- Kategori
- Aşk - Evlilik
Müzik bile dinler
İnsan ne garip varlık ama. Nasıl da bağlanır körü körüne, hayatı kendine zehir eder yeri geldiğinde. Küçük şeylerin üstünden prim yapıp; kırar, acıtır, can yakar. Gülümsemelerin bile ahım şahım bir etkisi kalmaz. Hayata küser kendince; ayrılıp kopar her şeyden. Bağlanması gereken şeyler değildir tutundukları aslında. Zaten çoğu insan içinde ha var, ha yoktur. Bir anda yakar gemiyle birlikte tüm limanı ve koca şehri.
Hâlbuki değersiz görür insan bazen; hayatındaki cidden önemli kişileri. Büyüdükçe ya da iş işten geçince fark eder tabiri caizse yediği naneyi. Bir parmak bal ile gözü doyan insanın, yeri geldiğinde önüne ziyafetler getirseniz memnun olmaz.
Ve çıkar herkesin hayatından bu insan. Çıkmak ister; neden yok, nedenleri bensiz. Okyanusa düşen bir küçük yağmur damlasının etrafa yaydığı etki gibi büyür de büyür küçücükler. Sayfa sayfayı aşar da, sendeki o' bitmez.
Kocaman, derin bir nefese ihtiyacın olur bir anda, ama şehir sana o nefesi hiç vermedi, asla da vermez, veremez. O senden önce bitmiştir zaten. Ne o' vardır şimdi etrafında, ne de çok önem verdiğin dostların. Döngü başlamıştır yeniden. Anlatamazsın derdini, geri dönmek istersin kimi zaman; hatta çoğu zaman. Ama sadece geri dönmek isteyişine harcarsın vaktini, dönemezsin. Ne elin, ne de sen müsaitsindir dönmeye. Gözlerin dolar ama taşmaz; izin vermez. "Sela'n okunur onun gözlerinden."
İlk önce asi olduğunu düşünürsün, sonra başka şeyleri fark edersin. Ne olduğunu ne söyleyebilirsin, ne de işte böyle yazabilirsin. Dilinin ucunu ısırdığıyla kalır sözcükler... Keşkelerini avuçlarsın, beynini uyuşturur. Kendinle konuşmaya başlarsın belki de. Ama sesin onun sesine değebileceği zaman suskunu oynarsın. Cümleler, yeni cümlelerin yerini hazırlar. Düşünce düşünceyi aşar... Tek düşüncen o'dur hâlbuki. O' sadece, o’nu düşünmekten alıkoyamazsın kendini. Düşüncelerinin özgür olmasından nefret edersin bir an olsun.
O' yeni bir hayata başlayacaktır belki de. Yeni bir oluşumun eşiğindedir. Yaşadığı her şeyi tamamen geride bırakacak olan bir yolculuğa çıkarken; sana da bir çentik atmıştır tam manasıyla. Sen ise sadece elindekileri, daha fazla acı vermesin diye bir bir imha edersin; zihnindeki yaşanmışların senin boğazına bir bir yapışacağından bir haber. Zaman gelir ne ölürsün, ama ne de sürünürsün. Kimse, kimsenin her şeyi olamaz.- Ya da ben kimsenin her şeyi olamadım ondan böyle diyorum.- Kimse, kimsenin her şeyi olamayacağı gibi; kimse, kimseyi süründüremez de... Ne mutlu olur, ne de ağlarsın. İkisinin arasında 5 taş oynarsın.
Şarkılar çalar, kendini cümlelere bırakırsın. Elini uzatsan melodiyi, sesi, nefesi havada kapacakmışsın gibi yakındır o his sana. Yalın adam söyler, sen bir kez daha yaşarsın. Tüm yaşanmışlıklar satır arasında gizlidir, aşktan adam her sözcükte bir şeyler saklamıştır; bir bir yüzüne vurur bazen hatalarını, bazen pişmanlıklarını, bazen de söylemek istemediklerini... Şarkı devam ettikçe dalarsın, kafandaki klip döner. Mutlu olursun bir an olsun, sonra şarkı biter. Gerçek bir kesitin araya girmesiyle tüm hayaller de yok olur. Sonra bir daha dinlersin aynı şarkıyı, yine o tadı almak için. Hiçbir şey hayal edemezsin, tüm hayallerinin dili, eli tutulur. Kendi dünyanda soluklanmaya, ruhunun teras katına çıkmaya ihtiyacın vardır; istersin ya aksilik bu olmaz. Ve şarkı bir kez daha biter, orkestra da Yalın adam da susar... Müziğin bile seni dinlediğini fark edersin o yalnızlıkta.
Elindeki tüm kârın koca bir hiçlikten ibarettir karamsarlıkla bakınca, iyi ki yaşamışım demeye de dilin varmaz o anda.