Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Okumak bir iş midir?

Okumak bir iş midir?
 

Valery Larboud kitap okumaya "Cezalandırılmayan kötü huy" adını verir. Descartes ise aksine "Geçmiş yüzyılların en dürüst kişileriyle bir konuşma" olarak tanımlama yapar. İkisi de kendince haklıdır.

Kötü huy sayılabilecek olan okuma, kişilerin kendilerini gerçek dünyanın dışında tutmaya çalışan, kitapları bir çeşit uyuşturucu maddesi olarak kullanan kişilere özgüdür. Bu tip insanlar bütün boş vakitlerini kitap okuyarak geçirirler.
Rastgele bir kitabı açıp, kendi ilgi alanlarının içinde yer almayan konuları yutarcasına okudukları gibi, okuduklarının özünden, anafikrinden pek azını akıllarında tutabilir; bilgi kaynakları arasında hiçbir değerlendirme yapmazlar. Onların yaptığı okuma tamamen pasif okuma şeklidir; sadece yazılara boyun eğerler; okuduklarını yorumlamazlar; akıllarında bu okuduklarına yer açıp, sindiremezler.

Zevk için kitap okumak ise daha etkendir. Bu tür okuma heveslisi kişiler, romanları, güzel ifadeleri, okuduğu satırlarda, kendi duygularının uyanmasını, heyecan duygularının harekete geçmesini amaçlarlar. Yaşamda arayıpta bulamadıkları maceraları bu tip kitaplarda okuyarak tatmin olurlar. Zevk için kitap okumak sağlıklı bir durumdur. Kötü huy olarak nitelediğimiz gruba dahil değildir.

Bir de iş için kitap okunur. Bu tarz kitap okumada, okuyucunun belirli bilgileri, ana hatları zihninde belli olupta bir bütünü tamamlayabilmek için, ilave bilgileri bulabilmek adına yaptığı okuma şeklidir. İş için yapılan okumada elimizde bir kurşun kalem bulundurmak esastır. Çünkü okuduğumuz sayfalara tekrar tekrar geri dönmek büyük zaman kaybıdır. En azından belleğimizde yer etmesini hedeflediğimiz altı çizili satırlar bize zaman bakımından büyük kazanç sağlar.

Kitap okuyucularını sınıflara ayırdıktan sonra, kitap okumanında belli başlı kuralları olduğuna değinmek istiyorum. Bir çok yazarın kitaplarını sadece kitap okumuş olmak için okumaktansa, bir kaç yazarı ve onların eserlerini eksiksiz bilmek daha çok tercih edilmelidir. Bir kaç seçkin yazarla eserleri aracılığıyla dostluk kurabilmek, yaşamı zenginleştirebilmek için yeterlidir.

Kitap seçimi yaparken, bizim ruhumuza yakın olan yazarları tercih edelim. Ruhumuzun ihtiyacı olan besinleri ancak onlar sayesinde karşılayabiliriz. Bize uygun olan yazarlara sadık kalalım. Bu bakımdan en iyi değerlendirmeyi yapacak olan yine kendimiz olacağız.

Okuma eylemimizi mümkün olduğunca sessiz ve kesintiye uğramayacak bir ortamda gerçekleştirmeye çalışalım. Elimizdeki kitaptan önce bir satır okuyup, ardından çalan telefona cevap verip, sonra kitabı bir yerlerde unutup, televizyonun düğmesini basmak, okumak değildir. Gerçek okuyucu elindeki kitabın yazarına sadık kalır.

Okuma esnasında, çevresel faktörlerden etkilenmeden, konsantrasyon bütünlüğünü sağlayabilmek, kitabın özünü kavrayabilmek açısından, son derece verimli bir çalışmadır.

Yaşamın sırları kitaplarda gizlidir. Onları bulup çıkartmak ise, biz okuyuculara düşmektedir...

 
Toplam blog
: 60
: 1987
Kayıt tarihi
: 14.06.07
 
 

22.06.1970, İstanbul doğumluyum. Finans sektöründe çalışıyorum. Sanata ve edebiyata büyük ilgi duyuy..