Neden “Bugün” imzalandı?...

Bütün “Uyarılara” ve ettiği “Yemin”e rağmen imzaladı. Tabi bu kısım, kişisel düşüncemiz.

Onaylayıp yayınlama üzere başbakanlığa gönderirken de bir “Uyarı” yaptığı açıklandı.

Açıklamada, “…bununla birlikte bazı vatandaşların endişelerinin de anlayışla karşılanmasında ve bu endişeleri giderecek düzenlemelerin hayata geçirilmesinde zorunluluk bulunduğu…” ifadesi eklendi.

Yani, bir bakıma Cumhurbaşkanı da ülke genelinde tam bir fikir birliği olmadığını kabul etmiş oldu. Ne yazık ki bir şeyi kaçırdı, o da demokrasilerin sadece sayısal üstünlük olmadığı gerçeğini…

İşin bu tarafı “Doğacak çocuğun oğlan olacağı...” gibisinden belliydi. Belli olmayan acaba ne zaman onaylayacağı idi…

Ve…

O kadar ilginç bir günde imzaladı ki, yine aklım karıştı.

Yasa, on günden bu yana Cumhurbaşkanı’nı9n önünde. İçeriği, günler evvelinden belli ve Cumhurbaşkanı, imzalamak için bekliyor…

Bekliyor…

Biraz daha bekliyor…

Veeee…

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak’a kara harekâtını başlattığı gün imzalayıp Başbakanlığa yayınlanması için gönderiyor.

Sanki…

Bir şeyleri milletin gözünden kaçırmak, gündemin içine tıkıştırıp gözden kaçırmaya çalışmak gibi.

Bir an olsun yanılıp “Acaba Cumhurbaşkanı, genel tepkiyi de göz önünde bulundurarak yasayı ‘bir kez daha görüşmek üzere” geri gönderir mi acaba demiştik.

Bunda yanılgıya düşeceğimiz belliydi ama yasanın Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak’a kara harekâtını başlattığı gün onaylanacağını ve açıkça “Gündemden kaçırılacağını” de hiç düşünmemiştik.

Bu da gösteriyor ki, Sayın Cumhurbaşkanı, içinden geldiği iktidar ile birlikte hareket etmektedir. Bu nedenle de artık belli bir “Güven sorunu” daha da derinleşerek ortaya çıkmıştır.

Şunu deme hakkımız doğdu…

İmzalayacağınızı biliyorduk Sayın Cumhurbaşkanı… Belki biraz umutlanmıştık ama imzalayacağınızı biliyorduk. Ancak, keşke bu gün değil de ya önceden ya da birkaç gün sonra imzalasaydınız daha inandırıcı olurdunuz diye düşünüyoruz.

Bundan böyle Cumhurbaşkanlığı makamının “Çankaya noteri” gibi çalışmayacağından nasıl emin olabiliriz?

Olamayız…

Hani Hacivat ile Karagöz’ün perde kapanırken dediği gibi “Yıktın perdeyi, eyledin viran… Varayım sahibine haber vereyim heman…”

Elbette sahibini de bulabilirsek…

22 ŞUBAT 2008