Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '16

 
Kategori
İlişkiler
 

Negatif insanlar her yerde

Negatif insanlar her yerde
 

Bugün konumuz daraltanlar.


Rızkı, ufku, pencere ya da vitrini, umudu, sevinci, sevgiyi ve aklınıza gelen her şeyi daraltanlar da, genişletenler de her yerde.

Bugün konumuz daraltanlar.

Onlar sizi kendilerinden güçlü, becerikli, ufku aydınlık gördükleri anda harekete geçerler.

Kendilerini genişletip sizin çapınıza gelmeye çalışmazlar, sizin önünüzü nasıl keseceklerini düşünürler.

Kendi doğrularını size dayarlar, direnirseniz çileden çıkarlar. Her yolu deneyerek ve ısrarla o yanlış olan doğrularını size kabul ettirmeye çalışırlar. Bir kere de dönüp acaba biz mi yanlışız diye düşünmezler.

Sonrasında, sizin güzel yapıtlarınızın hak ettiği değeri elde etmemesi için, hak ettiği izleyicilere ulaşmaması için ellerinden geleni yaparlar.

Mümkünse devreye girer ve etkileşimi keserler.

Olmadı, abuk subuk yorumlarla, değerlendirmelerle karalamalara başlarlar.

Hiç gerekmediği halde, kendileri ile ilgili hiçbir şey olmadığı halde, durup dururken yaparlar bütün bunları.

Bazen göz göre göre, herkesin bildiği beyazlara kara ya da karalara beyaz der, “yok artık” sesleri ile yüzleşirler.

Onların kafası hayra çalışmaz, şerre çalışır ve o yüzden hep küçük, hep yaramaz, hep utanmaz kalırlar ve bu halleri hep sırıtır.

Hep rezil olurlar.

Birbirlerini alkışlıyor, yağlıyor olsalar da, bu alkışları, yağları gerçek birer nimet zannetseler de bir şey değişmez.

Her halleri dışarıdan görünür ve her aklı başında insan onların ne kadar basit ve komik kaldıklarını görür.

Genellikle kendilerinden büyüğünü görmeye dayanamadıkları için yaparlar bunu.

Kendi cüce yanlarını dev gördükleri için, bu anlamda görme özürlü oldukları için de yaparlar.

Dışsal nedenlerle yapanları da vardır elbet.

Yani kendilerine kalsa işi abartmayacakları halde birilerinin, kimi niyeti, hedefi, amacı, fikri bozuk güçlerin baskısıyla güneşi balçıkla sıvamaya çalışırlar.

Başkalarının ufuksuzluktan kaynaklanan dolmuşlarına binip aynı yanlışı yapanlar da var mıdır bilmiyorum. Belki de vardır.

Peki, bu insanlar niye böyle, niye olumsuz, niye karamsar, niye karalamacı?

Elbette bu sorunun çok sayıda ve çok farklı yanıtları vardır ve ben onları açıklama yükünün altından kalkamam.

Onlar kendileri de tam olarak bilmezler niye öyle olduklarını, anne babalarıyla öğretmenleri de bilmez.

O duruma gelinceye kadar doğumdan, genetik özelliklerden başka milyonlarca farklı deneyimle donanmışlardır. Aradığımız neden, oralarda bir yerlerdedir ama tam olarak nerede olduğunu kolay kolay bilemeyiz.

O durumdakileri gönül ortağı kılan bu yanları olsa da her birindeki bu yanın üzerine oturduğu temeller genellikle farklıdır.

Onlar da öyledirler işte.

Usta bir psikiyatriste ya da psikologa gidip gerekli törpülemeleri yaptırmadıkları sürece öyle de kalacaklardır.

Belki öyle kalmaları da gerekir.

Yaşamın farklı tonlarda renklerden oluştuğunu hepimiz biliyoruz.

O rengin eksilmesi ile belki tablo sırıtır.

Kim bilir?

Gerçek olan bir başka şey de var ki ben bu yazıyı yazarak aslında onlara iyilik ediyorum.

Benim kendi adıma sık sık yaptığım bir şeyi yapmalarının yolunu açıyorum.

Dönüp kendi halimize bakmaktan söz ediyorum.

Yanlışlarımızı düzeltmemiz için doğru geri bildirimlerin çok kıymetli olduğunu, doğru eleştirilerin de altın kadar kıymetli olduğunu ifade ediyorum.

Elbette anlayana…

08.04.2015 12:22

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..