Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

14 Ağustos '13

 
Kategori
Siyaset
 

Müslüman baharı (Mısır ve Taksim Gezi Parkını iyi okuyamazsanız şayet...)

Yıllar önce oturdular, aşağıdan baktılar yukarıdan baktılar, ölçümüzü aldılar; uyuduk…

Bir kıyafet diktiler alın giyin bunu dediler adına da “Arap baharı” dediler. Üfürükten; tıpkı “Barış süreci” ve “demokratikleşme paketi” gibi…

“Bahar” nasıl gelir, yüzü güleçtir yüreği sevgi doludur aşk doludur. Neşe dolar insan, mutluluk huzur refah kapısındadır diye bilir, doya doya yaşamak için açar kapılarını sonuna kadar.

Burada kin olmaz nefret duyulmaz, öç alma duyguları rafa kaldırılmıştır, kindarlık unutulmuştur…

Yani bu ülkede “insanca” adam gibi adam olarak yaşamak için “bahar” gelmiştir her şeye rağmen, böyle gördük şimdiye kadar…

Ama “Arap baharı” diye kakaladıklarına bir bakar mısınız; Bu baharlar da Türkiye dâhil tüm orta doğu ülkeleri ile Arap Yarımadasında hangi Müslüman ülke varsa hepsinde kargaşalar savaş darbe isyanlar var, kan gövdeyi götürüyor. Silahların gölgesinde düşmanlıkların depreştiği ayrımcılıkların arttığı, kardeş kavgalarında kanların oluk gibi aktığı ortama “bahar” demek ne kadar mümkün olabilir ki?

***

Arap Baharı dedikleri artık değişmiştir, çünkü “Müslüman Baharı” olmuştur adı, ama anlaşılan o ki hiçbir zaman bu ülkelerde gerçek anlamında baharlar yaşanmayacak, ömür boyu “güz” de kalmaya mahkûm olacaklar…

Elbette ülkemizde, son yıllarda ülke yönetimine talip olanların ve yönetenlerin yaptıkları akıl almaz hatalar yüzünden sanki bir “Arap” ülkesiymiş gibi etkileniyor. Çünkü sayelerinde batıya sırtımızı döndük, doğuda bedevi yaşamının peşine düştük. Arap değiliz ama bir Arap gibi yaşamak için çırpınıp duruyoruz.

Lütfen dikkatle bakınız; Bütün Müslüman ülkeler çağdaşlığı benimseyememiş, demokrasinin keyfini çıkaramamış laikliğin nimetlerini ellerinin tersiyle tepmiş ülkeler haline getirilmişler.

Getirilmişler desem de aslı bu yaşamı kendileri seçmişler, koyun gibi güdülmeyi kul köle kalmayı yeğlemişlerdir. Bu ülke halklarında hala sürü psikolojisi hâkim din sömürüsü egemen…

Bunlar içinse hiç kimseyi suçlayamazsınız, şu ülke bu ülke yok faiz lobisi yok mafya yok emperyalizm kapitalizm demenin faydası yok. Aynaya bakmanız kâfi…

Aklı beyni olan cehaletten kurtulmaya çalışan, kalbi ülkesinin birlik beraberliği çağdaşlığı bilimselliği refahı huzuru için atan vatandaşlardan müteşekkil hangi ülkeler bu durumdadır, terörle hainlerle kin ve nefretle savaşıyor söyler misiniz? Neden tüm teröristler “ Müslüman? ”

***  

Bayram günleri Suriye sınırlarındaydım, gördüklerim karşısında dehşete düşmemek mümkün değildi. Hiçbir şey anlatıldığı ya da basına yansıtıldığı gibi değil çok daha farklı ve vahim…

Reyhanlı da Antakya da büyük oyunlar oynanıyor, ne yazık ki bizzat hükümetin organize ettiği oyunlar kurduğu tezgâhlar bunların hemen hepsi, kimin Suriyeli kimin Hataylı olduğu belli bile değil artık.

Cilvegözü vb. Gümrük kapılarımız yolgeçen hanına dönmüş elini kolunu sallayan geçiyor kapıdan. İstihbarat güvenlik rast gele, ara ki bulasınız…

Nerede bunca polis, bunca görevli, bunca Jandarma, asker kim geri çekti bunları bilen var mı?

Bütün bunlara rağmen halk da büyük bir güvensizlik ve korku hâkim. Reyhanlı halkı çok daha fazla tedirgin çünkü halkın arasına belirli zaman aralıklarıyla; şu saatte şuraya bomba koyulacak korkusu salınıyor, bu söylentilerin yayılmaya başladığı anda özellikle de sığınmacı Suriyeliler bir anda toz oluyorlar. Haliyle de her gün cıvıl cıvıl olan meydanlar illegal oluşumlara kalıyor, tabiri caizse bazı odaklar cirit atıyorlar buralarda.

Reyhanlı da Antakya da hırsızlık işsizlik tacizler artmış, kaçakçılık en gözde meslek haline gelmiş. Bu işi yapanlar gözünü kırpmadan Türk askerine polisine silah sıkacak kadar cüretkârlar. TSK nın esamisi bile okunmuyor…

Reyhanlı erkekleri Suriyeli genç kızları ikinci eş olarak evlerine sokmuşlar, birçok yuva dağılmak üzere…

Paralı gelen Suriyeli sığınmacılar ortaklıklar kurmuşlar iş yeri açmışlar paşa paşa yaşıyorlar.

