Obama liboş mu?

ABD BAŞKANI BARACK OBAMA ACABA LİBOŞ MU?

ABD Başkanı, Türkiye'den ayrıldıktan sonra yazmayı düşündüğüm bloğumun başlığı, aslında "Obama'nın dışkısı gümrüğe takıldı" şeklinde olacaktı...

Ancak, ABD Başkanı Obama'nın, Türkiye ve Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada yarattığı açık havayı bulutlandırmamak için bundan vazgeçtim...

Yurtta Barış Dünyada Barış...

ABD Başkanı Barack Obama, açtığı yeni "barış defteri"nin ilk sayfasını, M.Kemal Atatürk'ün evrensel boyuttaki bir ilkesi olan "Yurtta barış dünyada barış" cümlesi ile başlatıyor.

Belli ki, ABD Başkanı, "barış" dersini Atatürk'ten çalışmış...

Böylece, dünyayı düzeltmek için kendisine vahiy geldiğini düşünecek kadar sapkın eski ABD Başkanı Bush'un dünya ve özellikle de Ortadoğu siyaseti, toptan çöpe atılıyor ve tüm dünyanın merakla beklediği yeni bir gidişin ilk adımları atılmış oluyor.

Bu ilk adımların Türkiye'de atılmış olması, Türk-Amerikan ilişkilerinin de, öncekinden çok daha farklı olacağını göstermektedir.

Eski ABD Başkanı Bill Clinton döneminde(Körfez Savaşı'ndan sonra) ortaya atılan "Yeni Dünya Düzeni" girişimi ve bunun biraz daha geliştirilmiş şekli olan ve Bush'un zamanında devam ettirilen ve "Ortadoğu'yu özgürleştirme ve demokratikleşme" şeklinde özetlenebilen "Büyük Ortadoğu Projesi" bundan böyle iflas etmiş gibi görünüyor.

Özetle, Başkan Obama, genelde dünyada; özelde Ortadoğu'da ve Kafkaslarda barış istiyor ve isteğini de sorunlu bir coğrafyada yer alan ve bu sorunların çözümünde en aktif rol oynadığını düşündüğü ve bundan böyle de bu rolünü devam ettireceğini umduğu Türkiye'de dünyaya açıklıyor.

Başkan Obama'nın bu tercihi, Türkiye'nin bölgesel bir güç olduğunun da bir belgesidir.

Başkan Obama'nın Barış Paketi neleri içeriyor?

Başkan Obama'nın TBMM'nde yaptığı konuşma, sanki ABD'nin önceki dünya siyasetinin tamamen ortadan kalktığını ve yeni bir dünya siyasetinin başlamış olduğunu gösteriyordu.

Başkan Obama'nın verdiği mesajlara, "fanatik bir Amerikan yanlısı ya da karşıtı olarak değil de" objektif bir gözle baktığımızda, Türkiye'nin lehine olanların yanında hoşumuza gitmeyecek olanlar da bulunmaktadır.

Bana göre olumlu yanlar:

* Türkiye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu açıklaması, bölgede bir Kürt devletinin kurulmasını istemediğini söylemesi

*Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemesi ve bunun için AB'ye çağrıda bulunması

*Türkiye için "ılımlı İslam" yerine "laik-demokratik" nitelemesi yapması

*Ermeni soykırımı düşüncesi olsa da, bunu açıklamaması ve "soykırım" sözcüğünü kullanmaması(başkanlık dönemi sürecinde umarım bu konuyu inceler ve fikrini değiştirir)

* PKK'yı desteklemesi ve PKK'yı bir terör örgütü olarak görmesi (DEP Genel Başkanı Ahmet Türk'le yaptığı görüşmenin içeriğini bilmiyorum ama, ona bu konuda sert uyarılar yaptığını düşünüyorum)

* İslam dünyasına sıcak mesajlar vermesi ve bu arada Türkiye'nin, laik ve demokratik yapısıyla bu dünyaya örnek olabileceğini vurgulaması

* Türkiye'nin büyüklüğünün, medeniyetlerin ve farklı kültürlerin buluştuğu bir yerde olmasından kaynaklandığını söylemesi; Türkiye'yi Türkiye yapanın, tarihinin, kültürünün büyüklüğü ve demokrasi olduğunu vurgulaması

Üzerinde düşünülmesi gerekenler :

* İran'ın nükleer silahlardan arındırılmasını ve İran ekonomik ve politik sürecine girmelerini ve refaha ulaşmalarını istemesi(Bu istek, gerçekten barış amaçlı olabileceği gibi, silah gücü yüksek bir İran'ın bölgedeki çıkarlarına ters olduğu düşüncesinden de kaynaklanabilir)

* Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını istiyor(Bu okulun açılması, demokrasi içindeki "inanç özgürlüğü" kapsamında düşünülebilse de, bu isteğin karşılanması, "gelecekte Türkiye'yi, geriye dönüşü olmayan siyasi yaptırımlarla karşı karşıya bırakabilir" şeklindeki bir endişeye de sevk edebilir. Fener Rum Patriği ile yaptığı özel görüşme ise dikkat çekicidir)

* Kürtlerden "azınlık" olarak bahsetmesi(Bunun bilinçli bir şekilde söylendiğini düşünmüyorum. Sözcükleri karıştırma ya da tercüme hatası olabilir diye bir açık kapı bırakmak gerekir. Ama, yine de "üzerinde düşünülmesi gerekenler" içine aldım)

Gizli ya da kamuoyuna açıklanmayan istekler :

* PKK'nın silah bırakmasına karşılık, Türkiye'den, başta genel af olmak üzere Kürt vatandaşlarımız için ileriye dönük olarak, Türkiye'nin şimdilik karşılamakta zorluk çekeceği bazı siyasi ve sosyal haklar istemiş olabilir.

* Barışçı açılımlarının bir gereği olarak, Irak'tan Amerikan askerini çekmeyi planlayan Obama, askerinin çekilmesini kolaylaştırmak için Türkiye'den geçici de olsa askerinin konuşlanmasına yardımcı olmasını istemiş olabilir.

SONUÇ :

ABD Başkanı Barack Obama, dünyada ve dünyanın en sorunlu bölgelerinin başında gelen Ortadoğu'da barışçıl bir tutumla sorunların çözülmesini istiyor. Bunun için de, Türkiye'yi bu sorunların çözümünde en önemli ve etkinliği tartışılmaz bir bölge ülkesi olarak görüyor.

Türkiye'yi, "ılımlı-ılımsız" gibi yapay bir nitelemeden uzaklaştırıyor ve Türkiye'nin "laik-demokratik" yapısına vurgu yapıyor.

Bu yaklaşımı ile bir anlamda, Türkiye'deki İslam ağırlıklı bir siyasal yapılanmanın(kimilerine göre şeriatın ya da irtcanın) önünü kapatıyor.

Türkiye'de, demokrasiye sıcak bakmayan bazı kişi ve gruplar tarafından, Barack Obama'nın, özetle "demokrasi, insan hakları, özgürlükler, Ermeniler, Kürtler, Avrupa Birliği..." gibi konulara atıf yapması hoş karşılanmamış olabilir...

Çizdiği karikatür ile bloğumu resimlendirdiğim Salih Memecan, Barack Obama'yı "liboş" takımına yakın görmüş ya da böyle görüldüğünü anlatmak istemiş.

Barack Obama, gerçekten "liboş" mu acaba?

Bana göre, "liboş -miboş" ama, bir önceki savaşçı Bush'tan çok farklı olduğu belli...Cildinin rengi bile...

Cdenizkent