- Kategori
- Öykü
MUTLU OLMA İSTEĞİ
Sahildeki banklardan birinde oturmuş dalga geçmeden dalgalanan denizi izliyordu. Gri havanın etkisiyle kararan ruhu denizin ferahlatıcı etkisiyle rahatlamaya çalışıyordu. Sıcak bir tavırla yüzünü yalayan soğuk rüzgâr oturduğu yerden kalkmasına vesile oldu.
Kafasına ağır gelen düşünceler gibi ağır ağır yürümeye başladı. Önümüzdeki yıl giriş yağacağı nasıl gelişeceği ve ne şekilde sonuçlanacağı konusunda pek fikri olmadığı üniversite sınavını gündüz hayalinde gece düşünde sürekli düşünüyordu. Okulda aldığı düşük notların ruhunda oluşturduğu yüksek gerilim canını sıkmakla kalmıyor adeta canının suyunu çıkarıyordu.
Geçen yıl lise birinci sınıftayken seçtiği sayısal bölüm bu yıl pek de iyi sayısal sonuçlara gebe olmamıştı. Okul derslerindeki başarısızlığının baş ağrısı etkisi oluşturarak başına dertler açması, dershanedeki deneme sınavlarından kaydettiği puanların kayda değer olmaması gibi sebepler yüzünden yüzü gülmüyordu.
Derslerdeki başarısızlığının yüzüne yansıttığı mutsuz yüz ifadesinden istifade eden aşağılık akranlarının aşağılayıcı ifadeleri, insanlara güven vermeyişinin ruhunu güvelemesi, bazı öğretmenlerinin ‘’Sen bu çalışmayla gidersen üniversite sınavında hiçbir yer tutturamazsın!’’ diye tutturması gibi cümleler bilcümle sinirlerini bozmuştu. Sinirlerini zıplatan asıl olay dershanedeki rehberlik öğretmeninin ‘Oğlunuz sayısal bölümden okul kazanamayacak gibi görünüyor. Başka bir bölümden seçim yapmalı.’ tarzındaki telkini olmuştu.
Başka bir alanda seçim yapmanın kendisi için daha iyi olacağını düşünen düşünceye şiddetle karşı çıkmıştı. Ergenliğin verdiği inatçılığın ve gençliğin bünyesinde oluşturduğu enerjinin etkisiyle kendi adına böyle bir karar verilmesini doğru bulmuyordu. Çünkü sayısalı kendi hür iradesiyle seçmişti ve her ne kadar başarısız da olsa başladığı alanla ilgili tercih yapmayı daha mantıklı buluyordu. Başarısızlığının bilincindeydi, ama başkalarının kendi adına böyle bir karar vermesine sessiz kalamazdı. Sessiz, az konuşan bir insan olmasını pısırıklık, derslerdeki başarısızlığını ahmaklık olarak görenlere inat gösterilen rotayı değil belirlediği rotayı takip edecekti.
İçindeki yaşama enerjisini sönümleyen dış kaynaklı tekin olmayan olumsuz telkinleri bertaraf etmek için uzun süre yürüdü. Şehrin en işlek caddesine geldikten sonra uzun süredir uğramadığı sahafa girdi. İkinci el kitap satan kitapçıların kendine has kokusunun sindiği eski kitapları incelemeye başladı.
Raflarda gezinirken Erdal Öz’ün ‘’Gülünün Solduğu Akşam ‘’ kitabıyla karşılaştı. Daha önce yazarın ‘Kanayan’ eserini okumanın uyandırdığı merak vesilesiyle karşılaştığı yapıtı incelemeye başladı. Kitabın 1986 yılına ait ilk baskısına rast geldiği için kendini şanslı hissediyor, tarihsel açıdan önemi olan bir belgeye ulaştığını düşünüyordu.
Sayfalarda belki de yıllar önce yerini almış kahve lekelerinin yaşanmışlığına bakarken cam mavisi gözleri, sarı dağınık saçları ve elma gibi kızarmış yanaklarıyla abi diye hitap ettiği bebek yüzlü kuzeniyle karşılaştı. Uzun zamandır görüşmemenin verdiği özlemle başlayan ayaküstü sohbet koyu bir biçimde devam etti. Küçükken bir bisküvi firmasının reklam yüzü sandığı bu güzel adamın akıcı konuşmasına hayran olmamak mümkün değildi.
Konuşmanın sonlarına doğru muhabbeti yarıda kesmek zorunda olduğu için müsaade isteyen güzel adama nezaket icabı bir isteğinin olup olmadığını sordu. Mutlu olmasını, sağlığına dikkat etmesini isteyen güzel adamla vedalaştıktan sonra kitabın parasını ödeyip eve doğru yürümeye başladı.
Hızlı adımlarla eve doğru yürürken uzun süredir görmediği uzun boylu güzel adamın isteğini düşünmeye başladı. Gelecek kaygısı, derslerdeki başarısızlık ve inandırıcılık problemi gibi etkenlerin etkisiyle unutmaya başladığı mutlu olma isteği, kendisini gerçekleştirmek adına önemli bir adım olabilirdi. ’Gülünün Solduğu Akşam’ ile beraber mutluluğunu yeşertecek gülleri açtırma ümidiyle eve doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı.