Nükleer santralin piknik tüpünden farkı

Japonya, korkunç depremin Fukuşima nükleer santralinde yarattığı tehlikeyi en az hasarla atlatabilmek için olağanüstü güç sarfediyor. 

Çernobil'dekine göre daha yüksek güvenlik sistemine sahip olmasına karşın reaktörler tehlike arzetmeye devam ediyor. Santrala ait 3 reaktörde de yeteri kadar soğutma yapılamadığından yakıt çubukları için erime tehlikesi ortaya çıktı. 

Japonya gibi teknoloji devi bir ülke, her türlü güvenlik olasılıklarını düşünmesine karşın olacakların önüne geçemiyor. Yetkililer Tokyo kentinde halkın kapalı alanlarda bulunmalarını, hatta tüm Japonya'da radyasyon partiküllerine karşı önlem alınmasını istiyorlar. 

ABD, sahilden 160 km. uzaklıkta radyasyon tespit edildiğinden bölgede bulunan bir uçak gemisini geri çekti. 

Rusya ve Almanya başta olmak üzere birçok ülke olası radyasyon tehlikesine karşı önlem almaya başladı. herkes diken üstünde. 

Peki ülkemizde bu konu ile ilgili ne gibi önlemler alınıyor? 

Koskoca bir hiç!... 

Sadece Başbakan'ın aracına radyasyon ölçüm cihazı takılacakmış. 

Vatandaşın canı patlıcan!... 

Dünyada ve Türkiye'de nükleer santralin güvenilirliliği tartışılırken, Mersin Akkuyu'da yapımı kesinleşen santral inşaatına kazma vurmak için gün sayılıyor. 

Başbakan konu ile ilgili tepki gösterenlere yanıt verdi: 

''Mersin Akkuyu'da nükleer santral temeline kazma vurmak için sayılı günler kaldı. Rusya ile birlikte yapacağımız bu yatırıma bir an önce başlayabilmek için gün sayıyoruz. Nükleer santrale karşı olanlar evine Aygaz tüpü de almasınlar.'' 

Nükleer teklike ve piknik tüpü!... 

İşte burası sözün bittiği yer. 

Değerli arkadaşım Çınar Yıldırım'ın böyle anlarda kullandığı güzel bir söz var: 

''Lapseki'den tömbeki, Temetere'den küt''