Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '06

 
Kategori
Tiyatro
 

Öldür beni Vuran Emmi

Öldür beni Vuran Emmi
 

Doktor Macit Bey hastanedeki odasında oturmuş kafa dinlemektedir. Öğlen olduğu için personel ve diğer iş arkadaşları yemeğe gitmiştir. Macit Bey bir sigara yakar ve aniden kapı açılıp içeri apar topar bir kadın ve oğlu olduğu sanılan bir delikanlı girer...

DOKTOR: Çüş! Kapı yok mu sizin orada?

KADIN: Mahmut’um nasıl doktor?

D: Mahmut’unuzu danışmaya sordunuz mu?

OĞUL: Doktor, babam nasıldır?

D: Babanızın bir soyadı var mı?

K: He! Mahmut...Demirbilek!

D: Ah...Demirbilek mi?

K: He! Yoksa birşey mi oldu?

D: Şey...Başınız sağolsun.

O: Sen ne dersin doktor?

K: İki gün önce aslanlar gibi kükrüyodu Mahmut’um.

D: Biz de öyle düşünmüştük fakat “birileri” mide kanseri bu adama bol acılı çiğ köfte yedirnce mide dayanmamış tabi.

O: Allah Allah. Köfteden mi öldü babam?

D: Yok, o kükremeler mide yanmasındanmış. Biz de hemen ameliyata aldık Mahmut’unuzu.

K: Ah yiğidim. Ameliyat masalarında can verdi. Mahmut’um!

D: Yok ameliyattan da çakı gibi çıktı maşallah. Dün gece saat üç gibi kendine geldi. Biraz sohbet ettik ve dinlenmesi için yalnız bıraktık.

O: Uykusunda mı ölmiştir babam?

Bu sırada kapı açılır ve içeri onbeş yirmi kişilik kalabalık bir grup girer.

O: Emmi?

EMMİ: Aslan yegenim. Gel hele koç!

O: Babam ölmiştir emmi.

E: Sen ne dersin yegen? Kim öldürmiştir?

O(Doktor’u Göstererek): Aha bu gavat!

D: Ayıp oluyor ama gavat falan. Hem Mahmut’u ben öldürmedim ki, o

E: Kes lan! Hikmet! Koş bagajdan benim çifteyi getir.

Kalabalıktan biri fırlar ve:

HİKMET: Emrin olur agam.

D: Ne çiftesi ne oluyor?

E: Çifte telli değil herhalde doktor.

Herkes kahkahalarla güler. Birden Emmi susar ve sessizlik oluşur.

E: Süper bir av tüfeği. Görmen lazım yani. Davarı vursan tek mermide kıyma yapar. Öyle guvvetli. Mavzer gibi birşey yahu. Hahaha.

D: Av mevsimi daha gelmedi aceleniz ne Emmi Bey. Hahaha. Şey...Ortamı yumuşatayım dedim. Bakın, Mahmut’unuzu ben öldürmedim.

O: Kim öldürdü söyle onu vuralım?

D: İçki desem?

E: Aslan gibi Mahmut’um içkiden mi öldi, sen ne dersin? Tek başına iki büyük rakı içerdi o.

D: Bravo Mahmut. Dün Mahmut ölmeden biz de onu konuşuyorduk. Bizim asistana dedim ki...

E: Kes ulan!

D: Kızmayın canım. Şey...Çay söylim mi?

Kapı yine açılır ve başka bir kalabalık grup içeri dalar. Herkes silahını emmi ve adamlarına doğrultur. Emmi bir işaretle adamlarına sakin olmasını söyler. İçeride ölüm sessizliği hakimdir.

O: Vurkan abey? Senin ne işin vardır burda?

V: Vurmaya gelmişiz yegenim. Hahaha. Nerde o Mahmut denen tıpa?

E: Tıpa anandır.

V: Yok, tıpa Mahmuttur. Hahaha. Söyleyin nerdedir Mahmut?

