Nehirlerle ruhlara yolculuk

Bugün gönlüm Meriç ' ten Fırat ' a bir yolculuk yaptı.. Güzel ülkemin güzel topraklarını bir baştan bir başa dolaştı.. Dolaşırken kah dellendim kah duruldum....Meriç 'i bilirmisiniz bilmem ama ben biraz anlatayım kendi gönlüm ve gözümle.. Meriç nehrine o muhteşem söğüt ve kavak ağaçları dolanmıştır.. güzel bir kızın beline dolanır gibi...Güzel memleketimin güzel topraklarında sere serpe akar... akar... akar... sakindir suları... Ağaçlardan suyun yüzüne yemyeşil bir bir örtü yayılır... Yer gök yeşildir.. Heryer sakindir .. Hele baharda seyrederken; ruhunuzu da sulara, o yeşil renk gibi akıtırsınız...Suları ne derece sakinse nehrin içi o derece dellenerek bekler batalıklarla sizi yutmak için.. pusu kurmuştur adeta.. Ama sakinliği nirvanaya ulaşmak gibi sizi adeta kendine çağırır.. Güneş batarken nehrin üstünde oluşan kuş sürüleri aklınızla oynar çizdiği şekillerle.. dalar gidersiniz o sürülerle beraber...Huzur hakimdir ve sükunet...Ya Fırat.....Ahhh o Fırat... deli deli akar hep, durduramazsınız, dur durak bilmeden yaşama karşı akar adeta isyanla... Sanki coşmuş , şah a kalkmış bir at gibi dolu dizgin...Ürkersiniz akışını görünce sizinde tüm isyanınız tüm deli fişek duygularınız sularına karışır...Çoraktır etrafı... İsyanından sanki yalnız kalmış gibidir.. Etrafındaki herşeyi yutmuş içine hapsetmiş gibi hissedersiniz... Köpük köpüktür suları...Akışından kurtaramaz tüm düşüncelerinizi adeta aceleyle bırakırsınız... Dedim ya kah dellendim kah duruldum... Bugün içim bir Meriç oldu bir Fırat ... Hayata bir umutla baktım sakince Meriç gibi.. Bir isyanla dellendim Fırat gibi...