Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '11

 
Kategori
Deneme
 

Ne yıldızlar dökülecek gökten ne de güneş söner üflemekle

Ne yıldızlar dökülecek  gökten ne de güneş söner üflemekle
 

Şunu asla unutmamaları gerekir ki, aydınlıktan korkanlar gördükleri tüm ışıkları söndürmeye çalışsa da sadece kendilerine daha karanlık kuyular kazdıklarını görecekler er ya da geç.


Sakin geçen bir günün ardından bir dosta yaptığımız akşam ziyaretinde açık olan TV'nin bir kanalından işittiğim şu haber tüm tadımı kaçırdı.

Haber şöyle idi: '' Şırnak’ın İdil İlçesi’nde, terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşememesini bahane ederek gösteri yapan yüzleri maskeli bir grup, Öğretmenevi binasına molotof kokteyllleri ve taşlarla saldırdı.

Saldırı sırasında binada bulunan 50 kadar öğretmen, büyük panik yaşadı. Göstericilerden bazıları ellerindeki molotofları Öğretmenevi’ne doğru fırlatırken, "Gelmeyin buralara. Terk edin gidin. Burada sizi istemiyoruz. Sizi yakarız" diye bağırdı.

.........................''

O andan sonra içmekte olduğum kahvenin ve yediğim tatlının tadı kaçtı ne yazık ki.  Düşündüm de daha ne gibi durumları bahane olarak gösterebilir bu gözleri kör ve aydınlanmadan nasibini almamak için direten ağzı ve elleri kanlı yaratıklar?

Haberi bir de internet medyası üzerinden araştırdım daha sonra. Haber şu satırlarla devam ediyordu.

'' ...............

’GİDİN BURADAN, SİZİ YAKARIZ’

Saldırı sırasında binada bulunan 50 kadar öğretmen, büyük korku ve panik yaşadı. Binanın alev almasından korkan öğretmenler, "Polis yok mu? Dağıtın şunları" diye bağırdı. Göstericilerden bazıları da ellerindeki molotofları Öğretmenevi’ne doğru fırlatırken, "Gelmeyin buralara. Terk edin gidin. Burada sizi istemiyoruz. Sizi yakarız" diye bağırdı.

.............................. ''

Karanlıklarda yaşamaya alışık yarasalar aydınlığa karşıydılar bugün. Lanet olsun diye bağırmak geliyor içimden. Meclis sıralarını işgal edip milletvekillerine tanınan geniş hakları kullanmayı hak etmiyorlar onlar.

Üzüntümü paylaşan bir dostun ağzından şu sözler döküldü: ''Barış ve Demokrasi Palavrası atan vekiller bu olaya tepkisini neden gösteremiyor, bu nasıl çağdaşlıktır! ''

Yeni tayin olmuş, belki uzun bir süre sınavlara girip uygun puanı kazanıp artık çalışmanın ve para kazanıp görevini yapabilecek olmanın heyecanı ile, birilerine bir şeyler öğretebilme, ışık olabilme düşüncesiyle oralara giden bu genç insanlar için ne büyük bir travmadır bu, düşünebiliyor musunuz?

Bir başka dost diyor ki: ''Öğretmen atamalarının olduğu günün akşamı ataması doğuya çıkan bayan öğretmenlerin çıkışta mutsuzluktan hıçkırarak ağladıklarını göstermişti televizyonlar ve ben o öğretmenlere çok kızmıştım. İçimden bunlar ne biçim insanlar, orası da bizim yurdumuzun toprağı gibi düşünceler geçirmiştim. Şimdi ise üzülerek o insanlara hak veriyorum. O öğretmenlerimizin hayal kırıklıklarını, korkularını, öğretmenlerimizin ailelerinin durumunu, gelecek endişelerini düşünüp de hak vermemek....

Ne bileyim, işte öyle...

Getiremedim sonunu.’’

Ben de sonunu getirmekte zorlanacağım bu yazımın. Şunu söyleyerek bitirmek istiyorum sözlerimi:

Erdoğan'ı bugün medyada yer alan haberlere göre binlerce Mısır'lı karşılarken, görevine heyecanla yeni başlayan öğretmenleri PKK işte böyle karşıladı.

Mevlana Celaleddin Rumi şöyle der: Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner?

Şunu asla unutmamaları gerekir ki, aydınlıktan korkanlar gördükleri tüm ışıkları söndürmeye çalışsa da sadece kendilerine daha karanlık kuyular kazdıklarını görecekler er ya da geç.

Müşerref ÖZDAŞ

12.09.2011

 
Toplam blog
: 59
: 676
Kayıt tarihi
: 13.09.09
 
 

10.06.1961 Kütahya-Simav doğumlu. Tüm eğitim hayatı İzmir'de geçti. 1982 E.Ü.Fen Fakültesi Biyolo..