D: Pardon, siz Mahmut Bey’in nesi oluyorsunuz?

V: Ben bir yakınıyım. Azrail çok meşguldü, git o Mahmut denen zurnanın canını al, elimi kirletme benim dedi.

D: Anladım. Ben bir çay söylim. Hem dinlenirsiniz biraz. Güzel güzel konuşuruz. İsterseniz silahları bırakın. Patlar matlar dimi?

E & V: Kes ulan!

V: Nerde Mahmut?

Bu sırada Hikmet gelir ve Emmi’ye büyük bir tüfek uzatır.

H: Buyur agam. Çifteyi getirmişem. Mermi ağzındadır.

D: Ağzında mı? Boğazına kaçmasın. Hahaha. Ben şimdi bir pastil yazarım sabaha birşeyciği kalmaz.

E: Bence sen vasiyet yaz doktor.

D: Ortamı yumuşatayım dedim. Biraz gerginsiniz ya o yüzden şey ettirdim.

E: Yok yahu. Şimdi iki kurşun sıktım mı rahatlarım. Ştrese bire bir. Ne dersin Hikmet? Hahaha.

Herkes gülmeye başlar.

V: Son kez soruyorum. Mahmut nerdedir?

E: Mahmut’u aha bu gavat öldürmiştir.

V: Sen benim kanlımı nasıl öldirirsin? Hiç mi korkmadin? Onun kanı bana helaldir. Şimdi senin kanın bana helal. Salavat getir doktor.

Bu sırada telefon çalar.

D: Müsadenizle. Alo! Ameliyathane mi? Hazırlayın tabi. Birazdan geliyorum. Yaşam destek ünitesi falan da hazır beklesin. Hasta mı? Onu boşver sen benim buraya yirmi tane sedye, on onbeş tane de hasta bakıcı gönder. Yok yahu ne şakası? Alo! Alo!

V: Kimse seni sevmiyor doktor ne dersin? E sen de sevilmediğin yerde kalmazsın herhalde. Seni eziyetten kurtaracam şimdi. Hem Mahmut rahat uyuyacak hem de...

Bu sırada kapı açılır. İçeri karnı sargılı bir halde Mahmut girer.

D: Aha! Hortlattınız adamı. Vur beni Vurkan abi vur hadi.

V: Mahmut?

M: Benim ula gavat. Bende ölecek göz var mıdir?

V: Ölmedin demek?

M: Ne ölmesi. Dün gece ameliyattan sonra biraz bira içtim dokundu. Öldü diye alıp morga atmışlar beni. Saolsun bir hastabakıcı sesimi duydu da yardımıma koşti. Biliyor musun Vurkan o kadar bira içtim yine de kesmedi.

V: Sen ne dersin Mahmut?

M: Şimdi seni zımbalayıp akan kanını gazoz gibi içecem. Belki üstüne de bir bira içerim.

D: Ameliyatınıza ben girmesem?

M & E & V: Kes ulan!

Mahmut arkasına sakladığı silahı çıkardığı gibi Vurkan’a doğrultup ateşler. Yere düşmekte olan vurkan da bir el ateş edip Mahmut’u vurur. Bu sırada kapı açılır. İçeri yirmi kadar hastabakıcı doluşur. Hemen arkalarından bir grup polis girer. Hastabakıcılar yerde can çekişmekte olan hastaları sedyeye yükleyip hemen ameliyathaneye götürür. Polislerden biri:

P: Doktor bu hastaların durumu acil gibi. İstersen önce bi ameliyata gir ifadenin acelesi yok.

D: Ben girmesem?

Odadaki herkes silahlarını çıkartıp Doktor’a yöneltir.

E: İstersen girme?

 
Toplam blog
: 128
: 1989
Kayıt tarihi
: 03.10.06
 
 

Gözlerini kapat ve düşün: bir cümle kaç kişide farklı etki yaratır? Birbirimizi anlamanın gittikçe z..