Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

02 Mayıs '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ney?..

Ney?..
 

Herkes kendi silahıyla vurulur.

***

Taksim'e giden ara sokakları uzun süredir görmüşlüğüm yoktu. Yaklaşık on yıl kadar olmuştu. Coplar ve kaldırım taşları sayesinde görme şansı buldum. Ha bir de, demokrasi ve özgürlüğün batı dilindeki anlamını görme şansı buldum. İkinci cumhuriyetçilerin yavaş yavaş akılları başlarına geliyor mu derken, kırılıveriyor yelken-ler.

***

Özgürlükmüş? Ne özgürlüğü be? Sizler delirdiniz mi?

Biir: muhafazakarlık garibana söker.

İkii: özgürlük güçlüye yarayan her şeydir.

Üç: otur oturduğun yerde verilenle, kaderindekileri izle (oturduğun süre boyunca kaderin de sana ait değildir).

***

Öğrendiğin şeyler düşüncelerini geçer; se

Öğrendiğin şeylerin peşinden gider,

Düşünceler…

***

Bölük pörçük bir şeyler yazıp eyvallah deyip gideceğim; maksat köşemiz boş kalmasın. Demek ki aralar iyice açılmış. Birbirinden uzaklaşan yıldızlar gibi. Diyorlar ya, birbirinden uzaklaşan yıldızlar, diye gökbilimciler; ya dünyanın pisliklerinden kaçmak için uzaklaşıyorlarsa bizden? demek geliyor içimden.

***

Saç tellerinde seks arayanların kıl işler geliyor başlarına. Halveti bilmeden bilemezsin derini. Ya toprağa yakın, ya gökyüzüne uzak; derin mi derin; dediydim.

***

Cani, kızını kilere kapatmış kapatmasına da, onca çocuk, onca yıllar geçerken nerede karısı ve komşuları? Yoksa bu it, yoksa pazarlardı mı bir de? İnin derine. İn derine. Sansürlü bölümlere yazılanlarda eksiklikler var. Tek başına başarılacak şeyler değil, şeytan bile yardım etse o caniye. Kaldı ki, en kötü bile o kadar kötü olabilir mi? diye düşünürüm.

Son zamanlarda gamalı haçlar yeniden piyasada.

Can Dündar’ın belgeselini izlemiştim 23 Nisanda. BOP’çular için çekilmiş-uzatılmış-kısaltılmış gibi; topal Osman'ı anacak, derdi o gibi: Atam eyi etmiş. Eyi etmiş ki, demokrasinin yolunu açmış. Anlatılmayan bölümlerde o adamların devletin içine derinleşerek nüfuz ettiklerini tabii söylemiyor.

Neyse efendim, derdimiz o değil. İlk meclisin kapılarının üzerinde ve balkon demirlerinde dikkatimi çekti. Nüfuz etmek deyince. Bir bakıverin. (Öznesi yok demiş bir yazar, yazılarıma. Senin tuzun kuru kardeş, tuzun. Bizim elimizde bir bardak soğuk su; her zaman. Aman aman…)

***

Bir mayıs günü, her hangi bir mayısın günü, yıllardır tarlalarda ırgatlara sorarım, bakın geçen gün sizin gününüzdü eski adıyla amele bayramı, bilir misiniz? diye. Biri zeki, soruma soruyla karşılık verir: güneş bayramı mı? Sabahtan akşama, ne sigorta ne sendika, alnımızın çatısında güneş pişer; ne bayramı? Bize de mi düşer?

Eli sanata düşen şair bilmez tabii, topraklarda kelle başı bir ekmeğe tav onca emekler…

***

Laf olsun torba dolsun benimkisi. Değirmende su dövmek benimkisi. Ne söylesem boş benimkisi…

Onun üçündür ki, onun üçündür, bundan sonra pek burada yazmak gelmiyiii içimden dostlar. Artık kendi defterime yazacaklarım var. Öyle de yapıyorum zaten.

“Kelle fiyatına hürriyet, esirlik bedava,” zaten.

Sağlıcakla.

http://www.youtube.com/watch?v=AMF1ugBLpTc

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..