Ne bir vergi ödeyen var ne de soran…

Bir kısım esnaf ise son derece memnun, gıda sektöründe inşaat ve kira sektöründe büyük bir canlılık gelmiş il ve ilçelerine, gece gündüz demeden bayram seyran dinlemeden dükkânlar mağazalar alışveriş merkezleri marketler lokantalar açık…

Ev kiraları korkunç artmış, daha düne kadar 100 TL ye kiralanan evler bugün 500-1000 TL sına Suriyelilere kiralanmış, fırsat bu fırsat anlayacağınız…

***

Küçük bir satır arası olarak bir konuya değinmeden edemeyeceğim inanın, 1967 senesinden beri Antakya’ya gider gelirim eşim ve ailesi oralı, bugüne kadar Antakya’da bu kadar çok “türbanlıya” hiç rastlamamıştım. Sokaklar türbanlı bayan kaynıyor. Diyeceksiniz ki onlar Suriyeli kızlar kadınlar, hayır efendim büyük çoğunluğu bildiğimiz Antakyalı kadınlar kızlar…

İnsanın aklı almıyor. Ne oldu da bu şehir bir anda hidayete erdi acaba, diye soruyorum kendi kendime…

***

Ve çok daha vahimi illegal örgütler rahatça hareket etmek amaçlarına ulaşmak için “ormanları” yakmaktan asla çekinmiyorlar. Hatay da çıkan yangınların hiçbir masum ve tesadüfi yangınlar değil…

İyi bir zamanlama ile bilerek ve isteyerek çıkarılmış yangınlar, benim gibi birçok gazeteci yazar ve akademisyen dostlarımın vatandaşların görüşü ve tespitleri bu yönde…

Halep de yeğenlerim var, onlarla görüştüm; Çatışmaların neredeyse tamamı boydan boya sınırlarımızda, Suriye’nin içinde birçok ilde köyde belde de ilçede hiçbir şey yok…

Esad’ın bilerek ve planlı bir vaziyette Suriye sınırındaki tüm bölgelerden askerini çektiğini buraları özellikle PKK’lı ve diğer Kürt oluşumlarına bıraktıklarını söylediler. Yakın gelecek de bu gurupların ülkemizin başına büyük bela olacaklarından adları gibi eminler.  Zaten son olaylara bakılınca da buna itiraz etmek ve görmemek mümkün değil.

***

Nihayet bugün Mısır da illaki bizim istediğimiz iktidarda olacak diyen bir gurupla “devlet” karşı karşıya gelmiş bir halde. Mısır halkını da anlayabilmiş değilim. Bekleyin kardeşim bakalım yeni yönetim neler yapacak, nasıl bir önlem alacak nasıl bir öneri sunacak yaşananlar, haksızlıklar adaletsizlikler için, görün tartın ona göre karar verin, beğenmediyseniz inanmıyorsanız yine çıkın sokaklara, toplanın meydanlarda, sloganlar atın itiraz edin. Ama durum böyle hiç olmadı ki; madem siz bizim istediğimizi iktidar yapmadınız bizde sizi tanımıyoruz anlayışı taşıdı bugünlere ülkelerini, hiç kimse başkalarında aramasın suçu, suç Mısırlının kendisinde…

Aynı meydanlarda toplananlar getirdi bu yönetimi asker darbe yapmadı. Bu yönetimin neyini beğenmediniz ki?

Belli değil çünkü hiçbir şey yapamamış ki yeni yönetim, ama sadece iki meydanda illa bizimkiler iktidar olacak anlayışıyla karanlığın göbeğine çekiliyor koskoca bir ülke…

Ve çok daha ilginç olan ne biliyor musunuz; ülkemizdeki malum Hükümet yalakası basın ve yayın kuruluşları orada olan bitenleri öylesine abartarak ve Başbakanın söylemlerine uygun bir üslupla dile getiriyorlar ki duyduklarınıza inanamazsınız, şu ana kadar hala aslı astarı olmayan açıklamalar yapıyorlar.

Mısır sağlık bakanlığı ölü sayısını veriyor, inanmıyorlar “Müslüman kardeşler” denilen bir terör örgütü var ülkeyi kana bulayan onun açıklamalarına itibar ediyorlar…

Hayatı boyunca Mısırı hiç görmemiş Mısırlı bir tek insan bile tanımamış, sözde uluslararası ilişkiler uzmanı, çoğu iktidarın destekçisi malum üniversitelerin öğretim görevlilerini çıkarmışlar televizyonlara onlar da ipe sapa gelmez ama hep bilinen klişeleşmiş açıklamalarını yapıyorlar…

Yazıklar olsun yahu, biz Türk Ulusu olarak “insan” olmayı unutmuşuz bir kere, ne haddimizi biliyoruz ne de sınır tanıyoruz. Bir tek dost ülke yok etrafımızda, buna karşın altımızı oymaya hazır yüz binlerce hain kaynıyor içimizde…

***

Bu ülkede yaşayan herkese özellikle de iktidar çevrelerine tavsiyem; Mısır’daki olayları ve Taksim Meydanı ve Gezi Parkı eylemlerini lütfen daha iyi okuyun, akıllıca tahlil edin ve adam gibi kararlar verin artık…

Yoksa “Müslüman baharının” yeni çılgınlığı; ya “bizimkiler iktidar” olacak ya da hiç, anlayışı kapımızda üstelik inanın çok daha kanlı bir vaziyette.

Sakın abarttığımı da sanmayın gerçeğin ta kendisi bu. İlk seçimlerde bunun en canlı örneğini göreceğiz.

Geldiğimiz yadsınamaz bu anlayışın sonucunda; ya AKP iktidar olacak ya hiç, Başkanlık sisteminde ya RTE Başkan olacak ya da hiç.

Hasbelkader seçin bakalım başkasını, görün neler neler olacağını, benden söylemesi…

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..