Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '12

 
Kategori
Psikoloji
 

Ne oynadıysak, şimdi biz O'yuz.

"Hayat bir oyundur"zaten ne çok yazar ,şair,çizer hepimiz aynı fikirde değilmiyiz ‘’hayat bir  oyun’’ olduğuna dair.
Yaşam seçenekler sunar, biz hepsinden vazgeçer, içlerinden sadece birini seçer, oyunumuzu oynarız.

Çocukluk, yaşamın bir ön provasıdır. Karar ve seçme mekanizmalarının alt yapısı çocukluk döneminde oluşur. Çocuk oyunlarında bu mekanizmaları izlemek mümkündür. Yetişkin, bu mekanizmalar doğrultusunda kendine uyanı seçer.

Çocuk oyunlarını yakından incelenirseniz bazı özelliklerin belirginleştiği görülür. Adından da anlaşılacağı gibi, oyun bir hayali kurgu üzerinedir. İçeriği kadar kuralları da hayal gücünü zorlar. Sosyal yaşamın kuralları da öyledir. Örf, adet, kural ve kanunlar da öyledir.

Bir toplumun gelenek ve görenekleri bir diğer toplumunkine uymaz. Onlar, kendi tarihleri boyunca alışılagelinen belli kural ve tarzı benimsemiş, diğerleri ise belli diğer bazı yaşam ölçütlerini kabullenmiş olabilir. Sadece bu açıdan bakıldığında dahi vazgeçemediğimiz davranış biçimlerimizin alt yapısında somut gerçeklerden ziyade soyut algıların varlığı açıktır. Tıpkı çocuk oyunlarındaki hayali kurallarla bezenmiş hayali içeriklerde olduğu gibi.

Ve hayat bizim kurduğumuz oyunları gerçektede yaşatır buna inanın kendimden biliyorum.Çocukluğumda oynadıgım karakterdeyim şimdi kendi çocuklugunuza dönün ve neler oynadıgınız hatırlamaya çalışın işte şu an 40 lı yaşlardasınız ve oynadığınız oyunların gerçek rollerindesiniz.

Çocuk oyunlarının tümü hayal ürünleridir. Fakat bunlardan bazıları, adeta çocukların hayal güçlerini ortaya koymasına fırsatlar sunarcasına fantastik öğeler içerir. Drakulalar, vampirler, zombiler, örümcek adamlar yaratıcı hayal gücü ürünlerinden ilk akla gelenlerdir. Unutmayın ki bizler de benzeri fantastik eserleri izlemekten hoşlanırız.ve ilerde herşeyden korkan kaçan yada tam tersi insanlar olmuşuzdur korkusuzca savaşırız hayatla.

Bazı oyunlar ise çocukların bedenlerini azami kullanma kapasitelerini ölçercesine hareket öğeleri içerir. Koşar, hoplar, zıplar, ağaçlara tırmanır, derinlere dalarlar. Yaşamın hızlı temposuna uyum sağlamanın hazırlığı gibidir bu oyunlar.ve yaş 40lı yıllara gelince bakarsınızki hayatında ne çok inişleri çıkışları koşuşturmaların içinde rolünün gerçegini oynuyorsunuzdur.

Bir de çocukların hareketli bir nesne peşinde koştuğu oyunlar vardır. Bu oyunlarda nesneyi yakalamak ya da bir hedefe yöneltmek amaçlanır. Bu tarz çocuk oyunları adeta voleybol, basketbol ya da tenisin bir ön habercisidir. Bu sporlar ilk bakışta yetişkinler açısından izleyerek veya bizzat yaparak hoş vakit geçirme amaçlı olarak düşünülebilir. Oysa, çocuk oyunlarında ya da sportif faaliyetlerdeki hedefe yönelik taktik davranışlar, bir nesne uğruna verdiğimiz mücadelenin sabırla sürdürülen taktiklerinin bir provasıdır. Ve ilerki yaşlarda hedef odaklı insanlar toplulugu olurlar araba almak , iş yeri sahibi olmak  yetmeyecek daha bir üst model araba almak daha fazla  ilerletecegi iş alanlarına odaklı yaşayacaklardır.

