Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mutfaktan Yükselen Şiirlerin Sesi

Mutfaktan Yükselen Şiirlerin Sesi
 

alıntıdır


Beni okuyanlar bilirler; mutfakta oturmaya, mutfak penceresinden bakmaya, demlenen çayın mutfak camında bıraktığı buhara çiçek yapmaya bayılırım. Evlerin mutfakları benim için özeldir. Çünkü orada kadın egemendir ve her türlü duyguyu orada yaşıyordur. Hüznü, sevinci, mutluluğu, öfkeyi, kızgınlığı, affetmeyi, unutmayı ve anımsamayı.

Kadınlar içli varlıklardır. İçlerinde yaşarlar, anlatmadan anlaşılmayı isterler. Ama mutfak onların her derdini bilir. Çünkü soğan doğrarken bırakırlar göz yaşlarını, hamur yoğururken alırlar hayattan intikamlarını.

Yani demem o ki; mutfak kadının sığınağıdır bir nevi.

Biz eşimle kahvelerimizi nedense mutfak masasında içmeyi çok severiz. Sanırım benim alışkanlıklarım ona, onunkiler de zamanla bana bulaşıyor.

Kahve piştiğinde neredeyse hemen mutfağa gelir. Aynı şekilde bende. Mutfak masasında oturup kahvemizi yudumlar, sohbet ederiz.

İkimizde çay sevmeyiz mesela. Ve ikimizde orta şekerli içeriz kahvelerimizi.

Yanına lokum koyar, yemeyiz.

Göze hitap edecek ama kahvenin damakta bıraktığı tadı da hiçbir şey bozmayacak.

Geçen akşam oturduğumuzda ne çok şiir sevdiğimizden bahsettik. O sadece sevmekle de kalmıyor, yazıyor da mesela.

Sonra sevdiğimiz şairleri anımsadık tek tek. Atilla İlhan, Ümit Yaşar Oğuzcan, Necip Fazıl ve tabii ikimizin de çok sevdiği Orhan Veli.

“Müşfik Kenter” diyor eşim. Ne güzel okumuştu o şiirleri.

Bende bir yılbaşı gecesi Orhan Veli’nin ve Müşfik Kenter’in tele okuduğu şiirlerin cd si var. Ama o an hemen telefondan açıyorum bir tanesini.

Müşfik Kenter okuyor şiiri;

 

İstanbul'da Boğaziçi'nde
Bir garip Orhan Veli'yim
Veli'nin oğluyum
Tarifsiz kederler içindeyim

Rumeli Hisarı'na oturmuşum
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum

İstanbul'un mermer taşları
Başıma da konuyor martı kuşları
Gözlerimden boşanır hicran yaşları
Edalım...
Senin yüzünden bu halim.

İstanbul'un orta yeri sinema
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama
El konuşurmuş, görüşürmüş bana ne

Sevdalım...
Boynuna vebalim

İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim
Bir garip Orhan Veli’yim

 

Ne güzel okumuş, ne güzel yazmış.

Ne kadar önem vermiş duygularını dizelere dökmeye. Sonra bir diğeri, en sevdiğimizi açıyoruz peşinden;

Beni bu güzel havalar mahvetti,

Böyle havada istifa ettim

Evkaftaki memuriyetimden.

Tütüne böyle havada alıştım,

Böyle havada aşık oldum;

Eve ekmekle tuz götürmeyi

Böyle havalarda unuttum;

Şiir yazma hastalığım

Hep böyle havalarda nüksetti;

Beni bu güzel havalar mahvetti.

 

İkimizde büyüleniyoruz sanki şiirlerin tesiriyle. Keşke kültür merkezleri şiir dinletilerine daha çok önem verse. Gençlere daha çok sevdirse şiirleri. Daha fazla çocuk tanısa Orhan Veli’yi, Necip Fazıl Kısakürek'i.

Şiirler eskimese, unutulmasa keşke.

Her mutfak penceresinden bir şiir sesi yükselse.

Değerli şairleri bugünün çocukları da ezberlerse.

 

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..