Ölerek kurtulamazsınız

Nejat Tümer de öldü. 12 Eylül cuntasının beş liderinden biri… Kim bilir ne zor çıkmıştır canı! 

Önce Sedat Celasun ve Nurettin Ersin, şimdi de o... Allah Kenan Evren’le Tahsin Şahinkaya’ya uzun ömürler versin.(!!!) 

Bir zamanlar kudretliydiler, güçlüydüler, astıkları astık, kestikleri kestikti. Bir sözleriyle kelleler gider, bir hareketleriyle ölüm kusarlardı. Sonra yaşlandılar, kamburları çıktı, çektiler, cılızlaştılar, güçten takatten düştüler, yüzlerine bakan "Bu zavallıları mı yargılayacaklar?" diye acır oldu. 

Ölmesinler de ne yapsınlar? Yıllardır hesap soracağız dedik, yargılanacaklar dedik, beklediler. Baktılar ki, gürlediğimiz gibi yağamıyoruz, bari zebanilere hesap verelim diye çekip gittiler. 

Ama yağma yok! Ölerek kurtulacağınızı sanıyorsanız, aldanıyorsunuz. Size ölüm yok! Siz ölmeyeceksiniz! Siz ölümsüz oldunuz! 

İsimleriniz “katil” ve “zalim” defterlerine yazıldı bir kere, oradan asla çıkamayacaksınız. 

Adlarınız en kanlı sultanların, kralların, diktatörlerin isimlerinin yanına kazındı, hiçbir zaman silinmeyecek. 

Mezarlarınızda rahat edeceğinizi sanmayın sakın. Toprak kabul etmeyecek sizleri. 

Ve bedenlerini lime lime ettiğiniz bir milyon gencin çığlıkları mezarlarınızda yankılanacak; susturun şunları diye yalvaracaksınız, ama mahşere kadar çığlıktan başka ses duyamayacaksınız… 

İdam sehpalarında… İşkencehanelerde… Kanlı pusularda canlarını aldığınız yurtseverler karşılayacak sizleri öbür tarafta. Yakanıza yapışacaklar. Sanmayın sizin onlara yaptığınız canice yöntemlerle misillemede bulunacaklar. Yüzlerinize tükürecekler; cinayetlere, vahşete ve işkencelere baka baka yüz olmaktan çıkıp köseleye dönüşmüş suratlarınıza… 

Çocuklarınız, torunlarınız döktüğünüz kanın utancıyla yaşayacak… 

Ellerinizdeki kan adlarınıza, soyadlarınıza bulaşacak. 

Ve ulu divan vakti geldiğinde kıydığınız bir milyon gencin analarının döktüğü gözyaşları yüzlerce, binlerce kez daha boğacak sizi… 

O bir milyonun babası, kardeşi, eşi beddualarıyla azap çektirecek size… 

Öldüğünüze öleceğinize pişman olacaksınız. “Keşke iki büklüm… Ve de süklüm püklüm… Kaplumbağalar gibi sürünerek… Solucanlar ve salyangozlar gibi altımı ıslatarak yaşamaya devam etseydim de bu cehennem azabını hiç görmeseydim, ” diyeceksiniz. 

Ve bütün Türkiye mahşer gününde, ulu divanda zalimliğinizi haykıracak suratlarınıza. 

Ölmek kurtuluş değil sizin için.