Bazı çocuk oyunları tehlike içeriklidir. Bisiklette akrobasi yapmak, arabalara asılmak, pencerelerden sarkmak, balkon pervazlarında yürümek gibi. Yaşamda karşılaşılacak tehlikelere karşı bir ön hazırlık ve ilerde kara para yada basrrılmış duyguların oldugu  insanlar olurlar.Tabi bunlar tamamen benim şahsi görüşüm bazılarınız  okurken yok artık diyebilirsiniz ama dedimya bu benim  gözlemlemelerim ve  doğruluğunu savundugum bakış açım.

Çocuk oyunlarından bir kısmı doğaçlamadır ve sonu sürpriz içeriklidir. Ne oyun kurucu ne de oyuncular oyunun nasıl devam edeceği, nasıl sonlanacağını kestiremezler. Tıpkı yaşamda kendi kontrolümüzün dışına çıkan hallerde, sonunu ön göremediğimiz, yeni fikirlerle işin içinden çıkmayı zorunlu hale getiren durumlarda sergilediğimiz davranışlarımızda olduğu gibi.

Bazen çocuğun tek başına oyun kurmuş, sessiz ve adeta içinden düşünüyormuşçasına dudakları hareket ederken izlersiniz. Bunlar da bir oyundur. Çocuk, tıpkı bizim yaptığımız gibi sessiz düşünsel oyununa dalmıştır. Ve ilerde belkide en iyi düşünür en iyi yazar yada ressam olarak karşımıza çıkacaktır.

Bazı oyunlar kalabalıkla oynanır. Bir grup çocuk oyunu kuralına göre oynar. Kurala uymayanlar grubun dışına atılır.ve ilerki yaşlarda çok uyumlu yada kuralsız yaşayan insanlar topluluğu karşımızda olur

Grup oyunlarına dikkat edilirse, çocukların oyunun amacına uygun olarak birbirlerini yönettikleri, eğittikleri, grubun zayıf üyelerine destek oldukları görülür. Bu hem yetişkin dönemin sosyal norm ve kurallarına adaptasyon ve karşılıklı yardımlaşma davranışlarının bir ön ayağı, hem de birbirlerine önderlik etme davranışlarının kazanılması demektir.

Bazı çocuk oyunları ise korkunç öğeler içerir. Çocuk adeta korkmaktan zevk alır sanırsınız. Nitekim kaygılı ve aşırı korkuları olan çocuklar, göreceli olarak daha fazla korku içerikli oyunlara yönelir, hatta silah ve kesici aletlere merak gösterirler. Unutulmamalıdır ki belli dozda kaygı ve korku duygusu canlı olmanın özelliklerindendir. Çocuk, korku içerikli oyunları ile gelecekteki yaşamında korkularıyla baş etmenin ön oyununu oynamaktadır.ve bakarsınızki ilerde karapara kazanan yada daha tehlikeli insan topluluğu oluştururlar.

Kitaplara gömülü  yada bilgisayara gömülü yaşar hale getirdiğimiz çocuklarımızı lütfen bırakın oyunlarını oynasınlar. Demek istedigim sadece.bizim çocukluğumuzda ne oynadıysak şimdi o degilmiyiz. Peki ya şimdiki çocuklar ilerde ne olacak ?

 

Sevgiyle...

EMİNE ZAİMOĞLU

 

 
Toplam blog
: 63
: 1955
Kayıt tarihi
: 15.01.10
 
 

Emine Zaimoğlu 21/12/1971 doğumlu. Nişantaşı Rüştü Uzel Kız Meslek Lisesi resim bölümünü okudu. R..