Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '08

 
Kategori
Siyaset
 

Nazik hadiselere bulaşmak kolay mıdır?

Nazik hadiselere bulaşmak kolay mıdır?
 

“Sözde”!

Devlet katında ve devlet sathında, vaz geçilmez kelimelerden birisidir “sözde” kelimesi.
Devlet, işine gelmeyen her hadisenin önüne, “sözde” yaftasını vurur ve akan suları durdurur!
Durdurur mu acaba?
Hoş, pek tanık olamadım bu güne değin ama.
Akan sular akmaya devam etti.
Yağmurlar yağmaya devam etti.
Etrafı sular seller götürmeye devam etti.
Hem de en çetin şekli ile.
Ama devletimiz! sular akmaya devam ederken, yağmurlar yağmaya devam ederken, etrafı sular seller basarken “sözde” kelimesini kullanmaktan imtina etmedi.
Ama “sözde” kelimesinin ardına sığınarak bir sonuç da elde edemedi.

Yoksa yanılıyor muyum?
Yok yanıl mıyorum.

Sadece, devlet ve devletin bu söyleminin arkasına sığınan çevreler, bu kelimeye itibar ederek, bir takım olayları, olguları ve çevreleri küçük ve gale alınmaz göstermeye çalıştılar.

Birkaç haftadır 1915 yılında yaşanan “Tehcir” hadisesine yönelik, aydınların bu dönem de yaşanan dramın ve felaketin muhatabı olan Ermenilerden özür dileme girişimlerine tanık oluyoruz.
Girişimlerini imzaya açtılar.
Ve kısa zamanda kamuoyunun dikkatini çekti, gündemin baş köşesine oturuverdi bu kampanya.
İşte ne olduysa bundan sonra oldu.
Devletin sözcülüğüne soyunmuş olan resmi ve yarı resmi şahsiyetler, aydınlar olarak tanıdığımız bu isimleri küçültmek adına aydın kelimesinin önüne de “sözde” kelimesini anıyla ve de şanıyla yerleştiriverdiler.
Bu işe soyunanlar bir güzel oldu mu “sözde aydınlar”?
Bu hadiseye yönelik her haberde, “sözde aydınların” başlattığı girişim olarak tanıtılıyor mu kamuoyuna?
Evet.

Lakin kazın ayağı hiç de öyle değil.
“Sözde aydın”.
Çok kolaydı! değil mi bu konuları gündeme getirerek “sözde aydın” olmak.

Ermeni hadisesi bu ülkenin en can alıcı hususlarından birisidir.
Nazik bir konudur.
Bu konuya her baba yiğit, devletin belirlemiş olduğu resmi kalıpların dışında bir yaklaşımı kolay kolay gösteremez.
Göstermeye kalkanı, namlunun ucuna oturturlar.
Namlunun ucuna oturanlar, bu işin bedelini canı ile ödeyebilir.
Lakin Hrant Dink cinayeti bu işe yönelik gösterilebilecek en canlı örnektir.

Bu işe soyunan aydınlar, kim bilir toplumun milliyetçi ve mukaddesatçı çevreleri içerisinde nasıl anılıyordur?
Aslında merak ettiğim de yok.
En azından tahmin edebiliyorum.
Ve toplumun geniş bir kesiminde, pek de sempati ile karşılanmadıklarını biliyorum.
Kim bilir, kahvehane müdavimleri, okey başında hangi hesaplarla meşguldür?
Bilinmez.
Ama o “sözde aydın” dediğimiz bu çevreler, bu denli nazik bir konuda ne ile karşı karşıya olduklarının farkındadır.
Ve her baba yiğidin, yiyebileceği bir halt değildir.
O yüzdendir ki bu işler “sözde aydın” ların girişebileceği şeyler değildir.

Devlete arkasını dayayarak, devletin resmi söylemlerinin dışına çıkmadan bu çevrelere “sözde aydın” kelimesini yapıştırarak o çok da kolay olmayan girişimi küçük göstermek en azından utanmazlıktır.
Bu denli nazik bir konuda bu girişimi başlatma cesaretini gösterenlerin “sözde aydın” olmayacak kadar aydın oldukları kesindir.

Bu işi küçümseyerek bu insanlara “sözde aydın” diyenlerdir “sözde aydınlar”.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..