onların yaşamındaki derin çelişkilerini sezebilmiştir. Bu gibi yazar ve şairler yeni gelenleri ürünleriyle beslerler. Bir demokratik sanat anlayışını aşılamak, resmi görüş , verili erkle doğrudan bağlantılıdır. Onlarda çekinceli evet, bizde sorunludur. Onun için bize dönük yazar-şair adı şimdilik veremeyiz.

Şairlik süreci içinde karşılaştığınız engel ve zorluklardan bahseder misiniz ?

Şairin karşılaştığı engellere engel denmez. Fiziksel engellerden söz ediyorum. Onu daha ziyade dilsel , ekinsel, yazınsal alanlar ilgilendirir. Şairin kullandığı dil kendisiyle barışkın değildir. Ne zaman bir söylem geliştirmeye kalkıverse, önce karşı dil kurma çabaları gelir göndemine. Bunu, verili erkin dilinden uzak durarak başarabilir ancak. Şiirsel olanla özneyi soğurmaya çalışır. Şairin ve okurun bir yaşantı coğrafyası vardır. Bu özün içine kattığı, şiirin biçiminin soğurduğu içeriktir. Şair, yazın (edebiyat) bir görev üstlenmişse salt yaşantının şiire böyle çökelmesi, dil'e abanması, onu yakın gerçekliğinden alarak nesnel bağlaşıklığı üzerinden, imgesel örgülerle insancıl olan her şeye yöneltir. Yaşamla insan, insanın doğasıyla toplum yapısında bir bağlaşıklar zinciriyle halkayı tamamlar. Yazını, şiiri, resmi, müziği, sanatları halkın yararına sunar. Okurun da yardımıyla çağdaş olanı kotarmaya yardımcı olur sanat. Yazın (edebiyat) dürüst , iyi huylu, terbiyeli, güzel konuşabilen (lafazanlık yapmayan ) günlük çıkmazlarını yazarak, düşünerek aşmaya çalışabilen kişileri yetiştirir. Şiirimin bana yaklaşarak kapanması sözkonusuysa eğer; yaşamla, ekinsel, yazınsal, onun metinlerarası göndermelerine de sıkça başvurmuş olmamdandır. Şiirin şair özneye açımlanmasını destekleyerek tetikleyen yönelim, ötekileştirilmiş her varlığı, her nesneyi, her nen'i de açar ve yeni disiplinlerle yeni okumalara götürür.. Şiirde olup biteni yalnız yüzey yapıda alıp irdelemek sözkonusu olamaz. Art anlamlarını deşmek gerekir. Alılmama eşitliği dolayımında okumak, yaşamı varsıllaştırmak gibi olanaklıdır. Şairin bir sorunsalı olması yüzey
yapıyı alttan destekleyen bir yapılanmaya doğru götürür ki bu, tutarlılık örneğidir. Olması yaşamın, insanlığın, doğanın yararına işler. Yani işler atom reaktörleri işler.

Sorular : Şemsettin Murat
Yanıtlar : Müslim Çelik

 
Toplam blog
: 155
: 1573
Kayıt tarihi
: 20.09.08
 
 

Diyarbakır doğumluyum. Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü mezunuyum. Hazro TÖB-DER Şubesi başkanlığını y..