Olmaz Olası Urlar !..

Ur, bilindiği üzere, bedenin iç veya dış yüzeylerinde meydana gelen anormal bir şişliktir. Bu şişlik katı veya içi sıvıyla dolu bir şekilde gelişir ve büyüklüğü bir nohut iriliğinden, 30-40 kilo ağırlığa kadar ulaşabilir...


Kadınlarda iç cinsel organlarda urlara oldukça sık olarak rastlanır. Miyom adı verilen dölyatağı içi urlarından başka yumurtalık urları ve vulvanın dış dudaklarında görülen bartolin bezi urları da vardır...


Kas yumağı olarak gelişen miyomların kökeni, dölyatağını meydana getiren et tabakasındadır. Bunlar genellikle dölyatağının içerisinde, kimi zaman da bu organa bağlı olarak dışında gelişirler. Konumlarından ötürü düşük, erken doğum ve kısırlık gibi bazı sorunlara sebep olurlar. Buna karşılık vulva üzerinde oluşan urlar yürümeyi, oturmayı ve cinsel birleşmeyi hayli güçleştirirler...


Dermoid terimiyle anılan birtakım urlar, anne karnında ilk oluşum evresinde bazı uzuv hücrelerinin yerlerini şaşırarak bebeğin yumurtalığında gizli kalmalarından ve ileride büyümelerinden ötürü gelişirler. Bu tür yumurtalık urları ilk altı ayda pek fark edilmezler. Lâkin daha sonraları rahatsızlık vermeye başlarlar. Yumurtalık urları belli hormonların salgılanmasına yol açabildiklerinden, bazen yaşlı kadınların yeniden adet görmesini sağladıkları gibi, bazen de kıllanmaya, ses kalınlaşmasına yol açabilirler.


Urların oluşturduğu en büyük tehlike, şüphesiz kansere dönüşebilmeleridir. Bu bakımdan iyi huylu (selim) urları ile kötü huylu (habis) urlar arasında bir ayrım yapılır. Kansere yol açmayıp da varlıklarıyla rahatsızlık veren urlar, büyüklüklerinden ötürü karın içerisinde ağırlık ve gerginlik yaparlar. Hastanın beslenmesini engellerler ve hasta zayıflar, zayıfladıkça karnın şişliği artar...


Miyom türünden bazı urlar da kanamalara sebep olurlar. Bunlar adet görme zamanında sekiz günden fazla süren uzun kanamalar yaparak, kansızlıktan güç kaybına yol açar. Kansızlık, başka hastalıkları hazırlar. Bazı miyomlar ateş dahi yapar...


Diğer yandan, ilk çıktıkları yerde fazla büyümeden kalan urlar, bedene fazla zarar vermezler. Lâkin uzun yıllar böyle yerinde kaldıktan sonra bilinmeyen bir sebeple, günün birinde anormal bir büyüme gösterip tabiat değiştiren urlar da vardır. Derinin dış yüzeyinde bulunan bazı et benleri bu tip oluşumlardır. Bu nedenle fazla kurcalanmamaları ve dikkatle gözlenerek değişikliklerin takip edilmesi gerekir.


Urların her yaşta oluşma alasılığı varsa da, kötü huylu olarak sınıflandırılan türler daha ziyade 30 yaşından sonra gelişmektedir. Bu hususta dikkatli davranıp, bedende meydana çıkan herhangi bir şişlik veya değişiklik, fazla zaman kaybetmeden hekime gösterilmelidir.



Önemli >>> Bu blog da diğer tüm sağlık bloglarım gibi sadece bilgilendirme amaçlıdır!.. Sağlıklı bir yaşam dileğim ve saygılarımla...