O’bir tutku!

Modanın rengi ve tarzı ne olursa olsun varlığından ve duruşundan hiçbir zaman taviz vermedi.
Moda kelimesinin ilk algısı kadın olsa bile, çocuk, erkek, genç üzerinde de etkisini hiçbir zaman yitirmeyen ve hatta özel davetlerde, bir akşam yürüyüşünde, bir iş toplantısında da oldukça şık gösteren,rengi ve duruşuyla hayatımızın vazgeçilmezi olmuştur.

Üzerinde her rengi, her tarzı taşıyabilecek hafiflikte ve ağırlıktadır.
Paramparça olsa da şıklığından hiçbir zaman taviz vermez.
Dört mevsim, vazgeçilmez modanın adıdır.
Kot diyoruz tutkunun adına. Aslında markanın adı KOT!
Yaratıcısı "Muhteşem Kot".
 

Orijinal adı "blue jean" olan "kot"un kelime anlamını çok az insanın bildiğini fark ettim.

Öyküsü mü?

1950'li yıllarda güvenlik güçleri, devlete ait fabrikalar, kuruluşlar, madenler vs..gibi büyük iş yerleri, işçilerinin iş elbiseleri ihtiyaçlarını ihaleler ile sağlıyormuş. Bu şekilde mal üretenlere de tüccar terzi denildiğini biliriz. Ve Muhteşem Kot’da bir tüccar terziymiş o dönemlerde.

Muhteşem Kot’un 1940'lı yılların sonunda Avrupa'ya yaptığı bir seyahatte eline bir blue-jean geçer. Bir Levi's. Kimlerin giydiğini araştırır, Amerika'da kovboy ve tarlalarda çalışanların giydiğini öğrenir. Muhteşem Kot işçi ve köylünün giyeceği sağlam, rahat ve bakımı kolay bir pantolon üretilip satılması düşüncesinden hareketle blue-jean üretimine başlar.

İlk kotların etiketi Levi's benzeri , "Bir pantolonu iki tarafından ayrı yönlere çeken atlar". Bu dayanıklılığı ifade eden bir gösterge olarak hafızalara yerleşmiş. Tüccarlar blue-jean almaya Muhteşem Kot’un iş yerine geldiklerinde önce etiketi kontrol ederlermiş. Arkasından da pantolonu dik olarak yere bırakırlarmış; şayet bir yana devrilmez ise sağlamlığı ve kalitesi test edilirmiş. Satın alma sırasında tüketicilerin yaptığı bir kontrolmüş bu test.

Görüyoruz ki “Kot” markası piyasada yok, bunun sebebiyse; yabancı markalara sahip olup onları giyebilme arzusu yüzünden Türk markalarının yüzüne bakan olmaması. Yerli bir marka olarak 2. kümede oynamaya mecbur olan Muhteşem Kot’un firması, tüketicinin blue-jean'e KOT, üretildiği kumaş olan "Denim"i de KOT kumaşı diye isimlendirmesi olmuş.

Muhteşem Kot’a ait firmanın başarısını da kutlamak gerekir. Çünkü Kot pantolonun mucidi Levi Strauss olduğu halde, bu pantolonlara kimse "Levi's" demiyor. Tüm Türkiye'ye "kot" dedirtmeyi başarıyorlar.
1960 yılında "KOT" marka olarak tescil edilmiş. Üretilen malın gerçekten çok sağlam olması, 3 dikişli makinelerle dikilmesi, temizliğinin kolay olması, ütü istememesi gibi nedenlerle köylü ve işçilerin tercih ettiği ve ısrar ile aradıkları bir pantolon haline gelmiş. Kot markası dolayısı ile de halk tarafından "Kot pantolon" olarak isimlendirilmiş.

Tüketicinin blue-jean'e KOT, üretildiği kumaş olan "Denim"i de KOT kumaşı diye isimlendirmesi, zamanındaki çalışmaları Muhteşem Kot’un başarısını gösteriyor. Fakat bu durumun yarattığı bir zorluk, "KOT" un bir marka olduğunu tüketiciye anlatamamak… KOT halk dilinde bir cins pantolona verilen bir isim olarak yerleşmiş ve marka olmaktan çıkmış. Ve tüketiciye de "Bu hakiki KOT'dur dediklerinde aldıkları cevap: “Ne yani diğerleri KOT değil mi ?" şeklinde bir yanıtla karşılaşmışlar..