Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

13 Şubat '10

 
Kategori
Okullar
 

Okul ortamı

Okul ortamı benim en sevdiğim ortamdır, çünkü okulda bence insan hem bilgi öğreniyor hem de ruhunu dinlendiriyor.

Ben genelde hastalandığım zaman çok canım sıkılır çünkü insan hem o güzel okul ortamından mahrum kalıyor, hem de arkadaşlarını göremiyor, üstelik okulun diğer güzel yanı koridorlar, eğer küçük bir okulsa dar oluyor böyle olunca insanlar o geniş koridorlarda yalnız, içine küsmüş bir şekilde gezmiyor, herkes kol kola neşe içinde koştururken insana neşe geliyor, ardından zil sesi duyuluyor ve koridor karmakarışık oluyor, herkes sınıfa girmeye çalışıyor. Bu sefer sınıfa giriyorsunuz. Sınıfta genellikle kızlar arka taraflara yığılıyorlar ve orada okulun müdüründen tutunda görevli çalışana kadar haklarında yorum yapıyorlar, sınıfın öğretmen masasının olduğu kısım ise kahvehane gibi oluyor. Bütün erkekler oraya geliyor, herkes öğretmen masasının üstüne yığılıyor ve eğer o hafta önemli bir maç olursa ve bu maç bir tarafın yenilgisiyle biterse başlıyorlar takımları çekiştirmeye eğer maç yoksa oyun ki oyun muhabbetleri maçın da önüne geçiyor sonra sıra geliyor erkeklerin sevdiği vurdulu kırdılı dizilere birbirlerine özetleri bitiremiyorlar ve sonra öğretmen geliyor, sınıfın havasızlığından yakınıp camları ve kapıları açıyor, eğer öğretmen sertse herkes konuyu dinler gibi gözükür ama öğretmen birazcık yumuşadığı anda başlıyor lak lak. Sonra ders bitiyor.

Gelelim öğle tatiline: öğle tatillerinin klasiği maç o 45 dakikada neredeyse 90 dakika maç yapmış gibi olunur genellikle çünkü o maçların tadı bir başkadır ve o tadı her maçta hissedilmez durum böyle olunca taraflar kazanmak için değil o tadı alıp takımca başarabilmek için oynuyor ve o 45 dakikalık maç bitiyor. Zil çalıyor eğer maç çekişmeli gidiyorsa yani beraberlik varsa veya skorlar arasındaki fark 1 veya 2 gol ise genellikle kaybeden takım mızıkçılık yapıp maçı, bu sefer kazanıp hava atmak için sürdürüyor. En sonunda bahçe nöbetçisi öğretmen gelip topu alıyor ve öğrencileri sınıfa yolluyor ondan sonra öğleden sonraki dersler başlıyor. Öğleden sonraki dersler genellikle çok iyi dinleniyor öğrenciler tarafından maç yapan erkekler yorulmuş, enerjileri bitmiş bir şekilde kızlar ise konuşmaktan bıktıkları için derslerde hiç bir aksaklık olmuyor. Fakat zile son 5 dakika kala ders dinlenilmiyor. Çünkü servisle gidenlerde serviste önde oturabilmek için yarış oluyor ve zil çaldıkları anda fırlıyorlar, yaya gidenler ise dershaneleri yoksa yavaş yavaş hazırlanıp gidiyorlar. Okulun önü ise anne baba günü oluyor ama o kalabalıkta ayrı bir hava katıyor okula. Sonra herkes evine gidiyor ve bu sefer dershaneye gidenler için dershane macerası evde kalanlar için bilgisayar macerasına dönüşüyor.

 
Toplam blog
: 2
: 652
Kayıt tarihi
: 26.12.09
 
 

Ben 13 yaşındayım, okumayı ve yazmayı seviyorum. Basketbol oynuyorum...

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara