Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '14

 
Kategori
Haber
 

Ölen öldü, giden gitti…

Ölen öldü, giden gitti…
 

düzceyerelhaber.com


 Bakalım lafın sonunu nasıl getireceğiz?

Ey vatandaş, “ölen öldü, giden gitti..” de , bütün bunları hiç olmamış gibi unutacak mıyız?

Bunlar  “İcmal Defteri”ne yazılmıyor mu? Yazılıyor…

Daha doğrusu , bir Divan kurulur bütün bunların hesabı tek tek sorulur mu.Sorulur…

Savcılar harekete geçti; mahkemeler dosyalarını hazırlıyor. İfadeler  teker teker alınacak.

Bakalım bu işte kim suçlu ?

Gerekli kanunları , İLO Sözleşmesini çıkartmayıp, sürüncemede bırakan; ve işverenlerin, patronların bu alanda istedikleri gibi at oynatmalarına fırsat veren hükümet mi?

Madeni devletten kiralayan; ama dört yıldır madenin yakınına bile uğramayan İşveren  mi?

İşveren’in bütün sorumluluğu sırtlarına yüklediği işçiyi sömüren taşeronlar mı?

Yoksa maden sahasında yönetici konumunda olup, gerekli önlemleri almayan; “Güvenlik Odaları”nı yapmayan; işçilerin eğitimini aksatan; “İç denetimi” gerektiği gibi yerine getirmeyen … Her denetimden sonra :”Her şey mükemmel tarzda işliyor, “ diye beyanat veren iç denetim elemanlarımı?

Madenin , “Dış Denetimini” , yalap şap yapıp, hiçbir güvenlik hatası görmeyen müfettişler; güvenlikçiler mi?

Sarı sendika gibi davranıp, işçinin sorunlarını adli makamlara  iletmeyen Sendika Ağaları mı?

Yoksa bütün bu hataları görüp, işten atılırım korkusundan şikayetlerini hiçbir yere iletemeyen ve dolayısıyla kendi hayatlarıyla oynayan madenciler mi?

Kim suçlu kim?

Evet, tabii, Divan kurulacak ama bu dünyada,  ama öteki dünyada… Bu kadar Şehitin (Şehit dedik, bayraklarla gömdük ya…) kanını ve yaşanmamış  hayatının geri kalanının hesabını acaba kim nasıl, nerede soracak?

Dünyada kurulacak mahkemeler kaç yıl sürecek; kimse içeri alınacak mı? On yıl, yirmi yıl sürüp , ondan sonra da “Mürur-u zamana uğradı” deyip, unutulacak mıdır?

Siyasetin içinde olup, bu olayların varlığından hiç habersizmiş gibi davranan siyasetçilerin hiç mi suçu yok. Niye görmemezlikten geldiler.

Dünyada artık ocaklarda kimseler ölmüyor; niye bizde her yıl o kadar insan ölüp gidiyor? Bunun hiç mi sorgusu suali yapılmaz. Kimdir suçlusu, kimdir? Kime sorulacaktır bunun hesabı?

Yarın bir gün mahkemeleri de göreceğiz. İnşallah onlardan çok adaletli kararlar çıkacak. Bu haksız ölümlere sebep olanlar bir bir yakalanacak ve hesap sorulacaktır.

285 kişi mi oldu ölenler (Yarın yine artar diyorlar…) çünkü işin rezaleti çıktı. İçerde kim var, kim yok, kimse bilmiyor. Çalışan işçilerin hesabını tutan bir  adam yok mu? O da bilinmiyor.

Bu maden bir Kaos?

Ama bilinenler şunlar:

Bu madenden devlet zarar ederken (neden, niçin?) , ondan sonra bu madenler özelleştiriliyor: sonra hem işveren kazanıyor; hem taşeronlar kazanıyor. İşveren devlete bir güzel vergi ödüyor.

Ayrıca , elde edilen  kömürün bir bölümü Devlete veriliyor; Devlet’te bunu fakir fukaralara dağıtıyor.  Hangi fakir fukaralara dağıtıldığını herkes biliyor. Aslında bu kömürler fena halde kükürt yüklü, evlerde, kentlerde yakmaya elverişli değil ama yine de vatandaşa dağıtılıyor. Ne yapsın devlet; elbette fakir fukarayı kışta kıyamette koruyacak!

Herkes kazanıyor. Bir tek işçilerden başka. Onlar ancak ölmeyecek kadar bir para alıyorlar. Bunların bir bölümünü de, kendilerini işe aldılar diye, taşeronlara götürüp geri veriyorlar. Öyle söyleniyor. Doğru mu bilemeyiz.

Zavallılar ekmek parası için çalıştılar ve ekmek parası için öldüler.

Ötekiler, evler apartmanlar diktiler; İstanbul’da koca inşaat şirketleri kurdular… Kimin parasıyla..?

İşçinin parasıyla ve işçinin kanıyla… İşçi; zavallı işçi hiç sesini çıkartabilir mi? Öyle bir hakkı var mı? Adamların şikayet hakları bile yok. Bu ölüm kuyularından şikayet eden bir tek işçi görülmüş mü? Yok… Hele bir şikayet etsin, ertesi gün dışarıda… Kim koruyacak onları? Sendika mı? Devlet mi?

Geçiniz Beyler geçiniz…

Yarın bir gün bir Divan kurulur; bunların hesapları sorulur. Ama ne Divan..

Hadi bakalım işinize…

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..