Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '21

     
    Kategori
    Estetik / Güzellik
     

    Obeziteye Dair Merak Edilenler

    Obezite; besinlerle alınan enerjinin (kalori) harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (%20 veya daha fazla) sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir.

    Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-18'i, kadınlarda ise %20-25'ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30'un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır.

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

    WHO-World HealthOrganisation, Dünya Sağlık Örgütü’nün obezite hastalığı testi gruplandırması aşağıdaki şekildedir:

    • Vücut Kitle Endeksi 20-24.9 kg/m2 arası normal,

    • Vücut Kitle Endeksi 25 -30 kg/m2 arası fazla kilolu 

    • Vücut Kitle Endeksi 30 kg/m2 ve üzeri obezite,

    • Vücut Kitle Endeksi 40 kg/m2 ve üzeri morbid obezite,

    • Vücut Kitle Endeksi 50 kg/m2 üzeri ise süper obezite olarak belirlenmiştir.


     

    Kilo fazlalığı diyabet kolesterol yüksekliği  hiperlipidemi ve tansiyon yüksekliği ile seyreden tabloya Metabolik sendrom denmektedir. Bunun cerrahi olarak düzeltilmesi ve tedavi edilmesinede Metabolik cerrahi denilmektedir.

    Meabolik cerrahiyi özellikle şeker hastalığı ile birlikte seyreden obezite,kolesterol yüksekliği  tedavisinde kullanmaktayız

    Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir. Günlük alınan enejjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vucutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır.

    Küresel olarak, diyabet vakalarının %44’ü, iskemik kalp hastalıklarının % 23’ü ve bazı kanser türlerinin %7-41’i fazla kiloluluk ve obeziteye dayandırılmaktadır.  

    Obezite artık çocukluk yaşlarda başlamaktadır Sosyal ve ekonomik gelişme ile tarım, ulaşım, şehir planlaması, çevre, eğitim, besinlerin işlenmesi, dağıtımı ve pazarlanması ile ilgili politikalar çocukların hem fizik aktivite hem beslenme örüntülerini hem de beslenme alışkanlıkları ve tercihlerini etkilemektedir.  Artan bir şekilde bu etkiler sağlıksız kilo kazanımına neden olmakta ve çocukluk çağı obezitesi prevalansında artışa neden olmaktadır.

    Obezitedeki bu küresel epidemiyi kontrol altına almak toplum bazlı, çok sektörlü, multi-disipliner ve kültürel olarak uygun bir yaklaşım gerektirmektedir.

    Obezitenin neden olduğu sağlık sorunları/risk faktörleri :

    • İnsülin direnci – Hiperinsülinemi

    • Tip 2 Diabetes Mellitus

    • Hipertansiyon

    • Koroner arter hastalığı

    • Hiperlipidemi – Hipertrigliseridemi

    • Metabolik sendrom

    • Safra kesesi hastalıkları

    • Bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri )

    • Osteoartrit

    • Felç

    • Uyku apnesi

    • Karaciğer yağlanması

    • Astım

    • Solunum zorluğu

    • Gebelik komplikasyonları

    • Menstruasyon düzensizlikleri

    • Aşırı kıllanma

    • Ameliyat risklerinin artması

    • Ruhsal sorunlar (Anoreksiya nevroza (yemek yememe) veya Blumia nevroza (kusarak yediği besinlerden yararlanmama), Binge eating (tıkınırcasına yeme),  gece yeme sendromu gibi ortaya çıkabilir veya bir şeyi daha fazla yiyerek psikolojik doyum sağlamaya çalışma)

    • Toplumsal uyumsuzluklar

    • Özellikle sık aralıklarla ağırlık kaybetme ve kazanma sonucunda deri altı yağ dokusunun fazla olması nedeniyle deri enfeksiyonları, kasıklarda ve ayaklarda mantar enfeksiyonları

    • Kas-iskelet sistemi problemleri

     

     İnsülin direncini doğal yollardan kıran tedavi eden en basit şey düzenli spor yapmaktır. Çünkü spor, insülin duyarlılığını artırarak insülin direncinin kırılmasına neden olur. Haftada en az 3 saat yapılan düzenli egzersiz insülin direncinin kırılmasını sağlayabilir. 

