- Kategori
- Deneme
Mutluluğunu Paylaşan İnsanlar.....

Dün akşam dizim bitti, tam yatmaya hazırlanırken Burcu yazdı. Okulda imiş. İki öğrencisi arasındaki on dakikalık sürede bana yazmak istemiş. Bana hayallerini yazıyordu denizler ötesinden yavrum. Bu yakınlarda bir ev değiştirme konuları var. A.B.D de ev sahibi olmak çok kolay. Her ay başkasının evine kira ödeyeceğine aynı miktar para ile Mortgage sistemi ile bir ev sahibi olmak daha akıllıca. Hem de öyle ülkemdeki gibi kutu gibi bir apartıman dairesi değil, bahçesi ile geniş adeta malikane gibi bir villa sahibi olmak imkan dahilinde. Bizim Cardoso ailesi de bir süredir bulundukları yörede isteklerine uygun bir ev bakmakla meşguller. Sanırım bu yazı ev bulma, taşınma ve yerleşme işleri ile geçirecekler. Ev işi olmasaydı Burcu bizim bıcırı da alıp bir iki haftalığına gelecekti bu diyarlara ama bize gene özlem kaldı.
Burcu dün gece bir gün önce baktıkları bir evi ve hayallerini anlatıyordu. Baktıkları ev şehrin çok iyi bir semtinde, nezih bir site içinde imiş. Evin geniş bahçesinde çok büyük bir yüzme havuzu varmış. Burcu bu eve taşındıklarını ve bu bahçede büyük bir parti düzenlediğini hayal ettiğini anlatıyordu. Bir catering firmasıının düzenlediği bu partiye Pensacola'daki bütün dostlarını davet ettiğini, bahçede garsonların dolaştırdığı tepsilerden içkilerini, yemeklerini alan kişilerin mutlu bir şekilde eğlendiklerini sözlerine ilave ediyordu.
Bu hayali duyunca bir an düşündüm. Bir kaç gün önce ben de buna benzer bir hayal kurmuştum. Haziran ayı sonunda neticelenecek bir Edebiyat yarışmasına katıldım iki dalda. Yarışma sonuçlanmış ve ben ödül yazanmışım. Aynı tarihler doğum günüme de denk düşüyor. Hem doğum günümü , hem de yarışma sonucunu kutlamak için ben de adadaki bahçemde bir garden parti düzenlemişim. Tüm dostlarım benim mutluluğumu paylaşıyor ve yiyor, içiyor, eğleniyor.
Ne kadar bibirine benzer iki hayal değil mi? Çok uzak yerlerde yaşayan iki kişinin hayalleri ne kadar çok birbirine benziyor.
Bir an hayalleri olan ve olmayan insanlar diye bir yazı yazdığımı düşündüm geçmiş yıllarda. İyi ki hayallerimiz var. Hayalleri olmayan insanlara acıdım birden.
Bunu düşünürken birden aklıma başka bir şey geldi. Ben, uzaklardaki kızım ve hatta büyük kızım da mutluluğumuzu çevremizdeki kişilerle paylaşmaya ne kadar açığız. Mutluluğumuzu paylaşıyoruz ama sorunlarımızı, acılarımızı, hastalıklarımızı paylaşmıyoruz. İki yıl önce kalça protez ameliyatımı en yakınım dışında kimseye duyurmadığım gibi.
O zaman iki çeşit insan olduğu geldi aklıma. Mutluğunu çevresi ile paylaşan, buna karşılık acılarını kendine saklayan insanlar ve mutluluğunu nazar değer kaygısı ile kendine saklayıp sürekli çevresi ile acılarını, sorunlarını paylaşan insanlar. Bu arada aldıklarını, gezdiklerini, maddi imkanlarını etrafı ile paylaşıp hava basan kişiler konumuz değil. Ben sadece manevi şeylerden bahsediyorum.
Biraz evvel bunları Büyük kızıma yazdım. İyi ki böyleyiz anneciğim diye yazmış bana. Sakın değişmeyelim ve sen de değişme, biz seni böyle çok seviyoruz diye sözlerine ilave etmiş.
Sanırım yetmiş iki yaşından sonra değişmem.Değil mi????*