Neler oluyor bize?...

Yaşam dünyamız hızlı bir şekilde dibe doğru yol alıyor. Dibi ne zaman bulur, oradan yukarı sıçrar bilinmez. Avrupa arenasında Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzon havlu attı. Bir Beşiktaş düşe kalka UEFA liginde devam ediyor. Yeni umudumuz Bursaspor ise hepten yok. Üstelik aldığı sonuçlar yüzümüzü kızartıyor.

Mevcut tabloya baktığımızda, Bursaspor’un guruplardaki tek gol dahi atamadan puansız olan takımımız olduğunu görüyoruz. Bu neden böyle oluyor iyi analiz etmek lazım. Avrupa arenasında zaman zaman başarılar yaşamış diğer dört büyüğün altı-sekiz puan önünde olan, Türkiyede’ki her takımı yenebilen Bursaspor dışarıda sefilleri oynuyor.

Bu neticelere deneyimsizliği örnek gösterebilirsiniz ama çok da inandırıcı olmaz. Dünyada isim yapmış oyuncular, çalıştırıcılar ülkemizde de görev yapıyor. İletişim mükemmel, her takımın oyuncularının su içme prensibine kadar biliyoruz. Oyuncu eğitimi ona göre yapılıyor. Belki bir kısım çok pahalı oyuncular bizde değil ama bu da yarışa devam eden Bursaspor’un bu sırada olmasını mazur göstermez.

O zaman şu soruyu sormak lazım: Neler oluyor bize?

Geçen sezon başından beri Bursaspor maçlarını tarafsız bir gözle izleyenler, artık Ertuğrul Sağlam faktörü mü nedir bilinmez, hakemlerin takdir haklarını büyük çoğunluk ile Bursaspor’dan yana kullandığını göreceklerdir. Belki futbolcular aynı müsamahayı Avrupalı hakemlerden de bekliyor. Hatırlanacaktır, son Manchester maçında Bursaspor’lu oyuncunun kendini rakip ceza sahası içinde acemi artistler gibi yere atıp hakemden penaltı istemesine hakem bile gülmüş ve aldatmaya yönelik sarı kart bile göstermemişti.

Galatasaray’a Fenerbahçe’ye Beşiktaş’a bakın. Avrupanın gözde futbolcularını transfer etmişer, adamlar süreklki sakatlanıyor. Resmen tekmeleniyorlar, hakemler oralı değil. Örnek olarak Fenerbahçeli Niang, iki yıldır hiçbir sakatlığı olmayan bu futbolcu daha ligin başında tekmelerden sakatlanıyor. Sanırım Bursaspor’da olsa hakemler müsaade etmezdi.

Futbol kalitesi olarak sürekli geri gidiyoruz. Yönetimler tıpkı politikacılar gibi kendilerini yüceltiyor, yine tıpkı politikada olduğu gibi yandaş spor yazarları da hayali başarılar, kahramanlar üretiyor. Biz seyirciler ise giderek daha kalitesiz, can sıkıcı, kötü futbola mahkum oluyoruz.

4/11/2010