Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '08

 
Kategori
Haber
 

Ne demek istediniz, anlayamadım…

Ne demek istediniz, anlayamadım…
 

Başbakan, yine Şanlıurfa’da partisinin verdiği “İftar yemeği”nde yaptığı konuşmada aynen şöyle diyor…

<ı>"Bakıyorsunuz, bayram adını değiştirdi. Ne oldu bayramın adı? Tatil… Olmaz… Bu bayram, tatil değil, tatil başka bir şey. Adını bir başka türlü de değiştirmişler şimdi; Şeker bayramı. Bu dört dörtlük bir Ramazan bayramı, ne şeker bayramı?... İlginç şeyler oluyor, bu erozyondur aslında. Yani buna bir kültürel erozyon denir. Bunlara fırsat veremeyiz, vermemeliyiz"

Affınıza sığınarak anlamadım…

İslam camiasında önemli günler, aylar vardır. Önemli aylardan biri de Ramazan ayıdır ve bu ayda FARZ olan oruç ibadeti yerine getirilir. Arkasından da geleneklerimize göre üç gün “Bayram” yapılır. İnananlar, Müslümanlar, geçirdikleri ayın sonunda, yerine getirdikleri “Oruç” ibadetinin “Tadını” yaşamak için üç gün süreyle birbirlerini kutlarlar.

Ramazan ayı, İslam kültürü içinde ve Kuran’a göre önemli bir aydır. Ama ardından yaşadığımız ve “Tatil” veya “Kutlama” süresi, ülkelere göre değişir. Kiminde bir gündür, kiminde de bizdeki gibi üç gün…

Ve bu “Kutlama” süresi belirttiğim gibi gelenektir, İslami bir zorunluluk değildir, yani farz değildir, Sevgili Peygamberimizin uygulaması olup sünnettir, İslam kültürüdür…

O halde, üzerinize vazife olmadığı halde neden bu konuyu “Tatil değildir” mantığı ile karşısınız? Üstüne üstelik “Buna fırsat vermeyiz, vermemeliyiz” gibi dayatma içindesiniz?

Hem üç günlük “Bayram” süresini “Bakanlar Kurulu Kararı” ile dokuz güne çıkaracaksın, hem de arkasından “Bayramın adını değiştirdiler, tatil diyorlar” diye hassas bir konuyu kaşıyacaksın…

Olmadı işte…

Diğer bir yönü, insanlar ister “Bayram” yaparlar isterlerse “Tatil” size ne…

Siz “Bakanlar Kurulu” olarak üç günlük bayram süresini dokuz güne çıkardınız mı, çıkarmadınız mı?

Bu süre içerisinde insanların “Bayram” mı yapacaklar “Tatil” mi yapacaklar, orasına “Fırsat” verip vermemek yetkisi sizde değil, dahası öyle bir hakkınız da yok…

Peki Başbakan niye böyle konuşuyor?...

Bu konuşmayı öncelikle “Tabanına mesaj” olarak algılayabiliriz. Ancak bu “Mesaj” geniş kitleri hedefleyerek yapılıyor ve “Fırsat vermeyiz, veremeyiz” boyutuna geliyorsa, orada bir düşünmek gerekir.

“Nasıl yapacaksınız bunu, nasıl fırsat vermeyeceksiniz” diye sorarız…

O zaman ne cevap vereceksiniz?

İnsanları “Bayram” yapmaya nasıl zorlayacaksınız? Güç mü kullanacaksınız, insanların kapısına adam mı dikeceksiniz, yoksa İran’daki gibi “İslam Polisi” mi oluşturacaksınız?

Nasıl yapacağınızı da bu konuşmanız içinde belirtmeniz gerekmez miydi?

Yine kaşıyorsunuz hassas konuları…

Yine insanlar arasında “Bayram yapanlar” ve “Tatil yapanlar” olarak ayrım yapıyorsunuz.

Bu sizin göreviniz de değil, hakkınız da değil, sizin sorumluluğunuzda da değil. Benim “Bayram” mı yapacağıma “Tatil” mi yapacağıma ben karar veririm, siz değil…

Ve siz, ayrımcılık yapmayın, insanlar arasına “Nifak” sokmayın…

Sonra da hakkınızda “Kapatma davası” açıldığında oturup millete şikâyette bulunmayın…

Ben, kendi adıma dokuz günlük sürede “Bayram” da yapacağım, “Tatil” de…

Size ne?...

<ı>24 EYLÜL 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..