Mutluluk sen nelere kadirsin

Bir çiftçi yağmur yağarken mutlu olur,
iyi bir taban fiyatı almışsa güler yüzü, daha bir güvenle çıkar köyün kahvesine.
Savaş bölgelerindeki insanlar bir gün bomba sesi duymadıklarında,
ölüm düşmediğinde yanlarına mutludur.
Sevdiğine kavuştuğunda bir köylü güzeli, berdel yaşamadığında ve bir yakınının namus kurşunuyla ölmediğinde,
bir Afrikalı su bulduğunda çorak toprağının bir yerinde ve toprak yerine buğday tadı değdiğinde dudaklarına çocuklarının, mutludur.
Bir ana, özene bezene büyüttüğü evladını toprağa vermediğinde, bir mezarı gelincik tarlası gibi süslemediğinde mutludur.
Bir zengin, sırça köşkünden uzanıp bir yoksulun elini tuttuğunda ve kendi için değersiz bir ekmeğin onlar için ne kadar değerli olduğunu anladığında mutludur.
Kış, kıyamet, zemheri zamanları bir baba, çocuklarının elini uzattığı sobaya bir kaç odun parçası atabildiğinde ve ailesinin sıcacık mercimek çorbasına kaşık sallamasını sağlayabildiğinde mutludur.

Şimdi niye yazdım ben bu yazıyı; Milliyet' in ödüllü resimler bölümünde ki, yazıyada eklediğim resmi görünce bir an Nazım' ın Abidin Dino' ya sorduğu soru aklıma geldi. Kendimce sözcüklerle bir resim yapayım dedim. Doğru söyleyin, eklediğim resmi gördüğünüzde sizinde aklınıza sözcüklerle böyle bir resim çizmek gelmiyor mu? Saygılarımla...


Resim: http://www.milliyet.com.tr/content/galeri/yeni/goster.asp?prm=0,6478212&id=1&galeriid=4426#galeriStart