Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '12

 
Kategori
Spor
 

Olimpiyat nasıl başlamış?

Olimpiyat nasıl başlamış?
 

Antik Yunanistan'da olimpiyat oyunlarıya da kısaca Eski olimpiyat oyunları

Dönemin şehir devletleri arasında düzenlenen, atletizm ile ilgili yarışmaların yapıldığı spor oyunlardır.

Yarışmaya İ.Ö. 776 yılında Yunanistan'ın Olimpiyaşehrinde başlanmış ve İ.S. 393yılına kadar yapılmaya devam etmiştir.

Oyunlar tanrıların yaşıyor olduğuna inanılan Olimpiya Dağı'nda düzenlenir ve adını da bu dağda düzenlenmesinden ötürü alır.

Ancak kökeni ne olursa olsun olimpiyat oyunlarının Antik Yunanistan'da Eleusis Gizemleri'nin yanında düzenlenen en büyük iki dinsel törenden biri olduğu kesindir.

Yarışmalara katılmadan önce her bir yarışmacının Zeus heykeliönüne geçerek en azından 10 ay boyunca eğitim görmüş olduğuna ve hiçbir hile yapmayacağına dair ant içmesi gerekiyordu.

2012 Yaz OlimpiyatlarıLondra'da düzenlenen muhteşem açılış töreninden sonra başladı. Bizlerde gece gündüz ekran karşısına çivilendik resmen. İnanılmaz heyecanlı geçen gecesi gündüzüne karışmış bu günlerde, Olimpiyatları izlemenin keyfindeyiz. Zamanın nasıl geçtiğini bilmemekte çok önemli... Tam Ramazan ayına gelmesi de bizler için vaktin farkına varmadan çabuk geçmesini sağlıyor oldu.

Ben özellikle yüzme yarışlarını çok heyecanla takip edenlerdenim. Tabi hepsini izlemek istiyorum ama fırsatım veya tercihim olduğunda; ona zaman ayırmak istiyorum…

Zeus’un Aşklarıkitabımı yazarken Antik Çağda olimpiyatların nasıl başlamış olduğunu incelemiş ve kitabıma aktarmıştım. Ben size kitabımdan değilde, bu konuda resmi olarak yazılmış, o dönemdeki ilk Olimpiyatların nasıl olduğunu anlatan yazıyı aktaracağım…

Bir söylenceye göre ise mitolojik kahraman Herakles'in Olimpiya'da bu tip bir oyuna katılarak kazanmasının sonucunda bu oyunların her dört yılda bir geleneksel olarak yinelenmesi istediği yönündedir. Bir başka mit bunun Zeustarafından TitanKronos'a karşı aldığı yenilgi sonrasında koyulduğunu söyler. Değişik kaynaklarda bunun ElisKralı İfitos'un İ.Ö. 9. yüzyılda halkını büyük bir savaşın içine düşmekten kurtarması için Pythia'ya giderek ona danıştığını, kâhinin ise ona tanrılar onuruna oyunlar düzenleyerek tanrıların memnuniyetini kazanmasını önerdiği geçer… Bunun sonucunda İfitos bu oyunları düzenlemeye başlar ve Spartalıdüşmaları bu oyunlar süresince onlara saldırmayı durdurur.

Oyunların ilk olarak Yunanistan'da, Yunan tanrılarının kutsal yaşam alanı olan Olimpiya Dağı'nda başladığı kabul edilirse bu oyunların ilk düzenlendiği yerler Mora Yarımadası üzerindeki Elisve Pisakentleridir. On iki metre yüksekliğindeki altın ve fildişinden yapılma tüm Yunan tanrılarının babası olan Zeus'un heykelide bu dağda bulunmaktadır ve Antik Yunan heykeltıraşı Fidiastarafından yapılmıştır. Bu heykel dünyanın yedi harikasındanbiridir. Olimpiyat oyunları dört yıllık aralarla düzenlenirdi ve Yunanların yılları sayma yöntemleri bile bu oyunlar üzerine kuruldu. İki oyun arasına bir "Olimpiad" denirdi ve buna göre tarih atanırdı.

