Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '15

 
Kategori
Felsefe
 

Ölmeden önce ölünüz

Ölmeden önce ölünüz
 

Varlığımız, bedenden ibaret değildir. Zahirde beden olarak titreşen boyutumuz, içimizde saklı özümüzden gayrı değildir. İç ve dış varlığımızınsa bir bütün olması zorunludur. Abdülkadir Geylani Hazretleri, insanın iki boyutuna işaret etmiş ve bu iki boyutun biraraya gelmesiyle ‘’Kişi toprağına kavuşmuş tohum gibi olur. Ve kendi bahçesinde çiçek açmaya başlar.’’ Demiştir.

Kişinin bir ucu göklerdeki parçasına ulaşması için, yerin yedi kat altındaki esfel-i safilin boyutundan yola çıkarak, diğer uca yükselmesi  ve daha sonra da  iki ucu birleştirmesi icap eder. Bu,  tasavvufta küçük insan, büyük insan benzetmesiyle ifade edilir.

Öze bağlanmak için, kişinin tüm bildiklerini unutması gerekir. Çünkü öğrendiklerimiz, zihnimizin dayatmalarıdır. Ve bizi daraltan da budur. Yola çıkarken eski defterleri rafa kaldırmamız, yepyeni bomboş bir sayfa açmamız gerekir. Kişi öğrendiklerini unutmaktan korkabilir. Ne de olsa bildikleri onu hayata bağlayan kalın ipliklerdir. Oysaki bu yola çıkarken tüm bağları koparıp unutmak, yolculukta karşılaşılacak yeni bilgilere yer açmak için gereklidir.

Bir süreliğine karmaşadan, gürültüden elini eteğini çekip, sadece sessizlik içinde yoklukta yaşayanlar, sözcüklere dönüştürülmesi zor olan kavramları kolaylaştırabilirler. Sıkıntılı, güç, katlanılması zor durumları, sabır, sükûnet ve tevekkül içinde geçirebilmek, kişiyi kendini bilme yolunda, yeni bir bilince ulaştırır. Kişinin yetkinliğe ulaşmasının gizemi buradadır. Esas olansa, darlığın, yokluğun içinde salikin kendi iç genişliğini hissetmesidir.

Kişinin kendini nefesinin ahengine bırakması, yoldaki amacı olmalıdır. Nefesinin kendinden çıkışını ve sonra tekrar kendisine dönüşünü hissetmesi önemlidir. Her nefes alışının idrakinde olması, düşüncesinin sağa sola kaymaması mühimdir. Gelecek ayki kira ödemesini düşünmek, arabanın kışlık bakımına kafayı takmak, kişinin dengesini bozar. Her şeyi bırakıp, nefesin ritmini hissetmek gerekir. Buna kendini Allah’a teslim etmek denir.

Bu alanda yolculuk çok da güvenli değildir. Yolda kayalar, taşlar, zehirli bitkiler,  yırtıcı hayvanlar mevcuttur. Bu yüzden  sabır çok önemlidir. Sabretmeyi öğrenmek, kişinin dayanıklılığının farkına varmasını sağlar. Kişinin başına gelenlerin ardı arkası kesilmez. Yol boyunca sayısız imtihanlar mevcuttur. Yolda kaybolmamak için dualar ve salât çok önemlidir. Ve ayrıca ilerlemek için, kişinin güvenerek izleyeceği bir kılavuzu olmalıdır.

Bu yol çok olma, büyüme yolu değildir. Yokluğun içine gönüllü olarak girme ve ‘’Yok Olma’’ yoludur. Bunu böylece bilip, yok olmayı kabul etmek, işi kolay ve daha acısız yapar.

Burası ‘’Ölmeden önce ölünüz’’  yoludur. Teslim olma üzerine inşa edilmiştir. Üstündekileri çıkarıp, sahip olduklarını gerçek sahibine iade edip, senden daha büyük bir şeye teslim olmaktır yapılması gereken.

Bu yol ‘’Ölmeden önce ölünüz.’’ yoludur. O’na koşulsuzca  güvenmeye  ve onun varlığının her şeyi kuşatmasına dirençsizce izin vermeye dayalıdır. Bu yol, karanlığın içinden aydınlığa ulaşma, özünün etrafındaki kabukları tek tek soyma cesareti gösterebilme yoludur. Yola çıkanlara hayırlar ola…

 

Ayperi Ferda Oral

Eğitimci Yazar  

 
Toplam blog
: 103
: 6084
Kayıt tarihi
: 06.02.13
 
 

Hacettepe Üniversitesi  İngiliz Dil Öğretmenliği mezunu Ayperi Ferda Oral, üstatlardan, Metafizik..