Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '16

 
Kategori
Siyaset
 

Okumuş-ferasetsiz Profesör

Okumuş-ferasetsiz Profesör
 

Okumuş-Ferasetsiz Profesör(Kendi düşüncesidir.)


İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi... İlim Yayma Vakfı tarafından kurulmuş. Prof. Dr. Bülent Arı, bu üniversitenin rektör yardımcısı...
 
Bir TV programında, adeta zırvalamış. “Zırvalama” sözcüğü bile hafif kalır ya neyse!
 
Neler demiş bir bakalım:
 
"Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine (anlayış-sezgi) güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır.”
 
Demek ki bu Profesörün ferasetine güvenmemeliyiz. Kendisini boşuna yoruyor. Cahil olsa neyse!.. Okumuş ve profesör olmuş. Ferasetini yitirmiş. Vallahi ben demiyorum; kendisi böyle diyor.
 
Bir profesörün kendini inkârıdır bu. Hatta kendine saygısı olmadığının açık göstergesidir. Cehaleti yüceltmenin de kanıtı aynı zamanda.
 
Sayın Rektör Yardımcısının başka dediklerine bakalım:
 
“Türkiye'nin okumuş kesimi, profesörlerden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunları. Çünkü zihinleri berrak... Üniversite ve sonrası durum çok vahim çünkü gidişatı okuyamıyorlar, zihinleri bulanık."
 
Bu söyledikleri doğruysa Sayın Bülent Arı’nın dediklerinin hiçbir önemi yoktur. Profesör olduğuna göre, gidişatı okuyamaz. Üstelik zihni de bulanıktır.
 
Sayın Arı; tarihten örnek vererek savını güçlendirmeye çalışıyor. Kendi tümcelerini aynen yazıyorum:
 
"... Sultan Hamid, mülkiye olmak üzere Sultanileri kurdu. Yani medreselerde az çok kıt kanaat sadece dini tedrisat olmak yerine, laik eğitimi bütün ülkeye yaydı. Yani Osmanlı aydınlanmasını sağlayan Sultan Hamid'dir. Bu okullarda okuyanlar Sultan Hamid'i devirdiler. Türkiye Cumhuriyetini kuranlar, Osmanlı aydınlanmasının hep mezunlarıdır.”
 
Bu sözlerden anlaşılan ne?
 
Laik eğitim asi yetiştirir. Bu asiler, Sultan Hamid’i devirdiler ve meşrutiyeti kurdular. Hata ettiler çünkü monarşi yani padişahlık meşrutiyetten daha iyi bir yönetimdir. Parlamento da neymiş? Padişah tek yetkili olmalıdır.
 
Başka ne anlaşılır?
 
Cumhuriyeti; laik eğitimden geçmiş, aydınlanmacı, cehaletin ferasetinden yoksun okumuş asiler kurmuştur. Oysa cumhuriyet yönetimi, meşrutiyetten daha kötüdür.
 
Profesörün saçmalıklarını okumayı sürdürelim:
 
“Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben açıkçası korkuyorum, ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum. Ben sürekli Refik Halit gibi gözlem yapıyorum, trafikte en tehlikeli tipler üniversite mezunlarıdır. Bakın normalde hiç okumamış kesimler trafikte bir şey verdiğiniz zaman ona uyarlar, bunlar sürekli tehdit oluşturmazlar. Dünyanın gidişatını göremeyenler, okumuşlardır. Okuma oranı arttıkça Türkiye'de olayları tahlil kabiliyeti azalıyor."
 
Satır aralarına birlikte bakalım şimdi:
 
Halk cahil kalsın. Cahil kalsın ki yönetenlere körü körüne inansın. Üniversiteli tiplere güvenmeyin. Onlar yasa tanımazlar; kurallara uymazlar. Dünyanın gidişatını göremezler. Olayları doğru tahlil edemezler. Okumamış cahiller nasıl davranıyorsa sizler de öyle davranın. Yöneticileri eleştirmeyin; Osmanlı’da olduğu gibi onlara kulluk edin.
 
Batılılar da nasibini alıyor, çokbilmiş rektör yardımcısının saçmalıklarından.
 
Batılılara insan denemeyeceğini, bildiğimiz mahlûk olduklarını söylüyor. Asıl sıkıyönetimin Batı’da olduğunu, bizim ülkemizde özgürlük olduğunu da ekliyor. Bu nedenle Kapıkule’den girenler canavarlaşıyormuş. Sıkıyönetimden kurtulunca Türkiye’nin özgürlük ortamında canavar oluyorlarmış.
 
Bunları söyleyen kendisi değilmiş gibi bizim de yasaları uygulamamızı ve suçluları cezalandırmamız gerektiğini söylüyor.
 
Profesör ya... Kafası bulanık yani! Ferasetsiz!.. Avrupa'yı eleştiriyor; hemen arkasından "Biz de onlar gibi yasaları uygulayalım. Suçluları cezalandıralım." düşüncesinde karar kılıyor. Ciddiye alınmaz bu okumuş takımı!  Hele de profesör ise..
 
Profesörün incileri sadece bu kadar değil.

Hükümetin yaptığı köprüler, hava alanları, insansız hava araçları, viyadükler ve hızlı trenlerin Türkiye'yi -yirmi yıl sonra- çok farklı bir noktaya getirecek yatırımlar olduğunu belirttikten sonra şöyle diyor:
 
"Bu yatırımları yapabilip aşabilirsek (ki kültürel olarak aşabildiğimizi asla söyleyemem, eğitim olarak çok gerilerdeyiz henüz.) bunları yapabilirsek Türkiye, ilerleyen yıllarda, belli noktalara varabilecek."
 
Az önce eğitimin tehlikelerinden söz eden Prof. Dr. Bülent Arı, arkasından, eğitimde geri kalındığından yakınıyor.
 
“Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” diyeceğim ama gerek yok... Değmez! Zihni bulanık, ferasetsiz, okumuş birini ciddiye almamak gerekir. Cahil olsa neyse!.. O zaman önemsenmeli.
 
Sonunda asıl baklayı ağzından çıkarıyor okumuş-ferasetsiz Profesör:
 
"Erdoğan giderse tam bir felaketle karşı karşıya kalırız."
 
Tayyip Bey’in üzerinde devlet kuşu varmış. Ne zaman o devlet kuşu uçarsa o zaman iktidarı kaybedermiş. Devlet kuşunu Erdoğan’ın üzerinde tutup koruyan da Kök Tengri imiş.
 
Oldu mu şimdi Bay Profesör?
 
Şunu en başta söylesene yahu! Biz de zamanında anlayalım amacını!
 
Anlayalım da saçmalıklarını tahlil etmek için boşa zaman harcamayalım!
 
Haydar Bibinoğlu

 
Toplam blog
: 71
: 774
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Emekli Öğretmenim. Anadolu Üniversitesi, AÖF, Eğitim Önlisans Programı mezunuyum. İlgi Alanım: Si..