- Kategori
- Güncel
Ne zaman anlayacaksın?

“Hayata yüreği ile bakan bir "İnsan", yaşama gözleri ile bakan binlerce insanın göremediklerini görür.”
Şimdi muhteşem analizler yapılacak yine. Klavye silahşörleri alacak sazı ele ve yaptığı tek şeyi yine yapacak.(ki içlerinde 7 milyonu geçen seçime katılıp buna katılmayanlar) Sonucu kendilerince çözümleyecekler; eğitimimiz berbat, "ah ah, vah vah"lar ve yine inlemeler devam edecek. Neredeyse çeyrek asra yaklaşan yenilgiler kervanı ise eşzamanlı etrafı silip süpürmeye devam edecek. Yenilmekten, başaramamaktan zevk almaya başlandığına inanıyorum artık. "Çağdaş" sıfatını gönül rahatlığınca vereceğim kitleyi izliyorum seçim öncesi ve seçim sonrası not tutuyorum ve geleceğe dair zerre kadar ümidim kalmıyor.
Sosyal medya paylaşımlarından sürekli takip ettiğim örnek karakterler seçim öncesi aynı ve seçim sonrası aynı tepkiyi seneler süren yenilgi sonrası vermeye devam ediyorlar. Kendilerinin ne kadar tutarlı olduğundan bahsedebiliyorlar. Uçmuş durumdalar kısacası. En son da klasik insanına söverek işlemi tamamlıyorlar. Çapsız analizler, klasik küflenmiş oturma odası vatan kurtarma sohbetleri. Eskiden "Nasıl olur" diyorlardı hiç değilse, şimdi bilerek devam ediyorlar.
Zira akıl rafta, duygu ağızda. "Bu I.Q.'da bir insan bu kadar kayışı sıyırmış biçimde yazar mı?" diyorsun ve kurtuluş savaşı kahramanı edalarındaki seni mahcup etmiyor. Biraz bilgi sahibi, uluslar arası ilişkiler eğitimi almış, ekonomi bilen, siyasetten anlayan birinin söylemlerinin boşluğunu ve çapsızlığını anlaması çok kolayken. O devam ediyor ve aynısından klonlanmış yüzlercesi.
Bakıyorsun inanılmaz nitelikli bir insan ama paralel bir evrende yaşıyor zira gerçeklikle bağlantısı on yıllar önce kopmuş. Hala "asker" konu ederek konuşan tipler bile var. Sıradan insan ne ise aynen diğer uçta da o duygu, hırs, öfke benliğini sarmış. Bir kutup diğerini yaratmış. Bunu amaçlayanlar ise ellerini ovuşturuyor zira birinin sayısı diğerinin mislince ve cahil kitleleri yönlendirmek çok kolay; diğerleri ise amip gibi sadece değer üretip, laf kalabalığı ile kendi içlerinde bölünmekle meşgul oldukları için. Bir tek kişiye olan karşıtlık ile başarı kazanılacağına inanıp hiç bir şey üretmeden, sorumluluk almayan, değer satıcıları, omuz silkenler grubu. Hayal dünyasında yaşıyorlar, "seçim kazanmak değil ki" zaten diyorlar. Bayrak açarak seçime gidip akşam millete küfretmeyi yeterli buluyorlar. İbretlik olan onlardır, yoksa sıradan kitleler değil.
Aynı ezber sözler, aynı slogan cümleler yine "biz aslında yenilmedik" kıvırmaları. Binbir sebep balonu havada. Ne kadar haklı olsan da sıkılmadın mı Kardeşim? Bir insan kendini bu kadar tekrar eder mi? Bıkmadın mı kılıf uydurmaktan?
Bu sonucu beklemiyor muyduk da şimdi yine 48. kez şaşırıp, ağlaşıyoruz. Kendi partin dahil 20'ye yakın yandaş olan olmayan firma anket yapıyor. Tamam çoğu güvenilir değil ama hep mi bunlar yalancı, üç kağıtçı, istiyorsan sevdiklerini seç içinden. Al hepsini bir tablo yap; ortalamasını al yaklaşık bir değer belirle; keyfine uymuyorsa istediğine birkaç ekle istemediğinden çıkar. Hiç şaşmadı benim ki. Açıkçası daha beterini bekliyordum. Göz var izan var, rakamlar var, araştırmalar var. Herkes düşman, herkes haksız ama bizler sütten çıkmış ak kaşık. İyice bölünelim, söylemlerimizi keskinleştirelim, mevcut çevremizi de artık düşman bilelim, hiç bitmeyen sindirim probleminizi devam ettirelim.
Bunun sonu mu...
Sosyal medya paylaşımlarından sürekli takip ettiğim örnek karakterler seçim öncesi aynı ve seçim sonrası aynı tepkiyi seneler süren yenilgi sonrası vermeye devam ediyorlar. Kendilerinin ne kadar tutarlı olduğundan bahsedebiliyorlar. Uçmuş durumdalar kısacası. En son da klasik insanına söverek işlemi tamamlıyorlar. Çapsız analizler, klasik küflenmiş oturma odası vatan kurtarma sohbetleri. Eskiden "Nasıl olur" diyorlardı hiç değilse, şimdi bilerek devam ediyorlar.