Bugün İsa'dan önce ve İsa'dan sonra terimlerinin kullanılıyor olması gibi olimpiyat oyunlarını kullanarak tarih söylemenin ilk bulışçusunun İ.Ö. 4. yüzyılda yaşamış olan Antik Yunanistanlı tarihçi Ephorus olduğuna inanılmaktadır. Bu tarihleme yönteminin öncesinde her Yunan kenti kendi özel takvimini kullanırdı ve bu ortal iş yapımlarında sorunlara neden olurdu. Diodorus'un belirttiğine göre 117'nci olimpiyatın 3. yılında bir güneş tutulması meydana gelmiştir. Bu büyük olasılıkla İ.Ö. 310'daki güneş tutulmasıdır. Bu da, 117'nci olimpiyatların 310 yılında düzenlediyse ilkinin İ.Ö. 776'da bir yaz ortasında başladığını söyler. Ancak yine de oyunların gerçekten bu tarihte mi başladığı pek çok tarihçi tarafından tartışılmakta ve kabul görmemektedir. Yunan gezgin ve coğrafyacı Pausaniaskitaplarında belirttiklerine göre bu dönemde gerçkeleştirilen tek yarış stadiondu. Herakles'in adımlarına göre ölçülerek belirlenen koşu pisti bugünün ölçüsüyle yaklaşık 190 metre uzunluğunda oluyordu. Bugün kullanılan, içinde spor karşılaşmalırının düzenlendiği yer olan stadyumsözcüğü Antik Yunanistan'da ayak yarışı demek olan Stadiondan gelmektedir. Olimpiyat oyunları, ev sahipliği yapan şehre büyük bir saygınlık ve diğer şehir devletlerine karşı büyük bir politik avantaj sağladığından bu dönemde şehir devletleri bu organizasyonlara ev sahipliği yapmak için pek çok savaş ve mücadele yapmışlardır... Pausanias'a göre İ.Ö. 668 yılında ArgosluPheidon, Elis kentinde düzenlenmekte olan bu oyunları Pisa'ya taşımak için görevlendirilmişti.Pheidon bunu başardı ve o yıl organizasyonlar Pisa'da yapıldı ve Pheidon tarafından yönetildi.

Ertesi yıl Elisyeniden üstünlüğü ele geçirerek, olimpiyat oyunlarını kendi şehirlerine taşıdı. Atinalı yazar Ksenofon'un eserlerinde belirttiklerine göre Pisa şehrinin yine olimpiyat oyunlarını kendilerine taşıdığı bir dönemde Elis şehri büyük bir orduyla İ.Ö. 364 yılında saldırya geçmiştir. Kendilerine açılan büyük çaplı ateşlerden dolayı geri çekilmelerinden önce düşmanlarını köşeye sıkıştırmalarına karşın, gece boyunca kazıklı çitler inşa ederek üstünlük sağlayan rakiplerine daha fazla karşı koyamamışlar ve geri çekildiler. İ.Ö. 12 yılında Kral Herodoyunların sürekliliğini sağlamak için finansal destek verdi. Olimpiyat oyunları tüm Yunan halklarının katıldığı, panhellenik oyunlar adı verilen karşılaşmalardı. Bu oyunlar dört türlüydü ve her yıl en az biri yapılacak biçimde düzenlenirdi. Olimpiyat oyunları da bu tip oyunlardan biri olmasına karşın içlerinde en çok katılımın olduğu, en saygınıydı. Olimpiyat oyunlarının düzenlenmesinin durdurulması İ.S. 393'te II. Theodosiustarafından ya da İ.S. 435yılında onun torunu tarafından gerçekleştirilmiştir.Bunun nedeni olimpiyat oyunlarının Yunan tanrılarının onuruna düzenleniyor olmasıdır. Hristiyanlığı bölgedeki en yaygın ve en güçlü inanç hâline getirmek isteyen bu krallar olimpiyatların merkezi Olimpiya'daki spor tesislerine dokunmamışlar, ancak bu yapılar 500'lü yıllarda olan büyük ve yıkıcı bir depremle yok olmuşlardır.

Modern Olimpiyat oyunlarınınaksine, bu antik olimpiyat oyunlarına yalnızca Yunancakonuşan özgür kişiler katılabiliyordu. Ayrıca deniz aşırı yerlere kurulmuş koloni şehirlerinden de katılım kabul ediliyordu. Olimpiyatların tarihinde Akdenizya da Karadenizkıyılarından katılıp da yarışma kazanan pek çok kişi olmuştur. Herhangi bir oyun içinde yer alabilmek için bir kişi öncelikle seçmelere katılmak, ardından adını yetkili kişiye yazdırmak zorundaydı. Plutarhosbir kişinin çok yetişkin göründüğü gerekçesiyle seçmelerden elendiğini ancak Spartalı erkek sevgilisinin araya girmesi ve genç olduğuna kefil olmasıyla yarışmalara kabul edildiğini söylemesine bakılırsa bu yarışmalara yalnızca gençler katılıyordu. Yıllar geçtikçe olimpiyatlarda gerçekleştirilen spor oyunlarına yenileri eklenmeye başladı. Boks, güreş, kariot yarışları ve pek çok değişik dövüş ve koşu yarışları bunlardan bazılarıdır. Bunarın yanında uzun atlama, disk fırlatma ve cirit atma da bu dönemlerden beri olimpiyat oyunları içinde yer almaktadır. Boks ilk önceleri normal bir biçimde yapılmaktayken yüzyıllar geçtikçe çok daha sert bir spor hâlini almaya başladı. Önceleri böksörler ellerinin üzerini yumuşak deri parçalarıyla örterlerken, daha sonraki yıllarda içlerine metal bile koyulan sert deriler ile dövüşmeye başladılar.

Kariot yarışlarında (bir atın çektiği iki tekerlekli araba), karşlaşmanın sonucunda kazanan arabayı kullanan kişi değil, arabanın adına yarıştığı soylu kişi olurdu. Festivallerleaynı dönemde düzenlenen olipmiyat ve bunun yanı sıra diğer spor müsabakaları, genelde 5 gün süren bu festivallerin 3 gününü alır diğer iki gün dinsel görevlerin yerine getirilmesinde harcanırdı. Festivallerin en son gününe gelindiğinde tüm olimpiyat yarışmacılarının katıldığı bir ziyafetverilir ve bunlarda Zeus'un onuruna kurban edilmiş 100 öküzün eti yenirdi. Olimpiyat oyunlarının herhangi bir dalında bir yarışmayı kazanan atlet zeytin yapraklarından yapılmış bir taç ile onurlandırılırdı. Yarışma kazanan her atlet kendi kenti başta olmak üzere bütün Yunanistan'da ün sahibi olurdu. Buna kendisine armağan edilen yüklü bir orandaki para ödlülü eşlik ederdi. Atina'da böyle bir olay sonucunda 500 drahmiverilirdi ve bu da hemen - hemen küçük bir servete eşit düşerdi. Heykeltıraşlar önemli olimpik zaferleri ölümsüzleştirmek için heykeller yaparlardı. Şairler bazen para karşılığında kahramanlar adına övgü dolu şiirler yazarlardı. Arkeologlar olimpiyat oyunlarının düzenlendiği süreler boyunca atletlerin ve çok uzak yerlerden yalnızca bu oyunları izlemeye gelen izleyicilerin güvenliğinin sağlanması amacıyla Yunan şehir devletleri arasındaki savaşların geçici olarak da olsa durdurulduğunu düşünmektedir.

Bu görüşe karşı bazı arkeologlar ise savaşların durdurulmadığına ancak olimpiyatlara katılmak isteyen yarışçıların ordudan ayrılarak gitmesini izin verildiiğini söyler.

Olimpiyat oyunları da dâhil Antik Yunanistan'da düzenlenen tüm karşılaşmalara katılım yalnızca erkek atletlere açıktı. Sadece daha sonraki dönemlerde kadınların atlı binicilik yarışmalarına katılmalarına müsade edilmeye başlandı. İ.Ö. 396 ve 392'de Spartlaı bir prenses olan Cynisca'nın atları ona zafer getirdi. Atletler genellikle çıplak olarak yarışmalarda boy gösterirlerdi. Bunun nedeni hem uygunsuz hava koşulları hem de olimpiyatların amacının insan vücunun başarılarını göstermek olmasıdır. Bu dönemde yarışmacıların vücutları zeytin yağıile de yağlanmıştır. Bu hem katılımcıların hoş bir görüntüye bürünmesini sağlamış hem de cilte yumuşaklık sağlamıştır. Ayrıca atletler cinsel organlarını koruyabilmek için kinodesmi adı verilen bir bağ yöntemi de kullanmışlardır.(alıntı)

Hepimize iyi seyirler ve Türk sporcularına büyük başarılar dilerim…

Nazan Şara Şatana

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

http:// https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....