- Kategori
- Söyleşi
Öğretmen ve Şair Muharrem Kubat'la Bir Konuşma (1)
Eskişehirli öğretmen ve şair Muharrem Kubat 1933-
Geçenlerde Ankara’ya gidip dönüşte Eskişehir’e de uğradım. (17 Mayıs 2018)Eskişehir’de bazı şair ve yazar arkadaşları görmek istedim. Eskişehir / Muharrem Kubat Kültürevi’nde bir araya geldik. Öncelikle Muharrem Kubat’ın burada bana göstermiş olduğu yakınlık ve konukseverliğinden dolayı teşekkür ediyorum. Burada Muharrem Kubat, halk Ozanı Aşık Pervanı( İsmail Çelik), öğretmen ve şair Lütfi Kılıç’la sohbetimiz oldu. Bu arada Muharrem Kubat’la bir söyleşimiz oldu. Aramızda geçen konuşmayı siz değerli okuyucularımla aynen paylaşmak istiyorum:
A.GÜLER: Sayın Hocam, adet olduğu üzere bize özgeçmişinizden kısaca bahseder misiniz?
M.KUBAT: 09.01.1933 tarihinde Emirdağ’ın Karacalarköyü’nde doğdum.1949 yılında Emirdağ – Güveççiköyü İlkokulu’nu, 1955 yılında Çifteler İlköğretmen Okulu’nu, 1961 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü 1970 bitirdim.Yine Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü’nden’ de mezun olum. 1955 yılından itibaren sıra ile Denizli-Acıpayam-Gülümanköyü,Akalan kasabası, Afyon Karamıkkaracaviran köyü, Bolvadin Merkez Kemalettin Samipaşa ve Atatürk İlkokulu öğretmenliklerinde çalıştım.
1961 yılından sonra da Emirdağ Ortaokulu Türkçe öğretmenliği, Niğde – Çamardı ve Ankara Bala Ortaokulu Müdürlüğü, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nde Personel Şube Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundum. Son olarak 20 yıl müdürlüğünü yaptığım Eskişehir Merkez 19 Mayıs Ortaokulu’ndan 23 Şubat 1988 tarihinde 32 yıl, 7 ay hizmetten sonra emekli oldum.
Şiirlerimin pek çoğu mahalli gazetelerde, edebiyat, sanat ve kültür dergilerinde çeşitli antolojilerde yayımlandı. Ayrıca güncel olaylarla ilgili şiir ve edebi yazılarım gazete ve sanat dergilerinde yer aldı. İz Bırakanlar, Umut Dolu ve Yaşamın İçinden adında üç şiir kitabım yayınlandı. Yurtiçinde ve yurtdışında açılan şiir yarışmalarına zaman zaman katıldım Birisi yurtdışından olmak üzere Türkiye genelinde şiir dalında birçok ödülüm vardır.
A.GÜLER: Sayın Hocam, sizin öğretmen olduğunuzu ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde uzun yıllar öğretmenlik ve idarecilik yaptığınızı biliyoruz. Bir daha dünyaya gelirseniz yine öğretmen olmak ister misiniz?
M.KUBAT: Sayın Hocam, evet Milli Eğitim Bakanlığı‘nın değişik kademelerinde görev yaptığımı biliyorsunuz. İlkokul, ortaokul gibi yerlerde öğretmenlik yaptığım yıllarda öğrencilerimi çok sevdim. Onları bir evladım gibi tanıdım. Onlara hizmet etmekten hep gurur ve onur duydum. Onlar arasında geçirdiğim günler benim en mutlu günlerim oldu. Bu meslekte tam 20 yıl idareci olarak görev yaptım, veli oldum, öğretmen oldum ve idareci oldum hiçbir zaman da zorluk çekmedim. Öğretmenlerimle, öğrencilerimle ve hatta velilerle hep bir uyum içinde çalışıyorduk. Bir okulda müdür olarak çalışmak elbette zordur, bu görev her yiğidin işi değildir. Öğretmenlik mesleğini çok seviyorum, bir daha dünyaya gelirsem yine de öğretmen olmak isterim. Çünkü bu mesleği çok seviyorum.
A.GÜLER: Sayın Kubat, deneyimli bir eğitimci ve idareci olarak genç öğretmenlerimize neler söylemek istersiniz veya neler tavsiye edesiniz?
M.KUBAT, Sayın Güler, bu güzel bir soru. Siz de bir öğretmensiniz ve aynı zamanda idarecilikte yaptığınız sorunuza isterseniz sondan başlayalım. Elbette hiç şüphe yok öğretmenliğe evet derdim. Çocuk sevgisi bambaşka bir şey, onlara hizmet etmek, onların size gösterdiği yakınlığı ve samimiyeti dünyanın hiçbir mesleğinde göremezsiniz. Hatta biraz daha ileriye gideyim zaman zaman onlardan sizi daha üstün görür. Siz bu denli bir dünyanın insanını nasıl sevmezsiniz. Sevgili GÜLER, bu sevgi anlatılamaz, yaşanır.
Tabi bizim yaşamamızda ki öğretmenlikle bugünün koşullarındaki öğretmenlik çok farklı. Çağın getirileri, siyasi atmosferi öğretmenliği zayıflattı, İtibarsızlaştırdı. Biliyorsun öğretmenlik kutsal bir meslektir. Ama öyle para kazanmak için bir meslek değildir. İnsanı, insan yapmak için edinimler gerek. Yine de genç öğretmen arkadaşların bu çerçeve içerisinde her halde görevlerinde çalışmalarını sürdürmektedirler. Daha önce de dediğim gibi öğretmenlik mesleği kutsal bir meslektir. Diğer mesleklere hiç benzemez. O nedenle genç öğretmen arkadaşlarımız siyasi akımlara kapılıp öğrencileri tek yönlü yetişmemelidirler. Layık, demokratik, çağdaş eğitim ilkeleri olmalı. O masum zekâları siyasete kurban etmemeleri gerekir. Öğretmen çocukları istediği kalıba sokabilir, onlar her türlü şekil almaya müsaittir. Bir başka değimle işlemeğe müsaittir. Her şeyden önemlisi öğrencilerini bir evladı gibi sevmelerini ve onları gelecek için sevgi ve barış içinde yetiştirmelerini tavsiye ederim, tek dileğim budur.
----------------------------------------
Yazımız devam edecek.
Abdülkadir GÜLER
21.06.2018- SÖKE