Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '09

 
Kategori
Tarih
 

Nogay Han

Berke Han’ın başkomutanı olan Nogay, Altınordu’nun Don (Ten) ile Dinepr (Özü) arasındaki bölgeleri idare eden tümen beyi idi. İlk defa BERKE HAN (1255–1266) devrinde karsılaştığımız Nogay, Mengü Temür (1266–1280) zamanında siyaset sahnesine çıktı. 1259 dan 1296 tarihine kadar Galiçya, 1261'den 1263 yıllarında da Kafkasya seferlerinde kazandığı üstün zaferle sivrilmiştir. Karadeniz'in doğu ve kuzeyinde yaşayan boyları Altınordu merkezinden ayıracak şekilde kendi hâkimiyeti altında birleştirmiştir. Berke Han’ın ve başkumandanı olan Nogay’ın Müslüman olmaları, Şaman olan Hülagu ile olan savaşları kazanmaları, hilafet için alınan bir intikam ve İslamiyet’in zaferi olarak telakki olundu. Bu münasebetle komşu Müslüman ülkelerden, Horasan'dan ve Anadolu'dan İslamiyet’i yaymak için gaziler getirildi. Azerbaycan'dan Erdebil Şeyhi Safiyütdin Erdebil, kendi müritleri ile birlikte Desti Kıpçak’ta ve Kırım’da (Nogay ülkesinde) İslami faaliyetlerde bulundu. Anadolu'dan Sarı Saltuk ismindeki Türk Şeyhi de, 1263 yılında 12000 hane kadar Türkmen ailesi ile birlikte Kırım ve Doğruca’ya yani Nogay’ın bulunduğu yerlere gidip yerleşti ve İslamiyet’in neşri uğrunda çalıştı. Nogay Han o zaman Trakya'da Aynos kalesinde esir olan Selçuklu Sultani İzzeddin Keykavus II’ yi kurtardı. 1265'te resmen Müslüman oldu. Trakya'da birçok Bizans şehir ve kalelerini aldı.[1] Macaristan içlerine akınlar yaptı. Nogay Han’ın maiyetinin çoğu birkaç yıl içinde Müslüman oldu. Sarı Saltuk Nogay Han’ın emriyle Kırım’dan Dobruca'ya gitti. Nogay da 1280'de Yama yakınlarında iki Bulgar kalesine fetih yaptı. Nogay Han ölünceye kadar Rumeli'de (Balkanlar'da) İslamiyet’in yayılması uğruna coşkun akınlar yaptı. Nogay Han 1280–1299 yılları arasında Tuna havzasında, Rumeli’nde ve Kırımda şevkette saltanat sürdü. Nogay kırk yıl süre ile Altınordu Devleti'nde o derece büyük ve önemli bir role sahip olmuştur ki, bu rolün sonucunda olmak üzere Altınordu ile münasebet içinde bulunan belli başlı hemen bütün devletlerin hükümdarları ona han muamelesi yapmışlar, hatta kendisine elçiler göndermişlerdir. Nogay Han, 1299 yılında Mecusilikte kalan Altınordu hükümdarı Tokta Han'la yaptığı savaşta bir Rus eri tarafından öldürülmüştür. Tokta Handa bu Rus erin idam ederek cezalandırmıştır. Nogay’ın ölümünden sonra Balkanlarda Müslüman hâkimiyeti ve dervişlerin faaliyeti sekteye uğradı. Bizanslılar birçok yerlerini Toka’nın oğullarından geri aldılar. Müslümanların çoğu Bizans yoluyla Anadolu'ya geçti.[2] Nogay Han'a bağlı Türk boyları onun ölümünden sonra kendilerine Nogay adını verdiler.

NOGAY HAN'IN MEMLÜK SULTANI MELİK ZAHİRE (BAYBARS'A) MEKTUBU (1270–1271) <ı>Beni Müslümanlar cümlesinden kılan dini mübine ittiba edenler arasında bulunduran Allah’a hamt ederim. "Peygamberliği sonuna erdiren, doğru yolu göstermeği öğreten, Allah tarafından gönderilenlerin Önderi ve Allah 'tan sakınanların desteği olan Hz. Muhammed'e kardeşleri olan yalvaçlara; hak erbabı ve temkin sahibi olan güzide ashabına salât ve dua ederim." Sonra bizim mektubuz iki manayı müştemildir, biri bizlerden sana tahiye (ömrünüz çok olsun diye dua) ve selamdır; ikincisi de biz Erbogadan duyduk ki <ı>o (Melik Zahir), büyüğümüz Berke Han’a olan ahdine sadık olup evladından, hısımlarından ve onların içindeki Islama gelenlerden haber almak istemiştir. Biz bu haberi alınca ahdine vefakâr olan Melik Zahir'e karşı sevgimiz halis oldu, biz haber soruşturmasını ancak İslam’daki hamiyetinden, ahitleri yenilemek hususundaki gerçek niyetinden ileri geldiğini bilirdik, bu mektubu yazıp Ertemir, Tok Buğa ile gönderdik; maksadımız sunu bildirmektir. Biz İslam dinine girdik, Allah 'a ve onun etrafından gelene ve Allah 'in Peygamberine inandık, dediğimize itimat etsin, biz büyüğümüz Berke Han 'in gittiği yolu tutuyoruz. Hakka tabi olup batıldan kaçınıyoruz. Mektup göndermek hususu inkıtaa uğramasın (Mektubunuz kesilmesin), biz senin ile elin parmakları gibiyiz sana uygun olana bizde uygun oluruz, karşı gelene de karşı geliriz.[3]

