- Kategori
- Dostluk
Nerde kalmıştık?

Çarşının kalabalığından sıyrılıp, eski taş evlerin bulunduğu dar sokağa girdik. Balkonumuzda (yani eskiden bizim oturduğumuz evin balkonunda) yaşlı bir karı koca oturmuş çaylarını yudumluyorlardı. Birinci kat dükkân haline getirilip tüp bayii yapılmış. Yanındaki eski evler ise yıkılıp yenilenmiş.
Gözüm hemen karşıdaki eve takıldı. Köşedekine, iki katlı olanına. O da yenilenmiş. Önünde bir elektrik direği vardı. Artık yok.
Birden heyecanlandım. “Ne olursa olsun zile basıp soracağım” dedim.
İkinci katın ziline dokundum.. Otomatiğe basıldı, arkasından bir çocuk sesi “kim oooo”. Kapıyı ittirip merdivenleri çıktım birkaç basamak, yukarıda hayret ve şaşkınlıkla kocaman açılmış yeşil gözler karşıladı beni. Hiç tereddütsüz “Aman tanrım Tijeeeeen, olamaz!
Özlemle, sevgiyle, heyecanla kucaklaştık.
O anda kucaklaşanlar, 40 lı yaşlardaki iki yetişkin kadın değil, 17–18 yaşında en fazla bir yıldır görüşmeyen iki küçük kadındır. Gel de şimdi zamanın izafi bir kavram olduğuna inanma. Nereye kayboldu aradan geçen 24 yıl. Ama kayboldu işte.
Yanımızdakiler bizi merak ve hayretle izliyorlar. Gülseren teyzem arkada sessizce bize bakıyor o her zamanki gülümseyen haliyle, Yanında uzun boylu hafif kır saçlarıyla bir bey. Yüzü tanıdık ama çıkaramadım.5 yaşında annesi gibi yeşil gözlü, sarı saçlı, sevimli bir kız çocuğu da meraklı bakışlarla bizi izliyor.
Eşimle içeriye giriyoruz. Tanıştırıyoruz beyleri.
“Celal” diyor arkadaşım. “Eşim”. Bu Celal bana hiç yabancı gelmedi ama.
Yüzüme muzipçe bakıyor.
“ yoksa… O mu? diyorum” “hani o Beş kapılardaki Palmiye cafe deki tahta iskemleli masalarda oturup gülmekten yerlere yatarak, ortak fikirlerimizle mektup yazdığımız o ilk aşkın”. Evet, O. Evet O ama geç gelen 16 yıllık ayrılık sonrası gelen bir mutluluk ve kavuşma hikâyesi olduğunu anlatıyor çarçabuk.
Birbirimize anlatacağımız o kadar çok şey var ki. Hepsini nasıl yapsak ta şu birkaç saate sığdırsak?
O bir şeyler hazırlarken mutfakta, yanına kaçıyorum. Kaynaşıp kıkırdaşıyoruz, eski günlerdeki gibi. Ya da şu 24 yıl hiç geçmemiş ve biz aslında hiç ayrılmamışız gibi.
( Sevgili Gül’ün İçinden’in Eski Foça ile ilgili yazısı beni harekete geçirdi. En güzel ilk gençlik yıllarımın geçtiği Foça’ya tekrar gitmek ve sevgili arkadaşımı tekrar bulmak konusunda. Ona teşekkür ediyorum.)
Resim:http://www.turkchat.nl/sohbet/sohbet.gif