Niyetliyim...

Yıllar yılı değiştirmediğim ve değiştirmeyi hiç düşünmediğim şeylerin bir listesini yaptım:

Arabam:

Aldığımda o da ben de trafikte 0 km'deydik. Şimdi o 9 yaşında, tabii ben de. Ne yıllar, ne yollar katettik birlikte: ilk uzun yolculuğum, ilk Z (dostlar arasında 'zülal'in kısaltması) tipi kazam, tekrar tekrar vüku bulan sağ ayna uçuşları, trigger kayışı değişimi, otogardan yolcu alıp göndermeler, dayımın armutları koli koli. İki kez ev taşıdım onunla, her yıl da yazlığa taşırım envari çeşit eşyayı:). Küçüktür, 60 HP bir motoru vardır adı 'boncuk' tur ama, canavar gibidir benim gözümde.

Cep telefonu numaram:

Aradan geçen 10 yılda pek çok akrabam, dostum, belki 7-8 hat veya numara değiştirirken inatla korudum onu. GSM şirketi, battı çıktı, bir daha battı, en son yine çıktı, ama yıllardır o numaradan arayıp da bulamayan yoktur beni gün 24, hafta 7 .

Terzim;

Sökük, paça işleri için gittiğim terzim. Taa Anıttepe'den tanırım onu. Derin bir ciddiyetle biçki dikiş yapar, yine de eğri kestiği, kısa kıvırdığı falan mutlaka olur. Ama sonsuz bir sadakatle başkasına emanet etmem söküğümü.

ve bir de kuaförüm;

Onun yeri bir başka, ilk saç boyamı da o yaptı bundan 12 yıl önce, sonuncusunu da 3 gün oldu...Birlikte gülebildiğim, nadir insanlardandır, hatta canım dost yüzü görmek istediğinde aklıma gelen birkaç yerden biridir orası. Kendisi yıllar içinde, işten açacına geldiğimde karnımı doyurmuş, kapıda kaldığımda çilingir bile bulmuştur yeri geldiğinde. Evlendi, çoluğa çocuğa karıştı, bir karısı var kendisi gibi dost yüzlü. Saçlarımın dilinden bir o anlar. Anlamadıysa da içtenlikle anlamaya çalışır. Vazgeçmez. Ben de ondan tabii.

Aslında alışkanlıklarımızın hepsi aynı zamanda bağımlılıklarımız...Yeninin gizeminden ve riskinden duyulan endişe, üşenme . Bunların doğurduğu atalet ve tembellik. En kısa yol, bildiğin yoldur mantığı.

Hele de bu yaştan sonra...

Yukardakilerin hiç birine alternatif seçenek yok; onların varlığı aynı zamanda yaşadığımın kanıtı, yaşadığımdan memnuniyetimin göstergesi.

Ama alışkanlığa dönüşmüş başka başka kısır döngülerim var: Hayır diyememek gibi, arkaya bakmadan kalkıp gidememek gibi, gökyüzünü hayal kırıklıklarının kemikleştirdiği yüksek duvarlar arasından seyretmek gibi. Yaşamı bunlardan ibaret sanmak gibi.

Bir yerinden kırmaya fena halde niyetliyim...