O kelime orada. Orası her yerde

Tüm bir hayatı bir çift göze sığdırabilirsin ama İçindeki kelimeleri sığdırabileceğin bir tek söz bulamazsın.

İçin içine sığmaz taşarsın.

Bu hayata ait olmadığı besbelli olan bir muammanın gerçeğini yaşarsın.

Ayakların yerden kesilir.

Ve de Newton'ın kanunlarını yerle bir eden bir ilmin akıl almaz alemine düşersin.

Oralardan hayata bakmak başkadır..

Hubble'ın teleskobu ne ki?

O bir çift gözün gösterdiğini gösterebilir mi?

Gözlerin ile göremediğini bir başkasının gözleriyle görürsün.

Kendine kör olmanın gösterdiklerinin gerçeğiyle büyürsün.

Tüm bir hayat ne ki?

Ölümden öte yol görürsün.

Sonu olmayan bir diriliğin, ölümü unutturan ama o bir çift gözü unutturamayan sonsuzluğunda yürürsün.

“Eceli olmayan bir yolun acelesi yoktur." bunu bilirsin.

Koşmazsın belki de bu yüzden, sadece yürürsün.

Kesilmiştir nefesin zaten, tatmıştır nefsin ölümü.

Tadı yüreğinde bir lezzetin, bir çift göze sığan ama tek bir söze sığmayan hissedişinde yürürsün.

Geçmişini gözünün önüne getirebilecek bir şey çıkmaz karşına.

Geçememişliğinin gerçeğinde yürürsün.

Sözün bittiği yerde sözleşirsin kendinle.

"Söz verilmez tutulur "diye başlarsın söze

Tutulandan güzel söz olmadığının bilinciyle

Sende o bir çift göze tutulursun işte, sözlerin en güzel olmak için, belki de.

Anlatmaya söz bulamadığın bir hissedişin bir çift göze sığan cennetinde bulursun kendini.

O gözlere bakmadığın; o gözlerden bakmadığın her anı cehennem bilirsin.

Kim demiş "aşkın gözü kördür" diye.

Gözler yalan söylemezdi hani?

O gözlerde görürsün işte tüm bir hayatın yalanını bozan gerçeği.

Kör olursun hayata. Kör olursun yalana.

O bir çift gözün gösterdiği hakikatin ışığında yürürsün.

Ne dönüp bakmanı gerektirecek bir geçmişin,

Ne de geçmişe dönüştürebileceğin bir geleceğin yoktur artık.

Bir çift gözün zamanı yerle bir eden sonsuzluğunda son verirsin öncesi sonrası olan bir yalana.

Kelimelerin ne haddine!

Yeltenebilirler mi ki o gözleri anlatmaya?

Sessizlik dedikleri bile o gözlerin hayretinden gizlenen kelimelerin örtüsü.

Akla hayale sığmayan bir hissedişin kalbindeki kördüğümler örgüsü.

Hangi karanlık gizleyebilirdi ki o gözlerin gösterdiğini?

Hangi ışık kamaştırabilirdi ki o gözlere bakan gözleri?

Ağlamak yasaktır artık sana.

Sebep olmamak için ikinci bir ayrılığa.

Ağlamak yasaktır artık sana.

Ayırmamak için gözünün yaşını gözünden.

Robin’in sesi yankılanır kalbinde!

"Aşk bazen bir çift göz gibidir, yan yana olmasına rağmen birbirini göremeyen" der.

Robin, olursun sonra;

"Gözlerinden akar gibi, aşkın divane şiiri" diye başlarsın şiirlerin en bitmeyenine.

O bir çift gözün götürdüğü yerde alırsın kalemlerin en tükenmezini eline.

Yarım kalan cümlelerinin tamamlamak için belki de.

Kendi sözünü kesen bir şair olursun.

Kalemin kağıda değdiği yerde durursun.

Kelimen yoktur anlatmaya, o bir çift göze bakar kalırsın.

Bak!

Ne kadar bakarsan bak göremeyeceksin!

Aşk görünmez!

Gösterir!

O bir çift gözü anlatmaya bulamazsın kelime.

Sana bir kelime lazımdır ve de o kelime oradadır.

Kulak değil gönül verilir aşkın sesine.

O kelime oradadır ve de orası her yerde.

Kağıda değil, kalbe yazılır o kelime.

Vatanı kalbi olmayanlar, okuyamasın diye belki de.

Kalem ile değil sevgi ile yazılır o kelime.

Aşkın sırrına eremeyenler, yazamasın diye belki de.

--- Tigris / Nimetullah Yıldız ---