MEMLÜK SULTANI MELİK ZAHİR’İN (BAYBARS'IN) NOGAY HAN'IN MEKTUBUNA CEVABI (1270–1271) <ı>Bu mektubu asil, Allah yolunda mücahit, kalbinin nuru ile nurlanan, Müslümanlar<ı>ın zahiresi, müminlerin yard<ı>ımc<ı>ıs<ı>ı olan Nogay’<ı>ın yüksek ve <ı>şeref sahibi olan meclisine sad<ı>ır olunmu<ı>ştur. Allah onun kalbini iman ile daim etsin, dünya ve ahiret i<ı>şinde, eman gölgesinde rahat rahat bulundursun, ona güzel ameli ile. (ashaba) tabi olanlara yapaca<ı>ğı muamele ile muamele eylesin ona bildirelim ki ondan bize mektup gelmesi kula<ı>ğı da, yüre<ı>ği de sevindirmi<ı>ş, galebeye muvaffak olaca<ı>ğım<ı>ıza hüküm vermi<ı>ştir. Biz onun mazmunu, itikad<ı>ın sahih olmas<ı>ı ve dindeki içtihad<ı>ında ve Allah 'a <ı>şerik ko<ı>şanlar ile cihatta Berke Han 'in izinde gitmesi hususlar<ı>ın<ı>ı anlatma<ı>ğa maksun bulduk. Bu keyfiyet bizim kat<ı>ım<ı>ızda da laz<ı>ım olan bir husustur ki mektuzas<ı>ı asla terk ve ihmal olunamaz. Biz Allah’<ı>ı taala'n<ı>ın “<ı>İşte arad<ı>ığım<ı>ız budur.” sözünü okuduk, kendisiyle Müslüman cemaatini ço<ı>ğalt<ı>ıp onlar<ı>ı o <ı>tarafta kâfirleri ile vuru<ı>şma<ı>ğı yüre<ı>ğine ba<ı>ğlad<ı>ığından na<ı>şı Ogan Allah 'a hamdü sena ettik malumdur ki Peygamber en yak<ı>ın a<ı>şiretle cihatta bulunmu<ı>ş oturanlar ile birlikte olma<ı>ğa raz<ı>ı olanlar<ı>ı tayip etmi<ı>ştir. Maksad<ı>ım<ı>ız bunu hat<ı>ırlatmak, o<ı> korunas<ı>ı tarafta bulunup Ogan Allah, gönül gözünü nurland<ı>ırarak hak yoluna ihtida, cihatta Berke Han 'a (Allah ondan ho<ı>şnut) iktida eden; Allah 'in kâfirlerin <ı>şevkini k<ı>ırmak için bat<ı>ı taraf<ı>ındaki ecrini bizlere, do<ı>ğu taraf<ı>ındaki ecrini de kendilerine takdir etti<ı>ği cihada devam eden ki<ı>şiye selam ve dua eri<ı>ştirmektir. Kâfirler bu dünyadaki sonun kimin olaca<ı>ğın<ı>ı bileceklerdir. Allah 'a <ı>şerik ko<ı>şanlar<ı>ın yard<ı>ımc<ı>ılar<ı>ı peri<ı>şan olacakt<ı>ır, zalimlerin hiçbir yard<ı>ımc<ı>ıs<ı>ı yoktur.[4]

[1] Prof. Dr. Zeki Velidi TOGAN, Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul- 1981 s. 268–270 [2] Prof. Dr. Zeki Velidi TOGAN, A.g.e. s. 268–270 [3] W. DE. TlESENHAUSEN, Altınordu Devleti Tarihine ait Metinler, çev. İ. H. İzmirli (İstanbul 1941)s.168–171 [4] W. DE. TlESENHAUSEN, A.g.e.s.168–171
 
Toplam blog
: 27
: 2227
Kayıt tarihi
: 30.09.09
 
 

1948 Isparta-Senirkent doğumluyum. Teknik Öğretmenim. Uzun yıllar öğretmenlik, idarecilik yaptım. Ba..