- Kategori
- İlişkiler
Ne olacak bu sosyal yaşam bunalımlarımız?

İnsanlar, mükafat düzeneğiyle işlenen beşeri varlıklardır, yani çalışırlar ve anatomi gereği yorulurlar, bu nedenledir ki sistem, mükafat olarak görülen dinlenebileceği bir 24 saat verir. Genellikle bu 24 saate de pazar denir.
Tatil zamanını dinlenerek, sevdikleriyle vakit geçirerek, sinema, tiyatro, konser ve artık bizden biri olarak görünen Avmlere giderek...
Konunun dışına çıkmadan, algının durduğu yer insanların, sokakta en yoğun olduğu tatil günlerindeki, psikolojisi hakkında birkaç kelimem var..
Ne yapar insanlar, neler yapar, dinlenirler mi? Yoksa keyifli vakit mi geçirmeye çalışırlar? Ya da göremedikleri insanları görmeye yol mu harcarlar. Neyse vesselam.
Genelde klişe gibi gözüken tatil günü psikolojisi, ne yazık ki günden güne insanların sosyal korkuları yüzünden, eriyip, bitip, tükenmiş hale gelmiş durumda.
Kimse kusura bakmasın, eskisi gibi yarın tatil diyip bugünden plan yapan çalışan insanlar kalmadı çevremizde. 'Belki biraz emeklilere bu konu için hak verilebilir.)
Sorunun farkında mısınız? İnsanlar, toplumun verdiği rahatsızlıkdan ötürü, bırakın sevdikleriyle dışarı çıkmayı, sevdiklerini davet etmeye ya da sevdiklerini görmeye bile çekinir hale geldiler.
Bu kişisel bir sorun olmakdan öte toplumun,toplum(!) yüzünden gördüğü zarara, verdiği bir tepki haline geldi: Kısaca 'toplumun sosyal yaşam bunalımı' denilebilir.
Bu arada örneklerim tatil günlerin için fakat; alınmasın, çalışmayan, çalışamayan, hastalar, gayrimenkul zenginleri, öğrenci'k'ler...v.b
Çevremizdeki kendini aşırı gören, düzeni bozan, kendisini insan sanan yaratıklarının, nasıl türediği de tartışlacak ayrı bir konu tabi!
Bu konu yakışmıyor bizim gibi kültürü aileden almış, ananeler ile donatılmış, akraba ilişkileri harika(!) toplumlara...
Çıkın efendim, siz çıkmazsanız, plan yapmazsanız, gelip gitmezseniz, tenhalaşır sokaklar, kopar gider arkadaşlıklar, kalmaz aile bağları, kilitlenir avmler içinde muhabbetler, sağda solda tüner olur köstebekler...
Artık herkeslerce farkına vardığımız, masa, sandalye, bilgisayar, piriz, sarj aleti adaptör, telefon gençliğimizi saymıyorum bile,
Ne demiş şair Behçet Necatigil :
Küçük ahşap bir dizi evlerdi
On yıl önce o sokak. Sonra geniş caddelere çıktık
Apartman - - sizden uzak.
Çocuklar orda büyüdü
Orda okula gitti,
Komşunuzduk ama görüşemedik
Hiç vakit yoktu.
Saygı ve Esenlikler..
Rıdvan YAĞIZ