Düşündüm, taşındım ve kocamı yeniden kazanmamın bir yolu olabileceğini farkettim. Bunun için kendime, bir an önce uygulamak üzere bir liste kazırladım:
Her şeyden önce, evlendiğim günkü kadar genç görünemesem de, o günkü kadar zayıf görünebilirim. Bundan sonra yediklerime dikkat edeceğim!
Ailesine ve/veya akrabalarına karşı olumsuz bir tutum sergilemeyeceğim; onları oldukları gibi kabul edecek ve sevmeye çalışacağım (sevmesem de bunu çaktırmayacağım).
Uzun, basma eteklerimi yırtarak cam silme işinde kullanacağım ve bundan sonra daha düzgün giyineceğim, kocamı asla paspal bir şekilde karşılamayacağım.
Yeşilli-pembeli çetiklerimin üstüne sokak terliklerimi geçirip asla sokağa çıkmayacağım.
Oğlumuzla ilgilenmiyor diye ona bağırıp çağırmayacağım. Ona uygun bir dille; oğlumuzun, babasının ilgi ve şefkatine ihtiyacı olduğunu izah etmek zor değil. Ne de olsa, insanlar konuşa konuşa anlaşır.
"Başım ağrıyor" gibi sıradanlaşmış klasik bahaneler uydurmak yerine, daha yaratıcı ve ikna edici mazeretler yaratacağım.
Bütün gece yorgan savaşı yapmak yerine, uyuyacağımız zaman ikimiz için iki ayrı yorgan örteceğim.
Olduğumdan 10 yıl yaşlı gösteren kırlaşmış saçlarımı en az ayda 1 kez boyatacağım/boyayacağım.
32. yaş günümde, yani 6 yıl önce bana doğum günü hediyesi olarak almış olduğu çizgili kazağı (ki bu bana aldığı en son hediyeydi) sandıktan çıkarıp ara sıra da olsa giyeceğim.
Asla onun yanındayken gürültülü bir şekilde sakız çiğnemeyeceğim.
Maç izlediğinde, şalteri indirmek, TV'nin fişini çekmek veya antenin yönünü değiştirmek gibi komplo teorileri kurmayacağım; kursam da bunları hayata geçirmeyeceğim.
Her akşam "Neden bu kadar geç kaldın?" ile başlayan sorgulamalardan kaçınacağım; daha ılımlı bir şekilde, daha yumuşak bir sesle "Çok merak ettim seni." gibi endişelendiğimi belirtecek cümleler kuracağım.
"Bütün gün temizlik yaptım, yemek yok bu akşam" tarzı bir cümleyi asla kurmayacağım. Öyle durumlarda kısa sürede hazırlanabilecek pratik yemeklerden birini yapacak ve sofrayı mümkün olduğunca süsleyerek durumu kamufle edeceğim.
Madem alkolden vazgeçmiyor, ara sıra ona içki sofrası hazırlayacağım. Dışarıda içip dağıtacağına gözümün önünde olsun (Ama bunu çok sık yapmayacağım, alışkanlık haline gelince ondan da bıkar).
Her gün magazin ve kadın programları izlemeyeceğim ve daha güncel ve gerçekçi konularla ilgileneceğim...
İşte, bu liste beni huzura kavuşturacak potansiyele sahip maddelerden ibaret. Bunları yaparsam kendimden çok mu ödün vermiş olurum?
Hayır! Bu maddeleri kendi mutluluğum için yerine getireceğime göre, ödün mödün vermiş olmuyorum.
Mesela ilk madde kendi sağlığım için faydalı olacak. İkincisi daha huzurlu bir ortam yaratacak. Üçüncü madde, aynaya baktığımda kendimi daha iyi hissetmemi sağlayacak. Bir sonraki, beni toplum içinde insanların alaycı bakışlarından kurtaracak... falan işte. Böyle düşünürsek, hiç de taviz veriyor sayılmam.
İşte şimdi kolları sıvama vakti. Aslında yıllar önce sıvamalıydım ya neyse, zararın neresinden dönülse kârdır!
Not: Sizin de listeye eklemek istedikleriniz var mı? Unutmayın, birlikten kuvvet doğar :)