Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '12

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Nirde galdıydık?

Uyuduk, tam 4 saat 30 dakika…

Sonra uyandırdılar…

Doğrusunu söylemek gerekirse, bu kadar uyutulduktan sonra “Nirede” kaldığımız çok önemli değil. İnsanı uyuttuklarında, zaten aklından birçok şey çıkıp gidiyor.

Dahası, o kadar uyuyup uyandıktan sonra, aklımızı toplamamız zaten bir ayı buluyor.

Önemli değil, nasıl olsa geldik işte tekrar. Bir farkla, gündem o kadar çok kalabalık ki, “Nirde galdıkdık”dan daha çok “Nereden başlamalı” diye sormak gerekir. Ben, “Uyandıktan sonra”dan başlamak istiyorum. Uyandığımda, ağrılarımı hissetmesem de, birçok öteberinin vücudumun orasında burasında takılı olmasının verdiği rahatsızlık ile uyanmıştım çünkü…

İzin verirseniz, önce bi teşekkür etmek istiyorum…

Operasyonu gerçekleştiren, dostumuz, kardeşimiz Sevgili Prof. Dr. Derya Balbay’a…

Ve elbette Memorial Şişli Hastanesi B Blok 4 kat görevli ekibine… Benim gibi “Aksi” bir hastayı çektikleri ve baktıkları için.

Uyandığımda gördüğüm manzarayı size anlatacağım şimdi… Umarım siz de “Uyutulmaktan” dolayı uyku sersemliğinizi üzerinizden atar ve bundan böyle “Uyutulmamaya” dikkat edersiniz.

Bakın…

Gerek başbakan, gerekse şu ünlü sağlık bakanımız bizi nasıl uyutuyor, görelim…

Eskiden, hastaneye gider, doktor kapısında kuyrukta sıra beklerdik. Her şeye rağmen, sonunda muayene olurduk, reçetemizi alırdık.

SSK’lı isek, reçetemiz ile tekrar ilaç kuyruğuna girerdik, oradan da ilacımızı sonunda alırdık. Emekli Sandığı ise, zaten anlaşmalı eczaneye varınca verirlerdi ilaçlarınızı.

Ama cebimizden para çıkmazdı… Ek bir ödeme yapmazdık.

Eğer Üniversite hastanesinde muayene olmak, operasyon geçirmek istiyorsak, emekli sandığına bağlı iseniz, mesele yok. Eğer SSK’lı iseniz “Havale” gerekirdi.

Sonuçta yine cebinizden para çıkmazdı. Öyle böyle muayene olur, reçetenizi yaptırabilirdiniz.

Şimdi…

Sağlık Bakanlığı, daha doğrusu Sağlık Bakanı, göreve geldiği günden beri her gün yeni bir uygulama ortaya atar. Uygulamaları için de “devrim gibi” vurgusunu yapmaktan da çekinmez.

Tabi “Uyutulmuşsanız” bu sözler için “doğru” diye bakarsınız.

Sağlık konusu artık “Sektör” haline geldi. Bakanlık, bütün sağlık kuruluşları ile sözleşme yaparak, çalışan, çalışmayan, emekli ne varsa hepsinin de sağılık ihtiyaçlarını karşılıyor.

Ama nasıl?

Muayene olurken, operasyon geçirirken, ilaçlarınızı alırken, “Katılım payı” denilen ücreti ödediğinizde, her şeyden sonuna kadar yararlanmanız mümkün.

Ne kadar ödenecek, bir de orasını bilmek ister misiniz?

Resmi gazeteden aynen alıyorum. Bakanlar kurulu kararıdır bu.

12/3/2012 TARİHLİ VE 2012/2939 SAYILI
KARARNAMENİN EKİ
KARAR
MADDE 1 – 16/11/2009 tarihli ve 2009/15627 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları dışındaki vakıf üniversiteleri dâhil sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları tarafından, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlenen sağlık hizmetleri bedeline ek olarak alınabilecek ilave ücretin belirlenmesine ilişkin Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “% 70’ine” ibaresi “% 90’ına” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 2 – Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Karar hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.

Demek istenilen şu…

Sosyal Güvenlik Kurumu, özel hastanelerde yapılan her türlü tetkik ve tedavi işlemi için ayrı ayrı fiyat belirliyor. Hastanelere de, hastadan tespit edilen bu rakamın belli bir miktarı kadar katkı yapı isteme hakkı tanınıyor. Örneğin bir tetkik için devlet 100 lira fiyat belirlediyse hastane SGK'dan aldığı 100 liranın yanı sıra hastadan da en fazla yüzde 70'i kadar (70 TL) isteyebiliyordu. Yeni düzenlemeyle bu oran yüzde 90'a (90 TL) çıkarılmış oluyor…

Bir başka anlatımla, tedavi için gittiğin hastanede, devlet senin adına 100 lira ödüyor, sen de ayrıca 90 lira daha ödüyorsun…

İlaçta…

Doktor devlete “Rapor” yazıyor…

Diyor ki raporunda “Bu hasta, bundan böyle aşağıdaki ilaçları zorunlu ve devamlı olarak kullanacak. Eğer kullanmazsa ölür. O nedenle de katkı payı ödemesin.”

Devlet cevap veriyor…

“Yok öyle yağma… O ilacı alacaksa, bedelinin bir bölümünü de ödeyecek. Ödemezse alamaz, ölür. Bu da bizim işimize gelir, masrafımız azalır” diyor…

Dahası, kendi paranla gidip hastaneye yatıyorsun, operasyon geçiriyorsun. Doktor ilaç yazıyor, o reçete ile eczaneye gidiyorsun ilaç almaya.

- Bu reçete ile ilaç alamazsınız…
- Niye?
- Çünkü o hastanenin SGK ile anlaşması yok, reçetesi de geçersiz…
- ?!

Daha çok söylenecek söz var bu konunda.

Söylesen n’olacak, söylemesen n’olacak…

İmam bildiğini okuyor.

Yersen tabi ki yemediğimizi kim söylüyor ki…

Neyse…

Hoş bulduk…

Şükür kavuşturana…

“Nirde galdıkdık” bilemedim ama bir yerden başladık işte…

20 MART 2012
İBRAHİM PEKBAY

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..