Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '11

 
Kategori
Kitap
 

Necla Kelek kimdir?

Necla Kelek kimdir?
 

Necla Kelek, on yaşında Almanya'ya gelmiş burada İktisat ve sosyoloji okumuş bir türk yazarı. Aslında türk denilemez çünkü kendisi Alman vatandaşlığına geçmekle beraber, her hareketi ile Türk kültüründen ayrı durmayı yeğleyen bir bayan.

"Almanya kendini yok ediyor" ırkçı kitabın yazarı Sarrazin ile yakın arkadaşlığı olduğunu hatırlatmak şöyle dursun, aynı zaman da bu kitabın tanıtımını da üstlenmiştir. 

2002`de yazdığı "Günlük Yaşamda İslam (İslam im Alltag)" kitabında, Müslümanlığın Almanya'da uyumu zorlaştıran bir din olduğunu ifade etmekle beraber, çok açık bir şekilde "Müslümanların uyum sağlayamayacağını" ifade etmiştir. 

Necla Kelek'e göre İslamiyet çercevesi içinde olan biri asla Demokrasiye yakınlık gösteremez, çünkü ona göre İslam eşittir Şeriat.

Sarrazin'in kitabının tanıtımını yapan birinden ne bekleyebilirsiniz? 

Hem bunu "Fikir özgürlüğüne saygım var" diyerek yapıyorsa...? 

Irkçı bir düşünceye saygı nasıl oluyorsa artık....

Necla Kelek gençliğinde Babası ile büyük sorunlar yaşamış olması, büyük baskı görmüş olması, babasından adeta nefret ettiğini düşünürsek..., Müslüman erkeklere karşı duyduğu nefretin nereden kaynaklandığını görebiliriz. (Detaylar için Tıklayın almanca) 

İşte böyle insanlar Alman medyasında bizleri aşağılayarak ödüller kazanıyorlar. Bu Orhan Pamuk olur, Necla Kelek olur, Serap Çileli olur, Seyran Ateş olur yahut ABD'deki Zeyno Baran olur ve onun yerini alan Soner Çağaptay olur...

Bütün bu insanlar ödül alırlar, çünkü onlar birilerinin kuklalarıdır. Ödül almak için herşeyi yazarlar. Kukla zaten kendisi düşünemediği için, oynatanın isteği doğrultusunda konuşur. Görünürde bir hikaye seyredersiniz ama...

Diyeceksiniz ki "Sen hiç Necla Kelek üzerine konuşmazdın, neden şimdi birşeyler karalıyorsun burada?". 

Evet, ben aslında bu tür insanların üzerine yazılar yazmayı yahut eleştiri yapmayı sevmem. İnsanların gururu ve şerefi ile oynayarak ödül kazananların sözünü etmek onlara haddinden fazla değer vermek demektir. Bu ilk yazım Necla Kelek üzerine ve son yazım inşallah. 

Fazlası yüreğime dokunur...

*** 

"Kaybolan Erkek Evlatlar (Die verlorenen Söhne)" kitabında Necla Kelek'in yazdıklarını beraber okursak, bu kadının kim olduğunu çabucak öğreniriz.

Sayfa 129'da şöyle diyor: 

"Kız çocukları ergenlik çağından itibaren evlere kapatılıyor, küçük kardeşleriyle ilgileniyor, başlarını örtüyorlar. Yalnız başına dışarıya çıkmalarına izin verilmiyor. Baba ve erkek kardeşler kızların dışarıda neler yapabileceklerine karar veriyorlar."
Sayfa 137`de 

"Sünnet çocuklarının sonraki günlerde pansumanları acılı oluyordu. Sıcakta yaraları çabuk iyileşmiyordu." 

