- Kategori
- Güncel
Nevruz kutlamaları ve özel hastane katkı payı artışı...

“Halkın özgürlük yürüyüşü durdurulamaz! Başbakan’a çağrım var. Bilmiyorsanız bilin. Burası Kürdistan. Burası Amed, Kürdistan’ın başkenti. Varlığımız için yapılması gereken neyse onu yapacağız. Kürt halkının muhatap sorunu yoktur, tek muhatap Öcalan’dır. Özgürlüğümüzü elimizle yaratacağız”diyor.
Bu sözleri kim mi söylüyor?
Türkiye Cumhuriyetinde Yasama görevini üstlenen bir milletvekili! Aysel Tuğluk!
Nerde mi?
Sözlerinin içinde var!
Kürdistan’ın Başkenti(!) Amed’e(!)
Amedneresi mi?
Sizde çok cahilsiniz!..
Amed;bildiğimiz Diyarbakır!
Ne zaman mı söylüyor?
18 Mart 2012tarihinde, korsan olarak yapılan Nevruz Kutlamalarında…
Bir Aysel Tuğluk mu?
Hayır, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ta tarihe geçecek(!) bir konuşma yapıyor…
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş halka şunları söylüyor: “Vicdanı olana, anlayana bir ders olsun. Bütün yasaklara, tehditlere rağmen halk meydanlara indi. Siz bizi teslim alamadınız, irademizi kıramadınız. Bak bugün ayın 18’i Nevruz kutlanır mı? Kutlanmaz mı? Demek ki halkın meşru gücünün önünde duramayacaksınız. Artık Kürdistan’da statüsüz yaşamak istemiyoruz. 21 Mart’a kadar alanlarda olacağız. Bu direniş Kürt halkı özgür olana kadar sürecektir”
Bu sözleri duyan halk ne yapıyor?
Ne yapacak? Önüne geleni yakıp, yıkıyor!..
Ne için?
Özgürlük, demokrasi ve barış için!
Nasıl bir barış?
Yakıp, yıkarak, bölerek…
Diyarbakır’daki görüntülerin daha beteri İstanbul’da yaşanıyor. Polis tıpkı Sivas olayı sanıklarına verilen zamanaşımı kararını protesto eden göstericilere yaptığı uygulamayı yapıyor. Cop, tazyikli su ve biber gazı…
Tabi birde ele geçirebildiklerini gözaltına alıyor…
Hiç kimse bölücülükle, Ergenekonculukla, iktidarı yıkmaya teşebbüsle suçlanmıyor. Yapılan bölücü konuşmalar görmezden geliniyor.
Oysa insanlar bölücülükle suçlanıp, iktidara muhalefet ettikleri gerekçesiyle, suçlarını bile bilmeden içeride yatarken, hatta bu suçlamalardan dolayı, yaptıkları savunmaları nedeniyle bile cezalandırılıyorlar. Ülkeyi alenen bölmeye teşebbüs edenler ise ‘İleri demokrasi’nin nimetlerinden yararlanıp, ellerini kollarını sallayarak geziyorlar…
Yukarıdaki konuşmaları yapanların milletvekili olduğunu biliyoruz. Konuşmalara baktığımızda, ülkenin birliğini bozucu sözcükler birbiri ardına sıralanıyor. Bu ülkede halen suçunu bilmeden, ülkenin bütünlüğünü savunan ve hatta bu uğurda savaşan milletvekilleri içeride!
İnanmayanlara hatırlatalım. Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve Engin Alan ne için içerideler?
Gördüğünüz gibi ülkemizin kutlamaları bile farklı! Eğer ülkeyi bölmeye çalışıyorsan, her türlü eylemi yapabilirsin! Yok, ülkenin birliğini ve dirliğini savunuyorsan gideceğin yer belli!..
Bu kargaşa aslında iktidarın işine yarıyor. Aşağı yukarı 10 milyon insanı ilgilendiren memur ve emeklilerinin 1012 yılı zammı hala ortalıkta görünmüyor. Bu yetmezmiş gibi özel hastanelerde tedavi olanlardan alınacak katkı payı da sesiz sedasız yüzde 70 den, yüzde 90’a çıkartıldı!
İktidar partisi böyle yaptıkça oyları artmaya devam ediyor.
Yola devam, seni kum tutar…