Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

31 Mayıs '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Mutluluk, kötü ilişkiler ve iyi Ayakkabılar

Mutluluk, kötü ilişkiler ve iyi Ayakkabılar
 

Kaynak: Miki Web


Tarihte ünlü generallerden birinin eşi dünya güzeli bir kadınmış. Kültürü, neşesi, ev sahibeliği, üslubuyla benzeri güç bulunur bir "şahane kadın". Boşanacakları haberi çıkmış, bütün Roma bu haberle çalkalanıyor. Yakın arkadaşları bir cesaret konuyu açmışlar: 

- “Eşin bu yörenin en güzel, en beğenilen, gıpta edilen kadını” diye başlamışlar ve lafı biri diğerinin ağzından alarak dakikalarca övdükten sonra, sözü şu suale getirmişler.
- “Nasıl olur da ondan ayrılmayı düşünebilirsin?”
General ayağını usulca uzatarak:
- “Çizmemi beğendiniz mi önce onu söyleyin bana” demiş. Arkadaşları hep bir ağızdan:
- “Çok güzel!” deyince;
- “Özel deriden, ülkemizin en marifetli çizmecisi tarafından, benim için yapılmıştır. Bir benzerini bulamazsınız.” diye devam etmiş general.
- “Belli” demiş arkadaşları. “Haklısın, ama bunun bizim sualimizle ne ilgisi var?”
Arkadaşlarının merakını iki kelimeyle gidermiş general:
- “Ayağımı sıkıyor”... 

Bir kişinin yargılamadan önce onun içinde bulunduğu durumu çok iyi bilmek gerektiğini ifade eden “başkasının ayakkabılarını giymek” yani birinin yerinde olmak ile ilgili ingilizcede güzel bir deyim var, “in somebody’s shoes” olarak ifade edilir. Bu hikayede bu deyimin tam karşılığı adeta. Ayakkabınız ne kadar güzel olsa da ayağınızı sıkıyor ise ondan bir an önce kurtulmak için bir yol ararsınız. Bayanlar için güzel ve şık ayakkabılar mutlaka böyle bir durumun habercisidir. Bir ayakkabının hem çok rahat hem de çok güzel olma ihtimali, mükemmel erkeği bulma ihtimali ile boy ölçüşebilir. 

İlişkileri sürdüren ne güzel yüzdür, ne güzel gözdür, yerinde söylenen tatlı sözlerdir, öyle değil mi? Tek başına her şeye muktedir olacağını düşünen milyarlarca insanın yaşadığı bir dünyada hepimizin sınırları var. Kralların, zorbaların hatta Sultan Süleyman’ın bile.
Bir ilişki dendiğinde genelde ilk akla gelen kadın-erkek ilişkileri oluyor. Oysa ki aynı şey anneniz, kayınpederiniz, çocuğunuz, iş arkadaşlarınız hatta kat görevlisi ile de karşı karşıya kaldığınızda sizi siz yapıyor, karşınızdakini de diğeri. Birimiz sıkan bir ayakkabı gibi olduğumuzda diğerimiz acı çeken taraf oluyoruz aslında. Bu durumu bir de generalin eşine sorsak o ne derdi acaba? 

Diğer taraftan, generalin ayağındaki çizmeleri yapan usta da eminim ki çok çaba harcamıştır. O biricik eserinin generalin ayağını sıktığını bilse bu sorunu gidermek için elinden geleni de yapardı mutlaka. Peki bu general, bu konuyu ustası ile konuşmayı denemiş midir sizce? 

İletişim kanallarını kapatmak çözümden vazgeçmek, çözüm aramamak da kaybetmenin başlangıcıdır. Kazanmak isteyenler, gerçekten emek verirler, sorunlar üzerine düşünürler. Kazancın en tatlısı da böylesi emek verince gerçekleşir. En yücesi de bu çabalar sonunda sevdiğinin gönlünü kazanınca gelen mükâfat olur. Bence evet, kesinlikle bundan daha eşsiz bir kazanç olamaz. 

İster iktidar ister muhaletette olalım, iyi ayakkabılar olmalıyız birbirimize, ki hep birlikte kazançlı çıkalım. Ayağı sıkan değil, el sıkışılan, gönülden birliktelikler dilerim herkese... 

Sevgiyle kalınız. 

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara