- Kategori
- Tarih
Nogay Han
Berke Han’ın başkomutanı olan Nogay, Altınordu’nun Don (Ten) ile Dinepr (Özü) arasındaki bölgeleri idare eden tümen beyi idi. İlk defa BERKE HAN (1255–1266) devrinde karsılaştığımız Nogay, Mengü Temür (1266–1280) zamanında siyaset sahnesine çıktı. 1259 dan 1296 tarihine kadar Galiçya, 1261'den 1263 yıllarında da Kafkasya seferlerinde kazandığı üstün zaferle sivrilmiştir. Karadeniz'in doğu ve kuzeyinde yaşayan boyları Altınordu merkezinden ayıracak şekilde kendi hâkimiyeti altında birleştirmiştir. Berke Han’ın ve başkumandanı olan Nogay’ın Müslüman olmaları, Şaman olan Hülagu ile olan savaşları kazanmaları, hilafet için alınan bir intikam ve İslamiyet’in zaferi olarak telakki olundu. Bu münasebetle komşu Müslüman ülkelerden, Horasan'dan ve Anadolu'dan İslamiyet’i yaymak için gaziler getirildi. Azerbaycan'dan Erdebil Şeyhi Safiyütdin Erdebil, kendi müritleri ile birlikte Desti Kıpçak’ta ve Kırım’da (Nogay ülkesinde) İslami faaliyetlerde bulundu. Anadolu'dan Sarı Saltuk ismindeki Türk Şeyhi de, 1263 yılında 12000 hane kadar Türkmen ailesi ile birlikte Kırım ve Doğruca’ya yani Nogay’ın bulunduğu yerlere gidip yerleşti ve İslamiyet’in neşri uğrunda çalıştı. Nogay Han o zaman Trakya'da Aynos kalesinde esir olan Selçuklu Sultani İzzeddin Keykavus II’ yi kurtardı. 1265'te resmen Müslüman oldu. Trakya'da birçok Bizans şehir ve kalelerini aldı.[1] Macaristan içlerine akınlar yaptı. Nogay Han’ın maiyetinin çoğu birkaç yıl içinde Müslüman oldu. Sarı Saltuk Nogay Han’ın emriyle Kırım’dan Dobruca'ya gitti. Nogay da 1280'de Yama yakınlarında iki Bulgar kalesine fetih yaptı. Nogay Han ölünceye kadar Rumeli'de (Balkanlar'da) İslamiyet’in yayılması uğruna coşkun akınlar yaptı. Nogay Han 1280–1299 yılları arasında Tuna havzasında, Rumeli’nde ve Kırımda şevkette saltanat sürdü. Nogay kırk yıl süre ile Altınordu Devleti'nde o derece büyük ve önemli bir role sahip olmuştur ki, bu rolün sonucunda olmak üzere Altınordu ile münasebet içinde bulunan belli başlı hemen bütün devletlerin hükümdarları ona han muamelesi yapmışlar, hatta kendisine elçiler göndermişlerdir. Nogay Han, 1299 yılında Mecusilikte kalan Altınordu hükümdarı Tokta Han'la yaptığı savaşta bir Rus eri tarafından öldürülmüştür. Tokta Handa bu Rus erin idam ederek cezalandırmıştır. Nogay’ın ölümünden sonra Balkanlarda Müslüman hâkimiyeti ve dervişlerin faaliyeti sekteye uğradı. Bizanslılar birçok yerlerini Toka’nın oğullarından geri aldılar. Müslümanların çoğu Bizans yoluyla Anadolu'ya geçti.[2] Nogay Han'a bağlı Türk boyları onun ölümünden sonra kendilerine Nogay adını verdiler.
NOGAY HAN'IN MEMLÜK SULTANI MELİK ZAHİRE (BAYBARS'A) MEKTUBU (1270–1271) <ı>Beni Müslümanlar cümlesinden kılan dini mübine ittiba edenler arasında bulunduran Allah’a hamt ederim. "Peygamberliği sonuna erdiren, doğru yolu göstermeği öğreten, Allah tarafından gönderilenlerin Önderi ve Allah 'tan sakınanların desteği olan Hz. Muhammed'e kardeşleri olan yalvaçlara; hak erbabı ve temkin sahibi olan güzide ashabına salât ve dua ederim." Sonra bizim mektubuz iki manayı müştemildir, biri bizlerden sana tahiye (ömrünüz çok olsun diye dua) ve selamdır; ikincisi de biz Erbogadan duyduk ki ı><ı>o (Melik Zahir), büyüğümüz Berke Han’a olan ahdine sadık olup evladından, hısımlarından ve onların içindeki Islama gelenlerden haber almak istemiştir. Biz bu haberi alınca ahdine vefakâr olan Melik Zahir'e karşı sevgimiz halis oldu, biz haber soruşturmasını ancak İslam’daki hamiyetinden, ahitleri yenilemek hususundaki gerçek niyetinden ileri geldiğini bilirdik, bu mektubu yazıp Ertemir, Tok Buğa ile gönderdik; maksadımız sunu bildirmektir. Biz İslam dinine girdik, Allah 'a ve onun etrafından gelene ve Allah 'in Peygamberine inandık, dediğimize itimat etsin, biz büyüğümüz Berke Han 'in gittiği yolu tutuyoruz. Hakka tabi olup batıldan kaçınıyoruz. Mektup göndermek hususu inkıtaa uğramasın (Mektubunuz kesilmesin), biz senin ile elin parmakları gibiyiz sana uygun olana bizde uygun oluruz, karşı gelene de karşı geliriz.[3]
ı>MEMLÜK SULTANI MELİK ZAHİR’İN (BAYBARS'IN) NOGAY HAN'IN MEKTUBUNA CEVABI (1270–1271) <ı>Bu mektubu asil, Allah yolunda mücahit, kalbinin nuru ile nurlanan, Müslümanları><ı>ın zahiresi, müminlerin yardı><ı>ımcı><ı>ısı><ı>ı olan Nogay’ı><ı>ın yüksek ve ı><ı>şeref sahibi olan meclisine sadı><ı>ır olunmuı><ı>ştur. Allah onun kalbini iman ile daim etsin, dünya ve ahiret iı><ı>şinde, eman gölgesinde rahat rahat bulundursun, ona güzel ameli ile. (ashaba) tabi olanlara yapacaı><ı>ğı muamele ile muamele eylesin ona bildirelim ki ondan bize mektup gelmesi kulaı><ı>ğı da, yüreı><ı>ği de sevindirmiı><ı>ş, galebeye muvaffak olacaı><ı>ğımı><ı>ıza hüküm vermiı><ı>ştir. Biz onun mazmunu, itikadı><ı>ın sahih olması><ı>ı ve dindeki içtihadı><ı>ında ve Allah 'a ı><ı>şerik koı><ı>şanlar ile cihatta Berke Han 'in izinde gitmesi hususları><ı>ını><ı>ı anlatmaı><ı>ğa maksun bulduk. Bu keyfiyet bizim katı><ı>ımı><ı>ızda da lazı><ı>ım olan bir husustur ki mektuzası><ı>ı asla terk ve ihmal olunamaz. Biz Allah’ı><ı>ı taala'nı><ı>ın “ı><ı>İşte aradı><ı>ığımı><ı>ız budur.” sözünü okuduk, kendisiyle Müslüman cemaatini çoı><ı>ğaltı><ı>ıp onları><ı>ı ı>o <ı>tarafta kâfirleri ile vuruı><ı>şmaı><ı>ğı yüreı><ı>ğine baı><ı>ğladı><ı>ığından naı><ı>şı Ogan Allah 'a hamdü sena ettik malumdur ki Peygamber en yakı><ı>ın aı><ı>şiretle cihatta bulunmuı><ı>ş oturanlar ile birlikte olmaı><ı>ğa razı><ı>ı olanları><ı>ı tayip etmiı><ı>ştir. Maksadı><ı>ımı><ı>ız bunu hatı><ı>ırlatmak, ı>o<ı> korunası><ı>ı tarafta bulunup Ogan Allah, gönül gözünü nurlandı><ı>ırarak hak yoluna ihtida, cihatta Berke Han 'a (Allah ondan hoı><ı>şnut) iktida eden; Allah 'in kâfirlerin ı><ı>şevkini kı><ı>ırmak için batı><ı>ı tarafı><ı>ındaki ecrini bizlere, doı><ı>ğu tarafı><ı>ındaki ecrini de kendilerine takdir ettiı><ı>ği cihada devam eden kiı><ı>şiye selam ve dua eriı><ı>ştirmektir. Kâfirler bu dünyadaki sonun kimin olacaı><ı>ğını><ı>ı bileceklerdir. Allah 'a ı><ı>şerik koı><ı>şanları><ı>ın yardı><ı>ımcı><ı>ıları><ı>ı periı><ı>şan olacaktı><ı>ır, zalimlerin hiçbir yardı><ı>ımcı><ı>ısı><ı>ı yoktur.[4] ı>
[1] Prof. Dr. Zeki Velidi TOGAN, Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul- 1981 s. 268–270 [2] Prof. Dr. Zeki Velidi TOGAN, A.g.e. s. 268–270 [3] W. DE. TlESENHAUSEN, Altınordu Devleti Tarihine ait Metinler, çev. İ. H. İzmirli (İstanbul 1941)s.168–171 [4] W. DE. TlESENHAUSEN, A.g.e.s.168–171
NOGAY HAN'IN MEMLÜK SULTANI MELİK ZAHİRE (BAYBARS'A) MEKTUBU (1270–1271) <ı>Beni Müslümanlar cümlesinden kılan dini mübine ittiba edenler arasında bulunduran Allah’a hamt ederim. "Peygamberliği sonuna erdiren, doğru yolu göstermeği öğreten, Allah tarafından gönderilenlerin Önderi ve Allah 'tan sakınanların desteği olan Hz. Muhammed'e kardeşleri olan yalvaçlara; hak erbabı ve temkin sahibi olan güzide ashabına salât ve dua ederim." Sonra bizim mektubuz iki manayı müştemildir, biri bizlerden sana tahiye (ömrünüz çok olsun diye dua) ve selamdır; ikincisi de biz Erbogadan duyduk ki ı><ı>o (Melik Zahir), büyüğümüz Berke Han’a olan ahdine sadık olup evladından, hısımlarından ve onların içindeki Islama gelenlerden haber almak istemiştir. Biz bu haberi alınca ahdine vefakâr olan Melik Zahir'e karşı sevgimiz halis oldu, biz haber soruşturmasını ancak İslam’daki hamiyetinden, ahitleri yenilemek hususundaki gerçek niyetinden ileri geldiğini bilirdik, bu mektubu yazıp Ertemir, Tok Buğa ile gönderdik; maksadımız sunu bildirmektir. Biz İslam dinine girdik, Allah 'a ve onun etrafından gelene ve Allah 'in Peygamberine inandık, dediğimize itimat etsin, biz büyüğümüz Berke Han 'in gittiği yolu tutuyoruz. Hakka tabi olup batıldan kaçınıyoruz. Mektup göndermek hususu inkıtaa uğramasın (Mektubunuz kesilmesin), biz senin ile elin parmakları gibiyiz sana uygun olana bizde uygun oluruz, karşı gelene de karşı geliriz.[3]
ı>MEMLÜK SULTANI MELİK ZAHİR’İN (BAYBARS'IN) NOGAY HAN'IN MEKTUBUNA CEVABI (1270–1271) <ı>Bu mektubu asil, Allah yolunda mücahit, kalbinin nuru ile nurlanan, Müslümanları><ı>ın zahiresi, müminlerin yardı><ı>ımcı><ı>ısı><ı>ı olan Nogay’ı><ı>ın yüksek ve ı><ı>şeref sahibi olan meclisine sadı><ı>ır olunmuı><ı>ştur. Allah onun kalbini iman ile daim etsin, dünya ve ahiret iı><ı>şinde, eman gölgesinde rahat rahat bulundursun, ona güzel ameli ile. (ashaba) tabi olanlara yapacaı><ı>ğı muamele ile muamele eylesin ona bildirelim ki ondan bize mektup gelmesi kulaı><ı>ğı da, yüreı><ı>ği de sevindirmiı><ı>ş, galebeye muvaffak olacaı><ı>ğımı><ı>ıza hüküm vermiı><ı>ştir. Biz onun mazmunu, itikadı><ı>ın sahih olması><ı>ı ve dindeki içtihadı><ı>ında ve Allah 'a ı><ı>şerik koı><ı>şanlar ile cihatta Berke Han 'in izinde gitmesi hususları><ı>ını><ı>ı anlatmaı><ı>ğa maksun bulduk. Bu keyfiyet bizim katı><ı>ımı><ı>ızda da lazı><ı>ım olan bir husustur ki mektuzası><ı>ı asla terk ve ihmal olunamaz. Biz Allah’ı><ı>ı taala'nı><ı>ın “ı><ı>İşte aradı><ı>ığımı><ı>ız budur.” sözünü okuduk, kendisiyle Müslüman cemaatini çoı><ı>ğaltı><ı>ıp onları><ı>ı ı>o <ı>tarafta kâfirleri ile vuruı><ı>şmaı><ı>ğı yüreı><ı>ğine baı><ı>ğladı><ı>ığından naı><ı>şı Ogan Allah 'a hamdü sena ettik malumdur ki Peygamber en yakı><ı>ın aı><ı>şiretle cihatta bulunmuı><ı>ş oturanlar ile birlikte olmaı><ı>ğa razı><ı>ı olanları><ı>ı tayip etmiı><ı>ştir. Maksadı><ı>ımı><ı>ız bunu hatı><ı>ırlatmak, ı>o<ı> korunası><ı>ı tarafta bulunup Ogan Allah, gönül gözünü nurlandı><ı>ırarak hak yoluna ihtida, cihatta Berke Han 'a (Allah ondan hoı><ı>şnut) iktida eden; Allah 'in kâfirlerin ı><ı>şevkini kı><ı>ırmak için batı><ı>ı tarafı><ı>ındaki ecrini bizlere, doı><ı>ğu tarafı><ı>ındaki ecrini de kendilerine takdir ettiı><ı>ği cihada devam eden kiı><ı>şiye selam ve dua eriı><ı>ştirmektir. Kâfirler bu dünyadaki sonun kimin olacaı><ı>ğını><ı>ı bileceklerdir. Allah 'a ı><ı>şerik koı><ı>şanları><ı>ın yardı><ı>ımcı><ı>ıları><ı>ı periı><ı>şan olacaktı><ı>ır, zalimlerin hiçbir yardı><ı>ımcı><ı>ısı><ı>ı yoktur.[4] ı>
[1] Prof. Dr. Zeki Velidi TOGAN, Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul- 1981 s. 268–270 [2] Prof. Dr. Zeki Velidi TOGAN, A.g.e. s. 268–270 [3] W. DE. TlESENHAUSEN, Altınordu Devleti Tarihine ait Metinler, çev. İ. H. İzmirli (İstanbul 1941)s.168–171 [4] W. DE. TlESENHAUSEN, A.g.e.s.168–171