Nasıl olsun...

Nasıl Olsun… Görmüş, geçirmiş bir bilge lazım şimdi bana, yoluma çıkan bilmeceleri çözmek için. Ya da çok iyi bir falcı geleceği görebilen… Yok, en iyisi boşa koyunca dolsun, doluya koyunca alsın… İki ucu kirli değneğin tutulabilecek yeri olsun. Tüküreyim ama ne bıyık ne de sakal etkilensin. Anlaşıldı ki çıkmazdayım… Biri bulsun çıkar bir yol, yaksın gemileri ya da kurutsun denizleri… Ateş orta karar olsun ne şiş yansın ne de kebap. Öyle olsun ki ona da geleyim buna da… Kimse beni tercihe, seçime zorlamasın. Ya öyle olsun ya böyle olmasın… Ne anadan geçilsin ne yardan. İstediğim an gece olsun, istediğim an gündüz. Her şey gönlümce olsun… Bari bir kere tutsun dostlarımın bu dileği… Her gün bayram olsun ama ben deli olmayayım ya da ben deli isem her gün bayram olmasın… Deli deliyi görünce sopasını saklamasın ya da hiçbir deli sopa taşımasın. Bir deli bir kuyuya taş atmasın, attıysa kimse çıkarmaya çalışmasın… Dilekler yıldız kaymadan da tutulsun ve hemen gerçek olsun beklemesin öyle üç vakti… Dile benden ne dilersen olsun ama dilekler sınırlanmasın… Elle gelen düğün, bayram olsun ama kimse bana el olmasın… Kimse kendine iyi bakmasın, herkes birbirine iyi baksın… Kimse kimseye saçını süpürge etmesin… Saçı uzun olanın aklı da uzun olsun… “Hoşça kal”, “güle güle” olmasın, hep “hoş geldin” olsun, “yine bekleriz” olmasın, kimse bir yere gitmesin, karpuz en başta kesilsin… Sadece kürkü olan yemesin, kürkü olmayan da yesin… Armudun iyisini ayılar yemesin, herkes yesin… Biri doyursun karnımı ama pasta bütün kalsın…Tok açın halinden anlasın…Misafir umduğunu da yesin, bulduğunu da…. Herkes yola çıksın ama kimse bir yere varmasın… Yaş 35 olsun ama kimse yolun yarısına gelmesin… Ya da yolcu yolunda gerekmesin, hancıya yardımcı olsun… Çok gezen de bilsin, çok okuyanda… Görüp gelene kalmasın yedikleri içtikleri bize de getirsin yediği, içtiğinden öyle kuru kuru anlatmasın gördüklerini… Drama köprüsü yine dar olsun ama geçilsin… Köprüyü geçince de dayılık devam etsin… Körünün altından az su geçsin… Yağmur yağsın ama kimse ıslanmasın, ortalık çamur olmasın, seller akmasın, camdan bakan Arap kızı olmasın, ne çamur atılsın ne de izi kalsın… Mart kapıdan baktırmasın, başka bir yerden baktırsın ama kazma küreğe bir şey olmasın… Aşk yine su olsun ama kimse içip içip kudurmasın. Herkes içsin ama kimse güzelleşmesin… Güzele güzel denilsin, ille de sahiplenilmesin, çirkine bakmak da sevap olsun. Aşk olsun ama sevdiğim başka sevenim başka olmasın… Aşk olsun ama kimse dağları delmesin, çöllere düşmesin, bütün efsane aşkları kura çekelim kim şanslıysa o yaşasın… Şans oyunları devretmesin, hiç kimse bu kadar şanssız olmasın, herkes şanslı olsun… Yardan da geçilsin serden de, ya da ikisinden de geçilmesin… Aşk da olsun para da ama kimse zengin olmasın, orta direk kalsın, kimse zengin kalkmasın… Anasına bakan baktığını alsın bırakın kız başkasına kalsın… Bütün kızlar kırmızı başlık taksın, ormana gelsin ama hiçbirinin önüne kurt çıkmasın, çıkarsa da kurt kötü kalpli olmasın… Öpülen bütün kurbağalar prens olsun ya da bütün prensler kurbağa ama prensese bir şey olmasın… Kimse beyaz atlı prens beklemesin, bütün atlar siyah olsun, at gelmese de olur, prens gelsin, varsın prensin atı olmasın… Kim ne umduysa onu bulsun, olacaksa şimdi olsun, umutlar başka bahara kalmasın… Kimse kimseyi yanlış anlamasın. Kimse kimseye “Fransız” kalmasın, herkes birbirini anlasın… Kimse kimseye laf sokmasın, bütün laflar ortada kalsın… Herkes yalan söylesin ama kimse inanmasın… Yanlışlar doğruyu götürmesin, doğru hep doğru kalsın… Pinokyo’nun burnu kopsun… Yalancının mumu hiç sönmesin, mum dibine ışık versin ama armut dibine düşmesin… Körle yatan, şaşı kalkmasın, körler ölmeden badem gözlü olsun… Kararmak için üzümlerin birbirlerine bakması gerekmesin… Kendi düşen ağlasın, kendi eden bulmasın… Kaçanın anası değil babası ağlasın… Ben yandım, herkes yansın… Kısa çöp uzun çöpten hakkını alsın… Ben kötü bir şey yaptım ama bezi Cafer getirmesin…