Neler olacak?

Neler olacak?
Bu soru hepimizin kafasında en büyük soru işaretlerinden biri.

Gazeteler ve televizyonlar da bu cevabı arayanların seslerini dile getirmek için yarışıyor.

Peki, ne olacak?

Kısa süre önce yayınlanan "Yeni Dünya Düzeni"(1) ve devamı olan "Büyük Savaş"(2) yazılarımda krizin nereden kaynaklandığı ile ilgili süreçleri yazmıştım.

Ama bundan sonra ne olacağı sorusu ortada kalmıştı.


İşte gelecekte oluşacak ekonomik ve siyasi durumları hem küresel hem de yerel olarak ortaya koyulması önemli bir ihtiyaçtı.


1- TÜRKİYE EKONOMİ:

Türkiye'de politikalar kolayca değiştirilebilir olgular olduğu için, çok kısa ömürlü. Burada ekonomi politikaları da yerel seçime endeksli. Yani, sonuçlar doğuran doğruya bu kararlarda etkili olacak.

A- EĞER İKTİDAR YEREL SEÇİMLERDE BAŞARISIZ OLURSA:

Öncelikli bir erken seçim ihtimali ortadan kalkacağı için kadrolar asli görevlerini hatırlayacak. Yani yaşanan felaket durumunu telafi etmenin ve çözümler üretmenin derdine düşülecek. Çünkü ellerinde tuttukları hükümetin tapusuna 3-4 yıl daha sahipler. Bu malübiyet, akıllarını başlarına almaları ve milletvekili seçimlerine kadar geçecek süreçte karnelerine olumlu işler kaydetmeleri için fırsat olabilir.

(Tabii bir de "battı balık yan gider" siyaseti var ki, o durumda; vatandaş olarak bizim de, "vay halimize" durumu devam edecek demektir. )

Özellikle Ankara ve İstanbul'da yaşanacak değişiklikler derin siyasal etkileri olacak sonuçların filizlenmesine sebep olacaktır.

Unutulmamalı ki 94 seçimlerinde İstanbulun alınması, bu hızlı yükselişte önemlidir.


B- EĞER İKTİDAR, YEREL SEÇİMLERDE BAŞARILI OLURSA:

Zaten ülke genelinde büyük bir kesimi ellerinde bulundurdukları düşünülürse, fetih olarak görebileceğimiz bir iş başarılmış olmayacak.

Ama İzmir ve Eskişehir gibi önemli noktaların ele geçirilmesi ihtimalini iktidarı sevindirir.

Yerel yönetimleri eline geçiren yerel siyasetçilerden görevine devam edenler ile ilgili bir değişim olmaz.
Ama koltuğa yeni kavuşan, iktidar partisine mensup, belediye başkanları, kazanmanın verdiği heyecanla bütçelerini gereksiz harcamalar ile çarçur edebilirler. Bu çarçur 1-2 yılda düzene girer.

İşte bu çarçur politikası kriz açısından rahatlatıcı bir etki yapacaktır. Ama yandaş şirketler ve istismarlar mide bulandırmaya devam edecektir.


2- GERÇEKLER

Dış baskıların etkisi ile hükümet IMF ile anlaşmayı mutlaka yapacak.

Bu anlaşma sonrasında:
A- Yabancı yatırımcıların parasal girişini cazip hale getirmek için "ucuz ülke" durumuna gelmemiz planlanacak.
B- Türk parasının değerinde çok dik düşüşler yapılması ihtimali var.
Zaten altının değer kazanmaya başlaması, Türk parasındaki tehdidin farkında olunduğunun bir göstergesi.
Eğer böyle bir operasyon olacaksa yerel yatırımcılar Türk parasından çıkacaktır.
Kafaları dolar ve Avro konusunda da karışık olanlar altını kurtuluş için can simidi gibi görebilir.

3- SONUÇ OLARAK

4-5 Ay kadar önce 1 Dolar = 1 Lira diye konuşulurken, bugün 1 Dolar = 2 Lira olur mu soruları sorulmaktadır.
Kim ne derse desin, geçen süreçte; hedeflere bakıldığında %100'lük bir DEVELÜASYON gerçekleşmiştir.

Bugün konuşulan, 5 Nisan 1994 gibi bir kirizin bir daha yaşanıp yaşanmayacağıdır.
Bir risk sorunu var.
Hedefler bağlamında, %100'lük değer kaybı karşısında sessiz kalan ekonomi, oluşacak yeni bir %100 kayıp sonrasında da gıkını çıkarmaz.

Enflasyon ihtimali ile ilgili bir tartışmanın içine girmenin hiç bir anlamı olmadığı da ortadadır.
Çünkü;

1- Enflasyon değerler Türkiye geneli esas alınarak tek bir rakam ile ifade edilmektedir.
2- TUİK, bu değeri bile hesaplamada gerçekçi değildir.
3- Hesaplamada kullanılan tüketim malzemelerinin seçimi sorunluddur.
4- Enflasyon değerleri, toplum kesimleri, sektörler ve gelir gurupları için ayrı ayrı yapılmalıdır.
5- Tüketici Fiyat Endeksi ve Toptan Eşya Fiyat Endeksi de aynı şekilde; toplum kesimleri, sektörler ve gelir gurupları için ayrı ayrı yapılmalıdır.


Murat SEVGİ
21 | ŞUBAT | 2009 - Cumartesi


______________
Murat SEVGİ, "Yeni Dünya düzeni", 27 | OCAK | 2009,
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=158618

(2) Murat SEVGİ, "Büyük Savaş", 02 | ŞUBAT | 2009,
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=159932