Müşterisini kaz yerine koyan banka

Geçtiğimiz günlerde bankamdan bir mail geldi: “Avans yazın, filanca numaraya mesaj atın, kredi kartınıza 1000 TL’lik puan yükleyelim.”

Kaçırır mıyım! “Hıyarım taze diyene, tuzu benden, ” diye koşanlardan olduğumdan, bankanın dediğini yaptım. Çok geçmeden hesabıma 1000 TL’lik puan yüklendiğini öğrendim. Bir uyarı vardı sadece: Puanlarınızı şu tarihe kadar harcamazsanız, geri alınacaktır...

Elimi çabuk tutmalıydım anlayacağınız. Hanımla derhal arabaya atladık, gittik mağazaya, çok da acil ihtiyacımız olmayan bir elektrik süpürgesi aldık. Bu son çıkanlardan. Dileyenin sırtını bile kaşıyabiliyor... Nasılsa bedava!

Puanımızın 750’si bir kalemde gitti. Para harcamak ne kadar da zormuş Yarabbi! Geri kalan 250’yi tüketmek için hanıma gömlek, kendime 60 beden bir pantolon, bir de kemer aldım... Hala puanımız var... Elimizi çabuk tutmalıydık. Daha 15 gün vaktimiz vardı, ama bakarsın unuturuz, puanlar havaya uçuverir sonra.

Yeşil bir çorap aldım... Bildiklerinizden değil, topuğu siyah çizgili. Bir bakışta anlıyorsunuz, parmaklar nereye gelecek, topuk ne tarafa yerleşecek, ayak nereden sokulacak... İnsanoğlunun dehasına şaşırıyorsunuz!!!

Sonra bir sürü kitap aldım. Sona kalan 3 lirayı da, kitapçının rafından bir sakıza harcadım. Aynısı bakkalda 50 kuruş. Olsun! Bedava sirke içiyorum ne de olsa! Anzer balından tatlı mübarek!!!

Tam ödemeyi yaptık, mağazadan çıkıyorduk ki, şeytan dürttü, “Oğlum Hilmi, bu bankacılar binmedikleri eşeğe ot vermez. Gel şunun aslını astarını araştır, ” diye uyardı...

Çıkıştım. “Ulan şimdi mi aklın başına geldi? Harcayana kadar neredeydin?”

Güldü... “E, ben şeytanım, oğlum...”

Neyse, şeytanın aklına uydum, gelen iletiyi tekrar okudum. Evet, kartla yapılan puan harcamalarının iki ay içinde geri alınacağı yazıyordu. Anormal bir şey yok yani. Birikmiş puanlarımdan mahsup edilecek...

Saflığıma ve salaklığıma şeytan daha fazla dayanamadı, yeniden dürttü, “Kafasız olma aslanım! Senin gibi yüzbin kişiye 1000 TL puan yükleseler, 100 milyon TL eder. Herkesin gözünden kaçsa, bankanın başındaki o koca gözlü adamınkinden kaçmaz.”

Doğru yahu! Şeytanın kafası bile benimkinden iyi çalışıyordu. Derhal bankanın “call center”ını aradım, kaygılarımı ve şeytanın uyarılarını anımsattım. Karşımda kız kılığına girmiş bir papağan! Sadece ezberletilen şeyleri söylüyor, bir adım ötesi yok. Neredeyse, kartı kullanmanın hacca gitmek kadar sevap olduğunu iddia edecek!!!

Sonunda anladım ki, kartıma yüklenen puanlarla yaptığım harcamalar iki ay içinde kart hesabımdan alınacakmış!!!

İyi de, müşteriye “kıyak” yapar gibi havalara girmenin alemi ne! Düşünün, 1000 TL’lik harcama için satıcılar zaten 12 ay taksit yapıyor. Puanlarımla ödediğimde ise, geri ödeme iki ayda olacak. On ay içerideyim anlayacağınız. Üstüne üstlük paramı acil ihtiyacım olmayan şeylere harcamışım.

Telefon görüşmem bitince şeytan yeniden yanımda bitti. Bu sefer suratından düşen bin parça. “Yuh ulan bana!” dedi. “Ben şeytanken böyle şeytanlık benim bile aklıma gelmezdi.”