Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '14

 
Kategori
Deneme
 

Nazım Hikmet'in şiirini okuyordu

Nazım Hikmet'in şiirini okuyordu
 

Yüreğindeki yârin hasreti, gurbet elde gönlünü yakarken, Nazım hikmetin şiirini okuyordu:

Erkek kadına dedi ki:

- Seni seviyorum,

ama nasıl?

avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp

parmaklarımı kanatarak

kırasıya,

çıldırasıya...

Erkek kadına dedi ki:

- Seni seviyorum,

ama nasıl?

kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,

yüzde yüz, yüzde bin beş yüz

yüzde hudutsuz kere yüz...

Kadın erkeğe dedi ki:

- Baktım

dudağımla, yüreğimle, kafamla;

severek, korkarak, eğilerek,

dudağına, yüreğine, kafana.

Şimdi ne söylüyorsam

karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...

Ve artık

biliyorum:

Toprağın

Yüzü güneşli bir ana gibi

En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...

 

Fakat neyleyim

saçlarım dolanmış

ölmekte olanın parmaklarına

başımı kurtarmam kabil

değil!

Sen

yürümelisin,

yeni doğan çocuğun

gözlerine bakarak...

 

Sen

yürümelisin,

beni bırakarak...

 

Kadın sustu.

SARILDILAR

Bir kitap düştü yere...

Kapandı bir pencere...

AYRILDILAR...

Nazım Hikmet Ran

Ne kadar güzel aşkı ve ayrılığı anlatıyor, hatta beni ve sevdiğim üzüm gözlümle beni anlatıyor sanki dedi.

Gözlerindeki yaşlar, kitabın üzerine birer birer damlayarak kitabın yapraklarını ıslattı. Acaba gönüllere şiirleri ile taht kuran, Nazım Hikmet şairimde mi sevdiğini benim gibi kucak dolusu sevdi de, ayrılığın hasreti yüreğini parçaladı o nedenle mi yazdı acaba diye düşündü. Muhakkak öyledir dedi.

O da benim gibi her gün gözyaşının tuzunu içmiştir. Geceleri loş yıldızlar altında sevdiğine mi yazdı muhakkak ki, bende yazmalıyım ama nasıl dedi. Şimdi yârimin saçlarında rüzgar geziniyor kokusu ta buraya kadar geldi, kokusunun içinde bende varım diyerek dışarıya çıktı. Esen rüzgarı ciğerlerine şifa diye yârin kokusu diye çekti. İyi ki estin rüzgar yoksa sabaha kadar bu gece bana kahır yüklü kervan olacaktı, yüreğime saplanan yârin özlemi gurbet elde beni öldürecekti, iyi ki estin yârin kokusunu getirdin seni estiren Rahman’a şükürler olsun dedi. İçeriye girdi kapıyı kapadı, uykuya daldı.

Mehmet Aluç

 
Toplam blog
: 959
: 197
Kayıt tarihi
: 04.06.13
 
 

Ben Mehmet Aluç 1962 Malatya Doğumlu. Ortaokul mezunuyum. Çocukluğumda okuma hevesim Tarkan çizgi..