Sayfa 169'da 

"Erkeklerin çoğunun genelevi tecrübeleri var. „Or..pu, f.hişe“ gibi küfürleri çok sık kullanıyorlar. Kadın cinsel isteğini yerine getirmezse dövmeyi çok normal buluyorlar. Erkeğin tatmin olması ve dölünü akıtması gerekli. Bir erkek: „Bir kadınla cinselliği yaşayamayacaksam, onunla daha başka ne yapabilirim?“ diyor.
Sayfa 171 

"Muhammed dişi tanrıçalar Allat, Al-Ozza ve Manat’ı lanetledi, sembollerini tahrip etti, dişi korumalarını öldürttü. Dişi tanrıçaların üzerindeki galibiyet aynı zamanda erkeğin kadın üzerindeki galibiyetiydi. Muhammed kadınlara güvenmiyordu, erkeklerin de içgüdülerini kontrol altında tutabileceğine güvenmiyordu. Muhammed’e göre akılcılık ve özdenetim yoktu, sadece dürtülerin kontrolü ve tatmini vardı-erkekler için." 

Ve şimdi şu kısmı iyi okuyun, çünkü bu kısımlar kimlere hizmet edildiğinin ispatıdır aslında. Kukla dedik ya yukarıda, hah işte!

Kitabın 227. Sayfasında şöyle yazıyor (“Müslüman-Türk” bir kadının görüşleri):
İsa arkasından kanun bırakmadı. Havarileriyle Muhammed gibi konuşmadı. Matthäus-Evangelium’da (13-15) -yani İncil’de- İsa insanlara “Kalpleriyle anlamalarını” söylüyor. (…) İslam otoriter bir din ve üstün hakikat ile hareket ediyor. Müslüman kişi kabul etmeli, itaat etmeli. İsa ise insanların kendilerine güvenmelerini, inanmalarını telkin ediyor ve korkmamalarını öğütlüyor. Ama Kur’an’da inanmayanları kovalayın ve onları dost edinmeyin deniliyor. (Sure 4, ayet 89). Tanrı-oğlu (İsa) korkulacak birisi değil. (…) Eski Ahit ve Kur’an kanlı-şiddetli olaylardan bahsederken, Yeni Ahit sevgi ve ümidin bildirisi. İsa’nın bildirisi bana çok yardımcı oldu. Müslüman-Türk dünyasının kontrolünden kaçtım. Ahiret korkularından kurtuldum. Hıristiyanlığın ümitli bildirisi kendime güvencimi kazandırdı. “Biz”den kurtulup “Ben” oldum.

Simdi anladınız mı Necla Kelek'in kimlere hizmet ettiğini? Derdi ne olduğunu, kimler adına İslama saldırdığını?

Son röportajında söylediği sözüde sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim.
ZDF Televizyon kanalında aynen şunları söyleyebilen bir insana ne deseniz boştur! 

"İnsanların (Müslümanları kast ediyor) cinselliklerini kontrol etme yeteneği yok, özellikle de erkeklerin yok. Sürekli cinsellikleri ile meydan okumaya mecburdurlar ve kendilerini boşaltmak ile meşgul oluyorlar. Eğer bunu bir kadın ile yapamazlarsa, kadın bulunmazsa, o takdirde bir hayvan ile yapıyorlar, yahut başka bir yöntem aramaya mecburlar..... Erkek her zaman kadınlarını başka erkeklerden korumakla meşgul oluyor, onlara karşı büyük bir güvensizlik duyuyor çünkü onlar sürekli seks düşünürler ve bundan dolayı nerede nefsimi tatmin edebilirim düşüncesi ile günlerini geçirirler ." (Necla Kelek ZDF. İzlemek için Tıklayın )
Mustafa Çelebi

Kaynaklar 

http://sanatkop.com/index.php/necla-kelek-kimdir/
Zehra YAVUZ / Haber 7 

Kaynak kitap: Kaybedilmiş erkek çocukları. Müslüman-Türk-Erkeğinin kurtuluşu için savunma söylevi. (Die verlorenen Söhne. Plädoyer für die Befreiung des türkisch-muslimischen Mannes, Necla Kelek. 2. Baskı.Ekim 2007, München.) 

 
Toplam blog
: 103
: 2332
Kayıt tarihi
: 31.10.09
 
 

1974 Almanya- Krefeld doğumluyum. Aslen Malatyalıyım. Lise mezunuyum ve Web tasarımı ile uğraşıyo..