Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Niyet, istek ve vade

Niyet, istek ve vade
 

Kaynak: web.


Pek çok badireler atlatırız her gün. Sabah gözlerimizi açmadan başlar işlerimiz sıralanmaya... İhtiyaçlar, sorumluluklar, yapmak istediklerimiz, istemediklerimiz. Konuya şöyle girmek istiyorum: Gözlerinizi ufka dikip uzun bir melankoliye dalmak istediğiniz oldu mu hiç sabah uyanır uyanmaz, neler olduğunu anlamakta zorlanmadınız mı hiç? 

Ne kadar sabırsız olduğumuzu bir düşünün, başkalarına karşı, hatta kendimize bile... Hiç sordunuz mu kendinize: Bu sabırsızlık niyet edipte yapamadığınız şeylerin bir birikimi midir, yoksa ufukta görmek istediklerinize kavuşmak için haddinden fazla hızlı kürek çekmeye çalışmanızdan mıdır? Oysa zihninizdeki yolun üzerinde serili olan tüm görüntüler bir bir yanınızdan geçecek, gidecek, nedir ki bu gereksiz sabırsızlık?

Benim merak ettiğim, hatta belki de öyle olduğunu düşündüğüm bir durum var. Zihnimdeki soru şu: Bir muhasebesi var mı isteklerimizin, her birimiz için özenle tutulan? Örneğin şöyle: Başladığı yerden baktığında zihninde şu tablo varken, bugün, şu kadar yıl sonra şu tabloya ulaştı... bu kişisel başarının tablosu. Çok derinde bir yerlerde sanki bu muhasebe yapılıyor. Yapılıyor ve ruhumuz bu tablodakileri gördükçe huzur ya da huzursuzluk buluyor.

Teori şu: ister evlilik deyin, ister aşk ya da iş... isteğin konusu hiç fark etmez. Zihinsel model ilk olarak niyet ile kişinin zihninde kurulur. Sonra o çizgilerin üzerinden geçtikçe, çizgiler derinleştikçe, şekiller belirginleştikçe, model seçilir olmaya başlar. Fikri sabit olmadan isteklerini takip ederek bu çizgiler üzerinden gidip, yeni desenler, yeni modeller geliştirebilenler için yaratıcılık sınırsızdır. Rengi, deseni, ahengi sanatkarına kalmış olan bu eşsiz ve kendine özgü tablo, salt bizim tarafımızdan okunur. Hayaller eğer istersek günden güne bizi daha gelişmiş bir sürüme götürür.

Gerçekleşmeyen hayaller ise sükût-u hayal olur, kalbimizde düğümlenir kalır. Asıl acı veren de; hayal kırıklıklarının da tıpkı cam kırıkları gibi kalbi düğümlemesidir. Tek tek onları temizlemek, iyi sırdaşlar edinip hoş sohbetler ile kalbi ferahlatmak ise bu acının tek ilacıdır. Çünkü dostlarımız ile o mutlak vadeye kadar sabredecek gücü buluruz, yaşamak için daha çok bahanemiz olur.

Dostluk ve sevgiyle kalınız. 

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..