Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

27 Şubat '10

 
Kategori
Anılar
 

Nerde kalmıştık

Önce okuma aşkıyla başladı yazma serüvenim. Okumayı öğrenir öğrenmez ilk işim harçlıklarımla düzenli olarak resimli hikaye kitapları almak oldu. İlerleyen yıllarda günlük tutmakla başladı yazma dönemim. Yazma ile olan ilişkim yaşantım boyunca 20. yüzyıl evliliklerindeki sevişme rutiniyle benzerlik gösterdi. Önceleri tutkulu ve karşı konulamaz biçimde her an her yerde ki ben yazıyla olan bu dönemimi "Balayı" olarak değerlendiriyorum sonraları tutkuda azalma olmasa da yazma sıklığımda azalma oldu ve giderek rutinleşmeye başlayan yazma hayatım son yıllarda sadece yazmaya devam etmeliyim görev bilinciyle devam etti. Şimdi ise yazıyla ikinci baharımı yaşamak istiyorum. İlişkimize yeniden tutkuyu getirmek ve onu bir daha ölene kadar hiç kaybetmemek.

Nerde kalmıştık dedim önümde duran boş beyaz sayfaya ve üzerinde dans etmeye hazır kaleme. Tabii ister istemez tutuktu cümlelerim, kalemim sık sık sendeliyordu dans ederken. Ama artık geri dönüşü olmayacak bu dansın. Pistin her metrekaresini adımlayarak son nefesime kadar devam edeceğim. Çünkü yazmak beni ben yapan özelliğim. Onu bıraktığımda kendim olmakla ilgili de bir şeyleri bırakmış eksik biri oluyorum. Bu eksiklik ise beni tek başına mutsuz etmeye yetiyor. Hayat ise mutsuz olmak için gerçekten çok kısa. Küçücük şeylerle mutlu olabilecekken neden o küçük şeylere sırtımızı döneriz acaba? Kendi kişisel engellerimizi kendimiz yaratırız. Mesela benim yazıyla olan ilişkimde kopma gündelik hayat zerzevatıyla başladı. Dur şu program bitsin de öyle yaparım, ortalık çok dağınık bu dağınıklıkta konsantre olamam hele bir ortalığı toplayayım da ondan sonra, bugün ekstremin son günü onu halledeyim kafam rahat olsun ondan sonra otururum başına, vesaire vesaire derken önce anlar sonra saatler sonra günler bir de bakmışım ha yaparım de yaparım derken bir dolu yıl geçmiş ben kendimi hayatın akıntısı içinde küçük mutluluklardan mahrum bırakırken. Bu yıllar geçerken ortalık toplanmış hem de defalarca, ekstreler ödenmiş hem de her ay, bir sürü program izlenmiş hiç bir amacı olmayan ama beni mutlu edecek iki satır yazı yazmamışım. Kısacası yazıyla olan ilişkimde artık tutku kalmamış; yatakları da odaları da ayırmışız geçtiğimiz yıllarda.

İkinci baharımız başlamasaydı sanırım artık beni tamamen terk edecekti. Onsuz bir daha asla mutlu olamayacağımı görmem her ne kadar çok sancılı bir süreç sonunda da olsa yine de umutluyum. Artık onu hiç bırakmama kararım beni mutlu ediyor. Cümleler tutuk, kelimeler özensiz. Yıllar sonra ilk sevişmemiz acemi çaylaklar gibi olsa da eskisinden daha tutkulu. Her dokunuş unutulmuş anıları canlandırıyor. Nerde kalmıştık? Sanırım hatırlamaya başlıyorum....

 
Toplam blog
: 17
: 4410
Kayıt tarihi
: 03.09.07
 
 

Yazmayı seviyorum, fikirlerimi paylaşmayı da seviyorum. Dolayısıyla işte burdayım. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara