Nerden nereye?

Anı: Kişisel yaşantının bütününü ya da belli bir bölümlerini ya da gözlemlerini dile getirmek amacıyla yazılmış ebedi metinler veya kayıtlardır.
Anı'nın eski dildeki karşılığı Hatıradır. Ebedi tür olarak anı, bir kişinin aklının erdiği dönemden itibaren görüp yaşadığı, kendisi ve toplum için önemli gördüğü olayları ve durumları belli bir sistem içinde yazıya döktüğü, genellikle otobiyografik metinlere denir.
Otobiyografi, kişinin yalnızca kendisiyle ilgili bilgileri verirken anı, hem bireysel hemde sosyal anlamda bilgi içerir.
Değerli Blog okuyucuları, anı üzerine nutuk çekeceğimi düşünmeyin sakın. Herkesin bu konuda az veya çok bir bilgisi zaten vardır.
Bu gün Hürriyet Gazetesinde sayın Yalçın DOĞAN, tarihe bir not düştü. Bende ondan esinlenerek, bu yazıyı kaleme aldım.
Tarih 1988 Yer İstanbul. Darpahe işçileri, haklarını aramak için greve gitmişler. Demokratik haklarını kullanıyorlar. Herkes elinden geldiğince destek olmaya çalışıyor.
Bu günün Başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN, o dönemin Refah Partisi İl Başkanı. O da işçilere destek olmak için işçileri ziyaret ediyor. Siyasi rant kazanmak için Grev Gözcülüğü gömleğini giyerek resim çektiriyor.
Yani bu gün "Ayak Takımı" diye aşağıladığı işçilere, o günlerde destek veriyor.
Bu günün Başbakanı, 1 Mayıs 2008 tarihinde İstanbuldaki "Ayak Takımı"nın "Dayak Takımı"ndan yediği dayağa ne diyecek acaba(!)
Mecliste bir İnsan Hakları Komisyonu vardı(!) değil mi?
Başkanıda Akp milletvekili Prof. Zafer ÜSKÜL hocaydı sanırım!
İstanbul da Polisin uyguladığı "Faşizan" baskılar konusunda ne düşünüyor acaba? Polisin attığı Gaz bombaları, Biber gazı, boyalı su ve Joplar hakkında bir düşüncesi var mı? Yoksa o da Başbakan gibi mi düşünüyor! Yani "Ayak Takımı"nın yediği dayak, maruz kaldığı Kimyasal saldırının normal olduğunu mu düşünüyor()
Ne dersin Zafer Hoca(!)
Evet nerden, nereye geldik. Anlattığımız olay da bir anıdır nihayetinde(!)
Eğer anılar bir yerde kayıtlı ise kaybolması mümkün değildir. O resimdeki gibi...