Zira akıl rafta, duygu ağızda. "Bu I.Q.'da bir insan bu kadar kayışı sıyırmış biçimde yazar mı?" diyorsun ve kurtuluş savaşı kahramanı edalarındaki seni mahcup etmiyor. Biraz bilgi sahibi, uluslar arası ilişkiler eğitimi almış, ekonomi bilen, siyasetten anlayan birinin söylemlerinin boşluğunu ve çapsızlığını anlaması çok kolayken. O devam ediyor ve aynısından klonlanmış yüzlercesi.
Bakıyorsun inanılmaz nitelikli bir insan ama paralel bir evrende yaşıyor zira gerçeklikle bağlantısı on yıllar önce kopmuş. Hala "asker" konu ederek konuşan tipler bile var. Sıradan insan ne ise aynen diğer uçta da o duygu, hırs, öfke benliğini sarmış. Bir kutup diğerini yaratmış. Bunu amaçlayanlar ise ellerini ovuşturuyor zira birinin sayısı diğerinin mislince ve cahil kitleleri yönlendirmek çok kolay; diğerleri ise amip gibi sadece değer üretip, laf kalabalığı ile kendi içlerinde bölünmekle meşgul oldukları için. Bir tek kişiye olan karşıtlık ile başarı kazanılacağına inanıp hiç bir şey üretmeden, sorumluluk almayan, değer satıcıları, omuz silkenler grubu. Hayal dünyasında yaşıyorlar, "seçim kazanmak değil ki" zaten diyorlar. Bayrak açarak seçime gidip akşam millete küfretmeyi yeterli buluyorlar. İbretlik olan onlardır, yoksa sıradan kitleler değil.
Aynı ezber sözler, aynı slogan cümleler yine "biz aslında yenilmedik" kıvırmaları. Binbir sebep balonu havada. Ne kadar haklı olsan da sıkılmadın mı Kardeşim? Bir insan kendini bu kadar tekrar eder mi? Bıkmadın mı kılıf uydurmaktan?
Bu sonucu beklemiyor muyduk da şimdi yine 48. kez şaşırıp, ağlaşıyoruz. Kendi partin dahil 20'ye yakın yandaş olan olmayan firma anket yapıyor. Tamam çoğu güvenilir değil ama hep mi bunlar yalancı, üç kağıtçı, istiyorsan sevdiklerini seç içinden. Al hepsini bir tablo yap; ortalamasını al yaklaşık bir değer belirle; keyfine uymuyorsa istediğine birkaç ekle istemediğinden çıkar. Hiç şaşmadı benim ki. Açıkçası daha beterini bekliyordum. Göz var izan var, rakamlar var, araştırmalar var. Herkes düşman, herkes haksız ama bizler sütten çıkmış ak kaşık. İyice bölünelim, söylemlerimizi keskinleştirelim, mevcut çevremizi de artık düşman bilelim, hiç bitmeyen sindirim probleminizi devam ettirelim.
Bunun sonu mu...
Her daim kendine yalan bile söyleyen bir insan.
Kaleleri içeri siz ve sizin gibi olanlarla birlikte, kendi üzerinize örerseniz sonu bu olur.
Sözde "Entelektüel" insanın bu kadar gerçekten kopması kendi sonumuzu da hazırlıyor gibime geliyor.
Peki sıradan insan gibi söylenip durmak mı çözüm, elbette hayır. İnsanlara ulaşmak, bir zahmet gücün yettiğince kendi kabilen dışında insanları düşündürmeye çalışmak. Hedefin kendine benzerleri daha benzer yapmak olmamalı. Sana benzemeyen, senin gibi yaşamayan, inancını taşımayan, kimliği, sosyal statüsü farklı olanı olduğu gibi kabul edip ona yeni bir söz söylemek olmalı. Karşı olmak diğer kutbu yaratır, alternatif olmak ise onu sana katar. Senin sevdiğin, istediğin gibi olanlar için değil herkes için siyaset yaparsan er-geç bir gün seni de görecektir bakmayı bilmese de gözler.
Her olayda önüne gelene uzattığın o işaret parmağın var ya; senin dışındaki herkesi gösteren; onu bir kenara bırak da diğer üç parmağına odaklan. Zira denildiği gibi onlar seni gösteriyor seni!
Peki sıradan insan gibi söylenip durmak mı çözüm, elbette hayır. İnsanlara ulaşmak, bir zahmet gücün yettiğince kendi kabilen dışında insanları düşündürmeye çalışmak. Hedefin kendine benzerleri daha benzer yapmak olmamalı. Sana benzemeyen, senin gibi yaşamayan, inancını taşımayan, kimliği, sosyal statüsü farklı olanı olduğu gibi kabul edip ona yeni bir söz söylemek olmalı. Karşı olmak diğer kutbu yaratır, alternatif olmak ise onu sana katar. Senin sevdiğin, istediğin gibi olanlar için değil herkes için siyaset yaparsan er-geç bir gün seni de görecektir bakmayı bilmese de gözler.
Her olayda önüne gelene uzattığın o işaret parmağın var ya; senin dışındaki herkesi gösteren; onu bir kenara bırak da diğer üç parmağına odaklan. Zira denildiği gibi onlar seni gösteriyor seni!
"Bir insan hakkında, başkalarının onun için söylediklerinden çok, onun başkaları için söylediklerinden fikir edinilebilir." Leo Alkman