    İnsülin direnci durumu, aslında Tip 2 Diyabet hastalığının oluşmaya başladığının ayak sesleri olarak değerlendirilebilir. Çünkü artık glukozun, insülin direnci nedeniyle kullanımında problemler başlamıştır ve süreç devam ederse kullanılamayan şeker; kanda yükselmeye başlar ve diyabet oluşur. İnsülin direnci tedavi edilmezse özellikle bel çevresinde yağlanma artışı, obeziteye neden olur. Ayrıca yapılan çalışmalarda insülin direncinin hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve koroner kalp hastalıkları ile de ilişkili olduğu gösterilmiştir. Vücuttaki yağ dokusunun artması, insülin direncini arttıran, aynı zamanda insülin direnci arttıkça yağ dokusunu arttıran kısır bir döngüdür. 

    Bir süre diyet yapıp kilo vereceğim, sonra her şeyi yiyebilirim, sporu bırakabilirim" düşüncesi yanlıştır, hayat boyu sağlıklı beslenme ve yeterli egzersiz şarttır. 

     "Kilo veremiyorum", "şişmanım" diyen herkeste insülin direnci yüksektir diyebilir miyiz?

     

    %100 olmasa da sıklıkla evet.

     

    Sadece egzersiz ve sağlıklı besleme ile %60 düzeylerinde insülin direnci düzeltilebilir. Gereken hastalarda insülin direncini kıran ilaçlarla bu faktörlere destek olunabilir, ancak bilinmelidir ki sadece ilaçlar tek başına insülin direnci ile baş edemez.

    İnsülin direnci sonucu kandaki yüksek seviyelerdeki insülin ve şeker oranı bir süre sonra metabolik sendrom ve tip 2 diyabete neden olur. İnsülin direnci kilolu kişilerde daha fazladır ve kilo arttıkça bu direnç artar ve şeker hastalığı görülme olasılığı artar. İnsülin direnci yüksek kişilerin çok hızlı kilo alıp, zor kilo verirler.

     

    HOMA-IR tetkiki nasıl yapılır?

    Hastadan 12 saatlik açlık kanı alınır. Bu kandan açlık kan şekeri ve insülin seviyesi ölçüldükten sonra iki değer birbiriyle çarpılıp 22.5 'a bölünür. Bu yolla HOMA-IR değeri mmol/L olarak hesaplanmış olur. İki değer çarpılıp 405'e bölünürse mg/dL olarak sonuç çıkar. 

     

    Normal değer kaçtır? 

    Normalde HOMA-IR değerinin 2.5 mg/dL'nin altında olması gerekir. Daha yüksek değerler hastada insülin direnci olduğu –ihtiyacınızdan fazla yediğiniz ve şişmanlamaya başladığınız-  anlamına gelir. HOMA-IR değeri yüksek olan kişilerde şeker hastalığı, yüksek tansiyon, trigliserit yüksekliği ve gelecek yıllarda kalp damar hastalığı daha sık görülür. 

     

    İnsülin direncinden kurtulmak için ne yapayım?

    Az yiyin ve zayıflayın. İnsülin direnci bir hastalık değil, sizin boğazınızı tutamamanıza bağlı olarak gelişen bir olumsuz durumdur. İnsülin direnci olan kişilerin şekerden uzak durması, hayvansal gıdaları azaltması , yağlı yememesi ve zayıflaması gerekir. Metformin grubu ilaç almak bir diğer yoldur. Gelecekteki sağlık risklerinizi azaltmak istiyorsanız ilaç yolunu değil perhiz yolunu seçin. Ben kendimi tutamıyorum, diyet yapamıyorum dediğiniz noktadan itibaren ilaç kullanabilirsiniz

     
     
    Toplam blog
    : 1
    : 33
    Kayıt tarihi
    : 13.07.21
     
     

    Op. Dr. Hidayet Çatal 1 Ocak 1963 senesinde Isparta Yalvaç'ta dünyaya geldi. Op. Dr. Hidayet Çata..